Bir önceki genel seçim, üç muhalefet partisinin ittifakına sahne olmuştu. Bunu hepimiz hatırlıyoruz... Muhalefet partisi sözcülerinin, olası bir iktidar değişikliğinde, mütemadiyen bize reva gördükleri "güzellikleri" tekrarlayıp durduklarını da hatırlıyoruz. Mesela Muharrem İnce, "Yüce Divan'a otobüs seferleri düzenleyeceklerini" söylüyordu. (Bunu, Ergenekon yargılamaları döneminde de söylemişti.)
İktidar partisi yöneticilerini ve milletvekillerini (yani seçilmişleri), araya yandaş basını da "kaynak" yaparak, kapıda hazır bekletilen otobüslere dolduracak, yargılanmaları için Yüce Divan'ın önüne atacaktı. Yani, seçimle gitmelerine müsaade etmeyecekti. Muharrem İnce'den daha naif bir görüntü veren Gürsel Tekin, niyeyse, daha şeditti...
Tekin, doğrudan "yandaş basın"a dalacaklarını söylüyordu. 8 Haziran sabahı, hükümete yakın bütün gazete ve televizyonlara el koyacaklarmış... AK Parti milletvekillerini de, hiç tereddütsüz, Yüce Divan'a yollayacaklarmış. (Gürsel Tekin de, seçimle gitmelerine müsaade etmiyor.)
Kemal Kılıdaroğlu, "Fitil fitil burunlarından getireceğiz" diyordu. Ve terbiyesizlik dozunu daha da artırarak, "Saray'da oturan zatı yakasından tutup alaşağı edecekleri, o Sarayı da birilerinin başına yıkacakları" vaadinde bulunuyordu. (Seçmen iradesine saygı bekleyen Kılıçdaroğlu, yüzde 52 oy almış "en meşru" Cumhurbaşkanı'nı yakasından tutup alaşağı etme hakkını görebiliyor kendisinde... Hem halka saygısızlık, hem halkın iradesine saygısızlık, hem demokrasiye saygısızlık, hem de "insanlığa" saygısızlık!)
Peki, Selahattin Demirtaş ne diyordu? Hakkındaki gözaltı kararından sonra "seçim mekanizması"nı hatırlayan Selahattin Demirtaş? Elinin kanıyla CNN Türk stüdyolarına kurulup bağlamanın teline dokunan ve (utanmadan) "dostluk ve sevda türküleri" çığıran Selahattin Demirtaş? Demirtaş, seçimle gitmesi gerekenlere "ölmeme" garantisi veriyordu, "Korkmayın, asmayacağız. Adil yargılayacağız" diyordu.
Bu cümleden olarak, Selo ve arkadaşları da korkmasın; asılmayacaklar, adil yargılanacaklar! Hem korkmasınlar, hem de (hazır konu açılmışken) Avrupalı refiklerine, "Üyeleri arasında bizim gibi seçilmişlerin de bulunduğu parlamento 15 Temmuz'da bombalandı. Mal mal baktınız!" diye ufak yollu bir sitem yollasınlar!
Ahmet Kekeç/Star