AB İLE İPLER KOPAR MI? AB'den HDP'li milletvekilleriyle ilgili başlatılan hukuki sürece sert tepkiler geliyor. Hatta AB'ye Türkiye ile müzakereleri durdurma çağrıları yapılıyor. Peki AB, Türkiye ile müzakereleri durdurabilir mi, durdurursa ne olur? AB-Türkiye ilişkilerinde mülteci krizinden, vize muafiyetine kadar bir çok başlık var, bu süreçte neler olur, gündemle ilgili tüm bu soruları Taha Dağlı yanıtladı. AVRUPA'DAN GELEN EN SERT TEPKİ HANGİSİYDİ? AB tarafından gerek kurumsal olarak gerekse ülkeler bazında çok tepkiler geldi. Bu tepkilerin neden mesele PKK ve HDP olunca anında yükseliyor olması manidar. Bu tartışılması gereken bir durum. Öte yandan Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri'nin 'AB, Türkiye ile müzakereleri askıya alınsın' çağrısı dikkat çekici. Çünkü böyle bir durum, ilişkilerin geri dönülemez hale gelmesine yol açabilir. PEKİ AB MÜZAKERELERİ DURDURABİLİR Mİ? Bu aşamada durdurması çok güç. Çünkü ortada bir çok anlaşma var. Özellikle de mülteci krizi çatısı altındaki anlaşmalar Türkiye'den çok AB'nin gerek duyduğu, olmazsa olmaz dediği şartlarla dolu. Bu nedenle AB'nin Türkiye'yle müzakereleri durdurması kendileri adına hata olur. ASKIYA ALIRLARSA NE OLUR? AB, Cumhuriyet Gazetesi ve HDP konusunda sert çıkışlar yaptı, bu durumdan dolayı ipler gergin. Bu gerginliği Türkiye ile müzakereleri askıya alma noktasına getirirlerse Türkiye'nin bunda çok da kaybedeceği bir şey olmaz. Zira ortada bir mülteci anlaşması var. AB'NİN VİZE MUAFİYETİ TEHDİDİNİ NASIL OKUMAK GEREKİR? Almanya Başbakanı Merkel, Cumhuriyet gazetesi meselesinden sonra Türkiye'yi açıkça vize muafiyeti konusunda tehdit etti. Birincisi bu tehdit AB'nin demokratik yapısına ters tabi eğer demokrasi değerleri varsa. Ama asıl önemlisi Almanya'nın vize üzerinden Türkiye'yi tehdit ediyor olması komik bir durum çünkü vize muafiyeti mülteci anlaşması çatısındaki bir madde. Yani onun tepesinde geri kabul anlaşması, onunda üzerinde genel olarak mülteci anlaşması var. VİZE MUAFİYETİNİ VERMEZLERSE NE OLUR? AB, vize muafiyetini sürekli ileri tarihlere atıyor. Bunun bir çizgisi olacak. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu konuda gereken yanıtı verdi, 2017'ye kadar süre var. Eğer bu tarihe kadar Türk vatandaşlarının Şengen ülkelerine vizesiz seyahatini sağlayabilirlerse anlaşmanın geri kalan kısımları devam eder yok bunu sağlamazlarsa o zaman anlaşma feshedilir. VİZE MUAFİYETİ ANLAŞMASI TAM OLARAK NEDİR? Geçen yıldan bu yana AB ile Türkiye arasında bir mülteci anlaşması süreci var. Bu anlaşma içerisinde 2013'te imzalanan geri kabul anlaşması da dahil edilmiş durumda. Geri kabul, Türkiye'nin yasa dışı yollardan Avrupa'ya giden mültecileri geri alması, sonra geldikleri ülkelere geri göndermesi demek, bunun karşılığında da Türkiye'ye vize muafiyeti sağlanacak. BU DURUMDA KAYBEDEN KİM OLUR? Türkiye vize muafiyetini alamazsa, mülteci anlaşması ve onun içerisindeki geri kabul anlaşması çöker. Bu durumda AB, başladığı yere geri döner yani 2015 yazına. Hatırlayın o süreçte Suriyeliler, sınırlarına dayandığında nasıl rahatsız olmuşlar ve bu durumdan kurtulmak için Türkiye'nin kapısını çalmışlardı. AB, MÜLTECİ ANLAŞMASINDA SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRDİ Mİ? 3 şart vardı, biri vize muafiyeti, onu açıkladık diğeri 3 milyar sonrasında da 3 daha ödenmek üzere toplam 6 milyar Euroluk yardım paketi ve yeni fasılların açılması. Para konusunda yavaş adımlar attılar, ödüyorlar ama küçük taksitlerle küçük miktarlar ödeniyor. Vize muafiyeti zaten henüz tamamlanmadı, yeni fasıllar konusunda 2 fasıl açtılar. TÜRKİYE, AB'NİN BU TEHDİTKAR TAVRINA NE DİYOR? Vize konusunda durum açık. Türkiye onların kapısına vizeleri kaldırın diye dayanmadı. AB, Türkiye'nin kapısına 'bizi mültecilerden kurtarın' diye dayandı. Onlar üzerlerine düşeni yapmazlarsa, Türkiye de yapmaz. Bu durumda kaybeden Türkiye olmaz. AB'NİN PKK'YA NEDEN BU KADAR SAHİP ÇIKMA İHTİYACI HİSSEDİYOR? PKK, PYD konusunda çok açık ve net bununla birlikte ciddi bir destekleri söz konusu. Geri kabul anlaşmasının şartı olan vize muafiyetinde bile 72 kriterin arkasına terörle mücadele tanımının değiştirilmesi yönünde PKK ve PYD'ye yönelik operasyonların durdurulması anlamına gelen madde eklemişlerdi. Türkiye onların bu ikiyüzlülüklerini her seferinde görüp, yüzlerine vurdu. PKK konusunda artık son nokta konulmak üzereyken bu tarz agresif tepkiler vermeleri doğal çünkü AB'nin terör örgütlerine bir yatırımları söz konusu, bu yatırım elden gidince de saldırganlaşıyorlar.