TRT Ankara Radyosu Yurttan Sesler Korosu sanatçısı Özgür Eren, sesi ve oyunculuk yeteneğiyle Ankara sınırlarını aşarak türkü dostlarının gönlünde farklı yer edindi. TV ve radyo programları vasıtasıyla ciddi bir dinleyici kitleye ulaşan, videoları internetten hızla yayılan sanatçı, sevenlerinden gelen talepleri de dikkate alarak, "Gittin" adıyla ilk albümünü yayınladı. Henüz tadilatı bitmeyen Kuğulu Park'ta görüştüğümüz Eren, her şeye rağmen Ankara'yı sevdiğini söyledi.
"Gittin" ilk albümünüz mü?
Evet. Yıllardır TV programı yaparken albüme çok ihtiyaç duymamıştım. Çünkü programın hemen akabinde internette görüntülerini izleme imkânı buluyordu izleyenlerimiz. Ama artık bir albüm yapma zamanımız gelmişti.
Nasıl bir albüm oldu?
Albümde 8 eser var. 3'ü beste, 5'i de Türk Halk Müziği'nin repertuvarından alınma anonim türkülerden oluşuyor. Bestelerden biri, 'Seni Aşka Yazmalı' Onur Akın'a ait. Albümde iki Erkan Yavuzer bestesi var ayrıca. Özlem Özdil de bir Erzincan türküsü olan 'Bülbül Havalanmış Yüksekten Uçar'ı kendisi düzenledi ve sazıyla eşlik etti.
Nerede hazırladınız?
Tamamıyla Ankara'da yaptık.
Türk Sanat Müziği'ne yakın bir edayla okuyorsunuz türküleri...
İzleyenlerimiz ve dinleyenlerimiz bilir ki Özgür Eren'in bir duruşu vardır. Onların benden dinlemeyi çok sevdiği türküler ve şarkılar vardır. Yurttan Sesler Korosu'nun elemanıyım, orası bizim mutfağımız, asıl yerimiz orası ama televizyon programı yaptığınız zaman biraz şova dayalı işler de yapmanız gerekebiliyor. Gerek halk müziği gerek sanat müziği gerekse popüler müzikten okumaya çalıştım şimdiye kadar. Çok beğenildi. Albümde de bu konsepti yakalamaya çalıştık.
Aşk ve sevda türküleri çoğunlukta. Bu da dinleyicilerinizin tercihi mi?
Herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği ifadeler var albümde. Hayatın içini ne kadar doldurabilirseniz o kadar mutlusunuz. Türk milleti olarak da bizim doldurduğumuz hayatın içinde aşk ve sevda yoğundur. Hüzün dalgalarının çok yoğun olduğu bir memlekette yaşıyoruz. Aşk temasını bu amaçla işledik albümde. Melankolik ve türkü ağırlıklı bir albüm ama zaten albümü yaparken benden beklenilen şeyi gerçekleştirmek istedim.
Ailenizde başka müzisyen var mı?
Babam bağlama ve ut çalıyor. Annemin sesi çok güzeldir. Kardeşim Onur da çok yatkın ama ailede bir sanatçı yeter diyor. Bu nedenle gerek duymadı. Sanat müziğine olan yatkınlığım babamdan geliyor. Oradan gelen bir kulak doygunluğu var. Halk müziği ile sanat müziğinin ortak repertuvarları vardır. Makamsal olarak farklıdır ama duyduğunuzda ortak olduğunu görürsünüz.
Anne-babanızın asıl mesleği ne idi?
Öğretmen emeklisi ikisi de. Onlarla birlikte Anadolu'nun çeşitli yörelerinde bulunma imkânım oldu. Konserler ve kendi özel işlerim vesilesiyle de pek çok yere gittim. Antakya doğumluyum ama oraya gitmek nasip olmadı.
Oralarda türkülere daha fazla ilgi var galiba.
Artık her yerde türkülere yoğun ilgi var. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin etnik müzik ön saftadır. Bizim müziğimizde çok derin anlatımlar var. Gittiğim hiçbir ülkede yabancılık çekmedim bu nedenle. Notalardan kurulmuş bir sistem ama ortak bir dil.
İlginiz hep halk müziğine mi oldu?
Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Şan Bölümü'nde okudum. Devlet Tiyatroları'nda çalıştım iki yıl. Seslendirme, sunum, reklam spikerliği yaptım. Ama tüm bunların ötesinde işin görsel kısmıyla daha çok ilgileniyorum. Radyo mu TV mi diye sorarsanız, radyo, kültürümüzün, folklorün devamlılığı için bize verilmiş bir görev. Ama kendimi TV'de çok daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum.
TV programı nasıl gidiyor?
Çok güzel. Eşlik eden sanatçı eden arkadaşlarım oluyor. TRT olunca iş başka. Her anlamda daha itinalı davranmak zorundayız. Sanatçı, toplumda hane halkından biridir.
"KEMANCI HAMZA'NIN TORUNUYUM"
Dedenizin keman çaldığını okudum internette. Doğru mu?
Çok klasikleşmiş söylemler vardır: 'Ailesi müzisyen' gibi. Ama öyleyse de saklamaya lüzum yok. Niğde Ulukışla'da çok tanınan kemancı Hamza vardı, rahmetli oldu. Mesleği buydu ve bu işten para kazanırdı kendisi. Babamla ve amcamla da çalıştıkları dönemler olmuş. Ben aslında kemancı Hamza'nın torunuyum. Bununla da gurur duyuyorum. Onlar olmasaydı zaten biz olmazdık.
Keman çaldınız mı siz de?
Hayır ben enstrüman çalamıyorum. Bir ara bağlama kursuna gittim, ders aldım. Çok da yeteneğim var aslında ama çok çabuk sıkılıyorum, devamlılığı olmuyor.
KASIM KASIM KASILIYORUZ
Yurttan Sesler Korosu çok saygın ve köklü olmakla birlikte zaman zaman parodilere de konu oluyor. Koro içinde nasıl karşılanıyor bunlar?
Bize hep diyorlar ki 'Konserlerde dizim dizim diziliyorsunuz, kasım kasım kasılıyorsunuz'. Konserlerin adabı bu, ne yapalım! Çok da kasılmıyoruz aslında. Benim izlediğim bir parodide, koronun içinden biri fırlayıp 'ben de okuyacağım ben de okuyacağım' diyordu. Kendi aramızda inanın hiç böyle esprili şeyler olmuyor, çok ciddiyiz. Yurttan Sesler Korosu'nun korist sanatçılarıyız. Ama sesimizde daha bir farklılığımız varsa solist olmaya doğru yöneliyoruz. İnsanoğluyuz, dünyanın en güzel işini yapıyoruz. Yüksek ve hassas duyguları olan insanlarız.