30 yıldır inşaat sektörünün önemli aktörlerinden biri olan Gül İnşaat'ın temelleri baba Mehmet Gül tarafından atılmış. Şimdi 4 oğlu Ahmet, Metin, Çetin ve Nedim Gül başarılı projelere imza atıyor. Bugüne kadar yaklaşık 15 bin konutu hayata geçiren şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Metin Gül ile inşaat sektörünün gelişimini ve yatırımlarını konuştuk.
Siz tam bir aile şirketisiniz? Biraz öykünüzden bahseder misiniz?
Aslında bizim asıl işimiz toptancılık ve perakende. Dedem ve babam çok iyi tüccardı. Memleketteki tek hizmet bizdeydi. Hemşehrilerden birkaçı Gümüşhane'den İstanbul'a gelip inşaat yapınca, babam da 1976 yılında gelmeye karar verdi. Küçükçekmece'de birkaç tane inşaat yaptık. 1984 yılında babam vefat edince, Gül İnşaatı kurduk. Bugüne kadar da alt şirketlerimizle birlikte faaliyet gösteriyoruz. Ağırlıklı olarak hasılat paylaşımı ve kat karşılığı inşaatlar yapıyoruz.
Kalabalık bir sülalesiniz...
Gül sülalesi çok geniş. Dedem sağ iken 44 kişi aynı evde yaşıyorduk. Bizim ailemiz birbirine çok tutkundur. Babam 7 kardeş. 20 odalı bir evimiz vardı. Herkes yemeğini yer, odasına çekilirdi. Şimdi benim çekirdek ailem 9 kişi. Böyle düşünürsek, 200 kişilik bir sülaleyiz.
Bugüne kadar kaç konut ürettiniz?
Şimdiye kadar 15 bin konut ürettik. 3 bin 100 konut da üretim aşamasında. 2015'te tamamlayacağız.
Konutun gelişimini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye canlı kanlı bir ülke. Ne kadar konut yapılırsa yapılsın, ihtiyaç devam ediyor. Bu konuda daha fazla çalışmak ve üretmek lazım... Ancak endişelendiğim bazı konular var. İnşaat, dönüşümü olmayan bir yatırım, sanayi gibi değil. Ben müteahhit olmama rağmen, buna endişeyle bakıyorum.
Peki ya kentsel dönüşüm?
İstanbul için çok iyi bir gelişme. Yeni bir kimlik kazandıracak şehre. Deprem güvenliğini sağlayacak. Ama 500 milyar yatırım öngörülüyor. Bu ülke bu yatırımı kaldırabilir mi? Biz de o kadar para var mı? Dolayısıyla biraz endişeliyim. Aslında ülkemizin sanayiye ihtiyacı var. Gerçekten sorun olan bölgelerde, sorunlu binaları dönüştürmek lazım. Bizim kentsel dönüşüm yaparken sağlam binaları tutmak lazım. Çünkü ekonomiye ciddi derecede zarar veriyor.
KALICI SEVİNCİN PEŞİNDEYİM
Ancak bir sürü de avantajı var...
Alım satımda muaf şu anda, ruhsat harçlarının hiçbiri yok. Birçok şeyde muafiyet var. Bu da fırsatçılığa yol açıyor. Bölgede yapılan alt yapıya bakmak lazım. O bölgede bin konuta uygun bir alt yapı yapılmış. Sen o bölgeye iki bin konut yaparsan o alt yapı çöp olur. Yeniden yapılması lazım. Bunlar hep maliyet. Fikirtepe örneğinde mesela eskiden 2.60'dı emsal oranı. Şimdi bu oran 4.5 oldu. Oraya ne yol yeter ne doğalgaz. Bütün onların hepsi için o iki emsallik farkı satsan yine yetmez. Çok basit değil o işleri yapmak. Toplam maliyetin yüzde 35'i altyapıya gidiyor.
Siz düşünmüyor musunuz dönüşüme girmeyi?
Bizim birkaç tane görüştüğümüz yer var. İlk başta Fikirtepe'yle başlamıştık. Ancak oradaki kargaşa hoşuma gitmedi. Girmeyi planlıyoruz ama gerçekten deprem riski taşıyan yerlerde yapmak istiyorum. Bazen 10 yıllık binalar bile yıkılıyor. Bu durum müteahhitler için çok olumlu aslında. Ancak ülke için düşünüyorum ben. Bugün sevinip, yarın hüsrana uğramayalım. Günlük sevincin değil, kalıcı sevincin peşindeyim.
Mevcut yatırımlarınız nasıl gidiyor?
Eyüp'te 124 dairelik bir projeye başladık. 1 ay önce satışa çıkıldı. Tanıtımı yapılmadan yüzde 30'unu sattık. Beylikdüzü'nde 174 dairelik bir projeye başladık. Nursan Holdingle birlikte yapıyoruz. 10 tane de ticari ünite var.
Yeni yatırım planlarınız var mı?
Basın Ekspres Yolu üzerinde 17 dönümlük bir arazi satın aldık. Toplamda 30 milyon liralık bir yatırım. Mülkiyet değerleriyle birlikte 40 milyon lira civarında. 2015'te satışa çıkaracağız. Karma proje olacak. Eskişehir'de de organize sanayi içerisinde 18 dönümlük bir arazi aldık. Üzerinde 1000 metrekare kapalı alanı olan bir bina var. O da kirada şu an.
KONUTTA KDV ŞART
Sektörün sıkıntıları neler?
Birincisi hammaddemiz olan arsa. İkincisi de bürokrasi. Belediyelerde işler çok zor yürüyor. Ayrıca muafiyetlere de katılmıyorum. Devletin vergi de alması lazım. KDV kesinlikle olmalı. Bu konuda müteahhit olarak değil, devlet olarak düşünüyorum. Tüketici 1 milyon dolarlık daire alacak, KDV'si yüzde 1 olacak. Böyle bir muafiyet kesinlikle olmamalı. 150 metrekarenin altındaki yüzde 1 olsun. Devlet güçlü olsun ki, bizim ülkemiz daha iyi gelişsin. Halk zengin, devlet fakir olmaz. Devletin mutlaka zengin olması lazım. Onun için de vergiden çok yakınılmaması lazım. Kim götürecek ki parasını? Sonuçta bütün malı mülkü burada bırakacağız. Özel sektördeki zenginliklerin hiçbiri özelde kalıcı değil ama devlette kalıcı. Devlete vergi de vermek lazım, para da... Eskiden yüzde 40'tı vergiler. Ama son dönemde düştü. KDV'yi zaten devlet bir defaya mahsus alıyor.
HERKESİN ŞÜKRETMESİ LAZIM
Satışlarınız nasıl gidiyor?
2014 seçim yılıydı. Sektörün genelinde bir durgunluk vardı. Ancak biz herhangi bir durgunluk yaşamadık. Biz bu sene Eyüp Park projemizde hepsini sattık. Yerel seçimlerden önce Kalekent ve Gül Yaşam projesini çıktık. Burada üçte birini, Gül Yaşam'da da bize düşen kısmın yüzde 70'ini sattık. Bu bölgede rekabet çok, talep az. Bu duruma göre bizim işimiz çok iyi. Şehir içindeki bütün projeler satıyor. Herkesin şükretmesi lazım. Bizim bir felsefemiz vardı: "Bir ülkede taş taş üstüne koyanın alnını öpeyim." Çok para kazanayım değil de ülkeye nasıl katkı sağlarım diye düşünmek lazım. Ki çoluk çocuğumuz huzur içinde yaşasın. Devlet iyiyse, biz de iyiyiz.
Önümüzdeki dönem nasıl olacak?
2016 ve 2017 yılı çok daha iyi olacak. Satışlarda patlama yaşanacak. İşler çoğalacak ve biz işçi bulamayacağız. Almanya bir dönem tüm dünyadan işçi topluyordu. Şimdi Almanya'dan bize gelecekler. Bütün bunları yaparken de herkesin devleti ön plana çıkarıp ona göre çalışması lazım.