İlknur Menlik - Sabah.com.tr
imenlik@comart.com.tr
Ramazan ayına günler kaldı. Her evde tatlı bir telaş… Marketler, bakkallar, manavlar hatta seyyar satıcılar dahil tüm gıda pazarı hareketli günler yaşıyor. Her Ramazan öncesinde ise bir fiyat bilmecesi… "Çarşı pazar pahalanacak mı? Ete, süte, meyveye, sebzeye zam olacak mı?" Eskilerin bir deyişi aklıma geliyor: "Yağdan, undan; ne olmaz ondan". Kimileri için bırakın eti, sütü sadece un ve yağa gelecek zam bile kaldırılması zor, ağır bir yüktür.
Geçen hafta gıda sanayicisi "Ramazan ayı öncesinde zam yapmayacağını" açıkladı. Basın toplantısında konuşan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz'un bir tespiti de çok önemli, dikkatlerden kaçmaması için buraya alıyorum: "globalleşen dünyada gıda fiyatları artık hiçbir ülke için yerel sorun değildir." Bu tespitten yola çıkarsak; gıda fiyatları ve enflasyon ilişkisinde, gıda fiyatları artışlarında ve tarımsal emtia fiyatları ile gıda dışı petrol, enerji, gübre gibi sınai hammaddelerin gıda fiyatlarına etkileri konusunda daha doğru değerlendirmeler yapmış oluruz. Belki bu sayede "sanayici kafasına göre zam yapıyor, fahiş karlar elde ediyor" önyargısından da kurtulmuş oluruz.
Kopuz'un da belirttiği gibi, artık Türkiye'de gıda fiyatları üretim - tüketim kaynaklı sağlıklı bir fiyat yapısına ulaştı. Bunu, son birkaç yıldır gıda fiyatlarının hükümetin enflasyon hedefini tutturmasında en önemli faktörlerin başında gelmesinden anlıyoruz. Muhtemelen bu yıl da aynı etkiyi göreceğiz.
Peki, dünya piyasaları ne durumda? Öncelikle şunu söylemek gerekir ki tarımsal girdiler ve sınaî hammaddelerin fiyatlarında küresel yüksek düzeylerin devam etmesi bekleniyor. Dünya Bankası'na göre bu yıl, başlıca emtiaların fiyatları 2012 yılından daha düşük gerçekleşecek. Bankanın bazı emtialara ilişkin 2013 yılı ortalama ton fiyatları tahmini ise şöyle (ABD Doları): Kakao 2.400, Kahve 3.350, Soya yağı 1.150, Mısır 295, Pirinç 555, Buğday 315, Kırmızı et 420, beyaz et 215, şeker 410.
Haziran ayı itibariyle son bir yılda en fazla yüksek yönlü fiyat hareketi yaşayan emtialar mısır, buğday, beyaz et ve zeytinyağı oldu. Şeker, kahve, soya yağı ve pirinç ise geçen yıldan bu yana fiyatı düşen emtialar arasında yer alıyor.
Dünya Bankası'na göre 2025 yılına kadar fiyatların inişli çıkışlı ama yatay bir seyir izlemesi bekleniyor. Fiyatların yükselişe geçmeye başladığı geçen yıl bu zamanlarda, ünlü yatırımcı Jim Rogers, tarım sektöründeki sıkıntılara işaret ederek; "gıda fiyatlarındaki artış bu şekilde devam ederse gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan tüm ülkeler aç kalacak" yorumunu yapmıştı. Fiyatların gerileme eğiliminde olduğu bugünlerde böyle bir şey mümkün görünmüyor ama çevre, tarım ve gıdaya gerekli önem verilmez, gıda israfı son bulmaz ve tarımsal emtialar hedge fonlar tarafından yatırım aracı olarak görülmeye devam ederse, herkes 'aç' kalmasa bile küresel çarşı pazar için sonuçlarının kötü olacağı ortada. Dünya, gıda fiyatlarında istikrarı sağlamak istiyorsa, küresel işbirliğe gereken önemi vermeli.