Dışarda çok yönlü kuşatma devam ediyor. Almanya'nın malum "soykırım" kararını da bu kapsamda değerlendirmek mümkün... İçerde de, Türkiye'yi Almanya'dan evvel "soykırımcı" ilan etmekle övünen Meczup Hasan "iç savaş" çağrısı yapıyor. (Kılıçdaroğlu da son günlerde kan istiyordu, ne tesadüf.)
Meczup Hasan kim mi? Hani, barış sürecinde, "Silah bırakmak ağrınıza gitmiyor mu, ne olur barış yapmayın" diyerek Kandil'in önüne yatmış, nihayetinde de muradına ermişti.
Lakin iç savaş hayali hendeklere gömülünce iş başa düşmüş olacak ki, "Direneceğiz!" diyerek (iç savaş) çağrısı yapmaya başladı. Hadi be Meczup Hasan, "diren" de görelim.
Mesela, Paşa dedenden yadigar, Ermenilerden gasp edilmiş Cemal Paşa Konağı önünde hendek kazıp direnirsen, söz ben de seninleyim. (Ne yani, hep sen mi milleti dolduruşa getireceksin aslanım yiğidim.) Hep başkaları mı ölsün sizin için Meczup Hasan.
Birazcık da siz "direnin." Sonra yine her zamanki gibi bıraktığın yerden devam edersin. Ne bileyim, "Kimse kızmasın kendimi yazdım" falan diyerek bi güzel sıyrılırsın.
Koşullar neye müsaitse ordan çalışırsın yani. İstersen Evren'in uçağından inmediğin günlerdeki gibi istersen darbe şakşakçılığı yaptığın28 Şubat sürecindeki gibi. Hatta demokrat bile olabilirisin. "Hafıza-i beşer nisyan ila malul" değil mi, kim tutar seni.