Cumhurbaşkanı Erdoğan G20 Zirvesi için Çin'de bulunuyor. Zirve kapsamında önemli ikili görüşmeler yapılıyor. Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve ABD Başkanı Obama ile bir araya geldi. Taha Dağlı Fırat Kalkanı operasyonunun ikinci aşamasına geçildiği sırada gerçekleşen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G20'deki görüşmelerini değerlendirdi. TÜRKİYE-RUSYA YAKINLAŞMASI HIZLA DEVAM MI EDİYOR? 15 Temmuz öncesi iki ülke arasındaki yakınlaşma süreci başlamıştı. Darbe girişimi sonrası Erdoğan'ın Rusya ziyaretiyle takvim resmen işler hale geldi. Özellikle enerji alanında, ekonomik ve ticari işbirliğinde gelişmeler yaşanıyor. Putin, Erdoğan'la yapacağı görüşme öncesinde Türk akımı ile ilgili de kesin mesajlar verdi. İki lider tarafından da ilişkilerle ilgili sık sık vurgulanan bir detay var, o da ilişkilerin hızla daha iyiye doğru ilerlemesi gerektiği. Buradan anlaşılıyor ki Rusya da Türkiye de uçak krizi ile ortaya çıkan kaybı kısa zamanda kapatmayı hedefliyor. PUTİN'İN ENERJİ MESAJI? Rusya lideri Putin zirve öncesi yaptığı açıklamada Türk akımı projesinin eninde sonunda gerçekleşeceğini vurgulamıştı. Bu meselenin de zirvede masaya yatırıldığını biliyoruz. Rusya, uçak kriziyle sekteye uğrayan 8-9 aylık süredeki kaybı bir an önce kapatmak istiyor. Bunu yaparken de Türk akımı ile Ukrayna meselesinden dolayı Batı'ya yönelik mesajından geri adım atmadığının da sinyalini veriyor. SURİYE MESELESİNDE ERDOĞAN VE PUTİN NEREDE DURUYOR? Suriye meselesi 5 buçuk yıllık bir kriz, Türkiye ile Rusya bu süreçte hep ayrı safta yer aldılar, bugün de saflarda bir değişiklik yok. Ancak ortak paydada buluşma noktaları göze çarpıyor. Yani durdukları yerde değişiklik olmaması ikisi arasında kriz olmasını gerektirmiyor. Suriye'de iki taraf da ortak paydalarda buluşarak, çözüm geliştirmeyi deniyor. NEDİR BU ÇÖZÜM ÖNERİLERİ? Türkiye ve Rusya arasında bu süreçte ortak bir mekanizma oluşturuldu. Heyetler Moskova'daki ilk görüşme sonrası Suriye krizinin çözümüne dönük bazı planlar geliştirdi. Bu planlar İran'la da paylaşıldı. Şu bir gerçek ki Fırat Kalkanı operasyonu bir gecede düşünülüp, sabaha karşı yapılan bir hareket değil. Rusya ve İran'ın, Suriye odağında Türkiye ile ortak paydaları var, bunlar çerçevesinde adımlar atılıyor. En önemli ortak payda da Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması. Türkiye de bu hassasiyetle hareket ediyor. Rusya ve İran'ın operasyonla ilgili açıklamalarında da hep bu mesaj var. FIRAT KALKANI OPERASYONUNUN İKİNCİ AŞAMASINA GEÇİLDİ? Cumhurbaşkanı Erdoğan Çin'deki temaslarını sürdürürken Fırat Kalkanı operasyonunun ikinci aşamasına geçildi, Cerablus'tan sonra bu kez Çobanbey ya da El Rai olarak bilinen bölgeye müdahale edildi. Orada DAEŞ işgali var, orayı DAEŞ'ten temizledikten sonra PYD terör örgütünün yapılanması halinde onlara da müdahale edilecektir. Belki üçüncü aşama olarak Azez'den de bir cephe açılabilir. Belli ki DAEŞ veya PYD adı ne olursa olsun sınırımızdaki terör örgütlerine asla göz açtırılmayacak. ABD İLE TÜRKİYE SURİYE'DE HANGİ TARAFTALAR? Türkiye'nin safı belli ABD ise krizin devamından yana politika uyguluyor. Bu Rusya'nın özellikle de İran'ın karşı çıktığı bir politika. Türkiye ile ABD'nin geldiği noktada Obama'nın tavrı belirleyici unsur olacaktır. Çünkü operasyonda PYD terör örgütü hedefte, ABD ise PYD'ye dokunulmaması ısrarına devam ediyor. ABD ARTIK BİR TERCİH YAPACAK MI? Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu açıkça söylüyor, ABD'ye çok net şekilde bir soru sordu, 'sizin müttefikiniz biz miyiz yoksa terör örgütleri mi' diye. Artık Obama'nın buna net bir yanıt verme zamanı geldi. Çünkü hala aynı şeyi söylüyorlar, PYD'nin DAEŞ'le mücadele ettiğini, terör örgütü olmadığını, hem Türkiye'yi hem de PYD'yi desteklediklerini söylüyorlar ama bu iki yüzlü politikanın artık sonu geldi. Bunun yanı sıra Türkiye ile Rusya, Suriye konusunda bir denklem kurdu, bu denklem de ABD'nin de söyleyecek sözü var, onlar da bir süredir Rusya ile Suriye meselesinin çözümü için görüşmeler yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu açıkça söylüyor, ABD'ye çok net şekilde bir soru sordu, 'sizin müttefikiniz biz miyiz yoksa terör örgütleri mi' diye. Artık Obama'nın buna net bir yanıt verme zamanı geldi. Çünkü hala aynı şeyi söylüyorlar, PYD'nin DAEŞ'le mücadele ettiğini, terör örgütü olmadığını, hem Türkiye'yi hem de PYD'yi desteklediklerini söylüyorlar ama bu iki yüzlü politikanın artık sonu geldi. Bunun yanı sıra Türkiye ile Rusya, Suriye konusunda bir denklem kurdu, bu denklem de ABD'nin de söyleyecek sözü var, onlar da bir süredir Rusya ile Suriye meselesinin çözümü için görüşmeler yapıyor. ABD NEDEN PYD'NİN FIRAT'IN DOĞUSUNA ÇEKİLDİĞİNİ ISRAR EDİYOR? Türkiye diyor ki, 'operasyon terör örgütleri Fırat'ın doğusuna çekilene kadar devam edecek'. ABD ise 'çekildiler' diyor. Cumhurbaşkanı açıkladı, 'çekilmediler' dedi. Çünkü PYD yalan söylüyor, çekildiklerini söylüyor ancak Münbiç gibi Fırat'ın batısındaki bölgeleri bıraktıkları silahlı yapı Suriye Demokratik Güçleri, bunlar da bir PYD terör örgütünün unsuru. Yani burada çok açık iki yüzlü bir politika uygulanıyor. Önemli olan Türkiye'nin bu yalana itibar etmemesi ve doğrular üzerinde politika uyguluyor olması. PEKİ ABD'NİN FETÖ DESTEĞİ? ABD, hem PKK-PYD terör örgütünü hem de FETÖ terör örgütünü savunuyor, ikisini de koruyor. Bunlardan vazgeçmediği sürece Türkiye'nin ABD'ye bakışı değişmeyecektir. ABD şunu bilmeli, iki ülke arasında ilişkiler bozuk ama bunun sorumlusu ABD'nin iki yüzlü politikası, Türkiye aynı yerde duruyor, eğer ittifakın kuvvetlenmesini istiyorlarsa iki yüzlü politikayı terk edecekler. Çünkü Türkiye'nin elinde alternatif politikalar var ve Türkiye çok yönlü, bağımsız dış politikasıyla bunu gösterdi, Fırat Kalkanı Operasyonu da başlı başına iki yüzlü politika uygulayan tüm Batı ülkelerine çok açık bir mesaj oldu. G20'DE AB'E HANGİ MESAJ VERİLİYOR? AB, mülteci krizinden dertli, bunun çözümü için de Türkiye'den yardım istiyorlar. Şu açık ki AB'nin desteklediği PYD – PKK gibi terör örgütleriyle Türkiye'nin mücadelesi sonuç verirse o zaman Suriye sınırındaki sorun da çözülecek, Azez-Cerablus hattında oluşturulacak güvenli bölge sayesinde mülteciler kendi topraklarına dönme fırsatı yakalayabilecek. Bu durumda AB'nin korkulu rüyası olan mülteci krizi de kısmen çözülecek. Ancak AB, hem yardım istiyor hem de mülteci krizinin çözümünü sağlayacak olan PYD ile mücadelenin karşısında zira operasyon başladığından beri her gün AB ülkelerinde PYD ve PKK'nın Fırat Kalkanı operasyonu durdurulsun şeklindeki gösterilerine izin veriliyor. AB de tıpkı ABD gibi terör konusundaki iki yüzlü politikalarına son vermeli.