Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNCEL ÖZİÇER

Yak bütün fotoğrafları

Evin bağrında kara bir leke gibi duran şeyler oluyor bazen... Uzun süredir ellenmemiş kitaplık, yazlığı kışlığı birbirine geçmiş gardırop, tencere tavaların yıkıldı yıkılacak eğreti bir kule gibi yükseldiği mutfak dolapları falan... Şu ara bir kaç kara delik mevcut yine. Ama birini hallettim bu akşam. Salonda duran büfemsi bi dalga var, içi çıfıt çarşısı gibiydi artık... Yayıntı toplamak, elime ne geçerse o ahşap cismin içine tıkmak demekti çünkü. Dün 'hadi bismillah' dedim oturdum yere, açtım pandoranın kutusunu. Amannn açmaz olaydım. Eski fotoğraflar fırladı birden üzerime... Küçük Öncel, daha da küçük Öncel, zayıf Öncel, daha da zayıf Öncel, Öncel Yalıkavak'taki (artık olmayan) evin önünde şarap keyfinde, dünyanın en yakışıklı köpeği ama artık melek olan koca dana Şaki'siyle güreşirken, Şaki koltukta horlarken, kırmızı ve upuzunnn gür mü gür saçlı Öncel, Öncel dünyanın bi ucunda, öncel plajda. Evet evet bir zamanlar gerine gerine poz verirmişim şezlonglarda. Bir grammmm yağ yok ne bacaklarda ne göbekte. Hatırlıyorum da o zamanlar utanmadan, kendimi kilo vermesi gereken bir insan zannederdim. Ah salak ben! Gerçi biliyorum seneye de bu halimi arayacağım ya, o da ayrı. Çünkü bir yaştan sonra bir sene bile öyle farkediyor ki fotoğraflarda. Karar verdim, sevmiyorum ben eski fotoğraflarımı. Baktıkça içime bir hüzün basıyor. Ölmüşüm gibi... Ama zaten öyle değil mi? Üç yaşındaki ben, 22 yaşındaki ben, 30 yaşındaki ben... Ölmedi mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA