Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Hüüülya, neden böyle??

İkisinin de 'ben Türkiye'nin ennn güzel, ennnn zeki kadınıyım' cümlesini sık sık kullanmışlıkları vardır. Hülya Avşar ve Yeşim Salkım'ın yani. İşin güzelliği, gerek basındaki gerek kendi camialarındaki 'evet evet doğru söylüyor, gerçekten aslında çok zeki bir kadındır' diyen dalkavukları sayesinde buna canıgönülden inanırlar da. Peki ne yapmışlar da parlak zekâlarını cümle âleme kanıtlamışlar diye sorsanız bir iki 'gak guk'tan sonra 'eee canım bunca zamandır zirvede (!) olmak kolay mı?' falan derler herhalde. Zirve dedikleri de gündemde olmak yani. Ve Türkiye'de gündemde olmak için, rezil olmak, başlı başına bir zorunluluktur zaten. Ama pardon, "bu ülkede her şey olunur rezil olunmaz"dı di mi? Ya iftiradır hepsi ya kıskançlıktan yapılan dedikodu; ya komplodur ya da yalan haberlerle yıpratma politikası... Bu yüzden başlarına ne gelirse gelsin onlar gerçekten de hep konuşulur, yazılır, tartışılır. Onlar için tüm bunlar büyük başarı, geçilmez, aşılmaz bir kariyerdir. Neyse işte bu iki müstesna şahsiyet, güzellik abidesi, zekâ küpü insan, televizyon ekranında bir araya gelmişler, birbirlerine methiye düzmüşler. Ve bir ara, bu kadar güzel ve zeki bir kadın nasıl olur da aldatılır, terk edilir aklı almayan Yeşim (kendinden de yola çıkarak tabii), Hülya'ya sormuş: "Siz Sadettin'le neden ayrıldınız yahu, oysa pek yakışıyordunuz?" Cevap da şöyle gelmiş: "Bizim gönül bağımız devam ediyor aslında ama işte oldu bir şeyler." O işler öyle olmuyor Hülya Abam! "Kalbimiz, aklımız hâlâ birbirimizde ama biz bir arada olamıyoruz işte" cümlesi, terk edenin, terk ettiğine inandırdığı ve böylece vicdanını rahatlattığı uydurma cümlelerdendir. Çok da klişedir. Tıpkı, 'Sen daha iyilerine layıksın, benim bu ara biraz kafam karışık, ikimizin de biraz yalnız kalıp birbirimizi özlemeye ihtiyacımız var' palavraları gibi. Bunlara inanmayınız, kendinizi de kandırmayınız. Yarın öbür gün o gönül bağının başka bir kadında düğümlendiğini görünce şoke olmayınız, üzülmeyiniz, dillere düşmeyiniz. Aaaa ama olsun, o durum da sizin için şahane bir gündem maddesidir, di mi? Hastasıyız zaten sizin şu parlak kariyerlerinizin!! Devam ediniz, takipteyiz biz.

RAHVAN GİT YA HACI!
Bozuk saatin bile arada doğruyu göstermesi misali eskaza ödüllü bir filmde rol alıp yıllarca bu başarının üzerine yatan, ama skandalları dışında başka bir işe adını yazdıramayanlardan biri de Hande Ataizi'dir. O da sözlüğünde 'rezil' kelimesinin bulunmadığı ünlülerden. Sargılı burnuyla hela camına sıkışır, "ne dedin sen ne dedin sen" tokadı tarihe geçer, şemsiyesiyle Britney Spears'a rahmet okutur, tarihin en kısa süreli nikâhına imza atar falan ama, yine de hep basını suçlar, bu hıyarlar yüzünden adımız kötüye çıkıyor der vs. Hıyarlar dediği magazin muhabirleri. Dedik ya sözlüğünde utanma, rezil olma gibi kavramlar yok kadının, n'apsın?? Geçenlerde NTV'de sevgili Mirgün Cabas'ın karşısına geçmiş yine dert yanıyordu: "Basın bizi fantezi malzemesi olarak görüyor," diyordu. Yapma yavvv Hande? Niye ki? Rol aldığın birbirindennn değerli sinema filmlerinin yanı sıra, doğa ve hayvansever, kendi halinde bir insansın oysa ki. A-ha! Tıpkı bu fotoğraftaki gibi. Ama işte 'hıyarlar', senin sanatçı duyarlılığıyla hayvanseverliğine vurgu yapmak amacıyla çektirdiğin bu fotoğrafları bile yanlış yorumluyorlar değil mi? Takma sen, rahvan git. Kenardan kenardan.

BENİM OLACAKSINNN
Allah herkese ayrılığın bile hayırlısını versin derim ya hep. Yine diyorum. Eren Talu- Defne Samyeli ayrılığı bize yine 'Güllerin Savaşı'nı hatırlattı. Bu insanlar neden boşanma arifesinde ağız ishali oluyorlar? Neden adam gibi usulca, toz kaldırmadan çekip gitmeyi bilemiyorlar? Meğer Eren Talu beyaza olan takıntısının altında ne renkli bir kişilik saklarmış! Karısına, çocuklarının anasına, "Bu kadın sadakatsizin teki, beni aldatıyor" demekten imtina etmiyor, eve gizlice girip duvarlara "ya benim olacaksın ya kara toprağın" tadında arabesk tepkilerde bulunmaktan çekinmiyor. "Seni tüm Türkiye'ye rezil edeceğim" derken aslında kendisinin insan içine çıkamayacak hale geldiğinin farkına varamıyor. Çok üzücü.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA