Avrupa Parlamentosu içeriğinde müzakerelerin askıya alınması çağrısının bulunduğu Türkiye raporunu kabul etti. Peki bu oylama ne anlama geliyor, Sabah.com.tr yazarı Taha Dağlı merak edilen soruları yanıtladı. AP DAHA ÖNCE TÜRKİYE HAKKINDA HANGİ SKANDAL KARARLARI ALMIŞTI Avrupa Parlamentosu 24 Kasım 2016'da Türkiye ile müzakerelerin durdurulması yönünde bir karar almıştı. Tavsiye niteliğinde bir karardı sonrasında yapılan AB zirvesinde Avusturya dışındaki üyeler, bu karara destek vermedi. Ama AP'nin kararı bağlayıcı olmasa da Avrupa demokrasi tarihine kara bir leke olarak kayıtlara geçti. BİR DE AKPM'NİN TÜRKİYE KARARI VARDI? 25 Nisan 2017'de de Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Türkiye'yi siyasi denetim sürecine tabi tutan bir karar almıştı. Şimdi tüm bunlara bakınca Türkiye'ye Avrupa'dan sürekli tehdit ve dayatmalar hatta saldırılar olduğunu daha net görüyoruz. BU SON KARAR NE ANLAMA GELİYOR? AP'de her yıl Türkiye raporu hazırlanıyor. Bunu hazırlayan Türkiye raportörü Kati Piri. Raporun içeriğinde Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması önerisi var, bu öncelikle başlayan bir rapor ve Avrupalı parlamenterlerin 477'si bu öneriye evet demiş oluyor. Kabul edilen bir rapor, bağlayıcı bir karar değil ama yine de Avrupa'nın Türkiye'ye yönelik saldırı ve tehdit içeren bakışını görmemiz açısından önemli bir veri. AVRUPA 16 NİSAN'I BİR TÜRLÜ KABULLENEMİYOR MU? Skandal bir rapor ve skandal bir gerekçe, 'Türkiye ile müzakereleri durduralım çünkü Türkiye sivil bir anayasa geçti ve biz bunu kabul edemeyiz', yani Avrupa 16 Nisan öncesi neredeyse hala aynı yerde duruyor, hayır propagandaları yaptılar, evet verenleri dışladılar, Türk bakanlara saldırdılar, neticede Türkiye sivil bir anayasaya geçti ama şimdi bunu hazmedemedikleri için Türkiye'yi AB müzakereleriyle tehdit etmeye kalkıyorlar. RAPORDAKİ SKANDAL İFADELER NELER? Türkiye ile müzakereleri askıya alalım diyorlar ve buna 16 Nisan referandumu dışında sebep olarak da başta Almanya ve diğer ülkelerden Türkiye'ye yönelik sansür, yasaklama gibi hukuk dışı kararlara Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın verdiği tepkileri gösteriyorlar. Türkiye'nin terörle mücadelesi var, buna destek olmayı bırakın bu mücadeleden rahatsız oluyorlar ve terörle mücadelenin hafifletilmesini istiyorlar, bunun adına da düşünce özgürlüğü diyorlar. AVRUPA PKK TERÖR ÖRGÜTÜYLE İLGİLİ NE DİYOR? Avrupa Türkiye'nin PKK ve FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadelesinden rahatsız, bunu istemiyorlar ve son 2 yıldır bu mücadelenin durdurulması için Türkiye'ye dayatma politikası uyguluyorlar. Daha önce de bir çok kez terörle mücadelenin tanımını değiştirin yani teröristlerin fazla üzerine gitmeyin aksi takdirde AB-Türkiye arasındaki müzakereleri durdururuz diye Türkiye'yi tehdit ettiler. Bu kez yine bu durumdan olan rahatsızlıklarını dile getirdiler. Ancak şu bir gerçek ki PKK AB'nin de terör örgütü listesinde ancak PKK'lı teröristler AB ülkelerinde diledikleri gibi terör propagandası yapabiliyorlar. RAPORDAKİ PKK İFADESİ NE ANLAMA GELİYOR? Türkiye'ye yönelik tehditler içeren bir rapor oylandı ve kabul edildi. Raporda PKK'nın sembollerinin yasaklanması çağrısı da var. Aslında Avrupa Birliği için elzem olan konu bu. PKK onların resmen kabul ettikleri bir terör örgütü ama PKK'lılar terör örgütü flamaları, örgüt elebaşının posterleriyle rahatlıkla caddelerde, salonlarda terör propagandası yapabiliyor. Bu son raporda buna ilişkin bir ifade var, PKK sembollerinin de yasaklanması öneriliyor ama gerçek olan şu ki bu zaten yasak olan bir durum, PKK AB'nin terör örgütü listesinde ve tüm sembolleri tüm faaliyetleri otomatikman yasak, bu yasağa uyulmuyor hatta teröre destek veriliyor. TÜRKİYE'NİN MÜZAKERELERLE İLGİLİ TUTUMU NE? Bu konu daha önce de bir çok kez gündeme geldi. AB'nin Türkiye'ye duyduğu ihtiyaç, Türkiye'nin AB'ye duyduğundan daha fazla, bunu bir çok kez gördük, AB üyesi ülkelerin liderlerinin çoğu da böyle düşünüyor MÜZAKERELERİN ASKIYA ALINMASI KİME NE KAYBETTİRİR? Daha önce de gündeme geldiği gibi AB ile Türkiye arasında mülteci anlaşması var ve bu anlaşma AB için hayati önem taşıyor, Türkiye'nin NATO üyeliği ve bölgesel gücü de AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacının bir diğer karşılığı. AB MÜZAKERE TEHDİDİ SAVURUYOR PEKİ KENDİ SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRİYOR MU? AB ile Türkiye arasında 2016'da imzalanan mülteci anlaşması AB için hayati önem taşıyor. Bu anlaşmaya göre 6 milyar Euro Suriyeliler için yardım taahhütleri var, bu paranın çok küçük bir kısmı ödendi. Türkiye ile müzakerelerde yeni fasılların açılması taahhüdü vardı, 2 fasıl açıldı ama sonra müzakerelerin askıya alınması kararlaştırıldı yani bu söz de yerine getirilmedi. Bir de geri kabul gereği vize muafiyeti sözü var bu konuda da hiçbir adım atmadılar. AB'NİN TÜRKİYE'YE YÖNELİK SALDIRGAN POLİTİKALARI? Hem anlaşmalara uymuyorlar hem tehdit ediyorlar. Üstelik Türk bakanlara, milletvekillerine ve son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bile sansür uygulamaya kalktılar. 16 Nisan referandumu öncesi Almanya, Hollanda, Avusturya gibi ülkelerin hayır propagandalarını, Türk bakanlara yönelik hukuk dışı, demokrasiyi askıya alan saldırganlıklarını, evet oyu veren Türk vatandaşlarına yönelik düşmanca tavırlarını hatırlayacak olursak, düşünce özgürlüğü ya da demokrasiden en son söz edecek tarafın Avrupa ülkeleri olduğunu görüyoruz.