Victoria Clark ve Melissa Scott tarafından kaleme alınan 'Diktatörlerin Akşam Yemekleri' adlı kitap, 20'inci yüzyıla damgasını vurmuş ünlü liderlerin sevdikleri yemekleri ve beslenme anlayışlarını inceledi. Kitapta birbirinden ilginç bilgiler yer alıyor. Mesela; Muammer Kaddafi deve sütü içerdi, Hitler gazını kontrol altına almak için vejetaryendi, Stalin'in Gürcü şaraplarına düşkünlüğü alkol sorunu olan, dönemin İngiltere Başbakanı Winston Churchill için bile fazlaydı... Kitapta yazılan bilgilere göre Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Josef Stalin meze düşkünüydü. , Stalin, Gürcü mezelerinin gelip gittiği ve sabah beşlere kadar süren içki masaları kurdururdu. Yazarlar, özellikle Gürcü şarabı ve bir çeşit ceviz sosu olan 'satsivi'ye bayılan Stalin'in aşçısının da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dedesi Spidron Putin olduğunu belirtiyor. NATO müdahalesiyle devrilen Eski Libya Cumhurbaşkanı Muammer Kaddafi güce olan düşkünlüğünü yemeklerinde de gösteriyordu. Heybetli bir görüntü için deve sütünü tercih eden Kaddafi, sürekli olarak gaz problemlerinden yakınıyordu. Yine kitaba göre Nazi lideri Adolf Hitler'in vejetaryen olmasının nedeni gaz problemiydi. Saddam ise tam bir çikolata düşkünüydü. Hatta yazarlara göre Saddam'ın ABD askerlerince yakalandığı sırada yanında bazı çikolata ve şekerler vardı. Kuzey Kore'nin eski lideri Kim Il-sung, yiyeceği tüm pirinç tanelerini kendisi seçerdi. Tavuk yemeklerine bayılan Rumen Komünist Partisi lideri Nicolae Çavuşesku ise kendisini ziyaret eden yabancı liderlerin, tüm yiyeceklerini yanlarında getirmesinden nefret ederdi. Portekizli Antonio Salazar'ın sardalya düşkünlüğünün ise çok daha farklı. Salazar, çocukluğunun yoksul günlerini hatırlattığı için sardalya severdi. Mao'nun ise et yemeklerini seven gerçek bir etoburdu.