İlk görüşte aşk mümkün mü? Birçoklarına göre ilk görüşteki sadece cinsel bir çekim ve derinliği de yok. Aşık olmak sadece ayaklarımızı yerden kesmiyor, aslında birini kendinden çok sevebilmek hayatın ağırlıklarından da kurtarıyor ve yaşam enerjisini yükselten bir şifa oluyor. İlk görüşte aşk mümkün mü? Birçoklarına göre ilk görüşteki sadece cinsel bir çekim ve derinliği de yok. Peki, psikoloji bilimi ilk görüşte aşk için neler diyor? Daha ilk görüşte, bir bakışına kapıldığımız herhangi biriyle hayatımızın geri kalanını geçirmeye cüret edemez miyiz? İlk görüşte aşka hikayeleriyle en çok cüret eden elbette Hollywood. Mike Nichols'ın yönettiği 2004 tarihli meşhur Closer filminin afişlerinde daha iddialı bir ifadeyle: 'İlk görüşte aşka inanıyorsan, bakmayı asla bırakmazsın' diyordu. Northwestern Üniversitesi'nden William Revelle ve Eva Gilboa'nın gerçekleştirdikleri bilimsel bir araştırmada katılımcıların çekici buldukları birinin 'beraber kahve içelim' teklifinin yaratabileceği olumlu hislere verdikleri puanların, komşularının çocuklarını trafik kazasından kurtardıklarında duyabilecekleri haz kadar yüksek puanlar olduğu ortaya çıkmış. İlk görüşte aşk tartışılıyor ama bilimsel olarak her ne olursa olsun kalbimiz iyilikten çok güzelliğe kapılıyor. BİLİMSEL OLARAK AŞK Psikoloji alanında bir grup uzman 'İlk görüşte aşık oldu- ğunu sanan her kimse, karşı tarafı ve özelliklerini aşık olabilecek kadar iyi tanımıyor, dolayısıyla tepkisi de sadece olmasını dilediği gibi hayal ederek yaklaştığı bir tepki ve gerçek bir duygu bile değil' diyorlar. Aynı şekilde psikolojinin varoluşçu yaklaşımında da, ilk bakışta aşık olduğu varsayılan herhangi bir taraf, öteki ile henüz tipik aşk deneyimleri yaşayacak kadar dolu dolu bir zaman geçirmiş değil ve bu yüzden de romantik bir aşktan bahsetmek mümkün değil görüşü hakim. GÖRÜNÜŞ MÜ, KİŞİLİK Mİ? Psikolojide bir başka bakış açısıyla ilk görüşte aşkı kabul etmeyenler, karşılaştığımız herhangi birinin kişiliğine de en başından atıflarda bulunabileceğimiz gerçeğini gözden kaçırıyor. Henüz ilk görüşte stereotipik değerlendirmeler üzerinden bile olsa karşımızdaki kişiye bazı atıflarda bulunabiliyoruz ve bu yüzden kimileri ilk görüşte aşkı hissettirebiliyor. Hatta bize dış görünüşü cazip gelen birinin kişiliğine de güzel atıflarda bulunma ve hayran olma eğilimimiz var. Dolayısıyla ilk görüşte aşk sadece hayal gücü- müzden besleniyor olsa bile çok güçlü bir duygu yaşatabiliyor. AKSİYON Psikolojide meşhur varoluşçular aşkın sadece hisler üzerinden ilerlemediğini, beraber paylaşılan deneyimlerle büyü düğünü söylüyorlar ve dolayı sıyla yine ilk görüşte aşk olamayacağı sonucuna varıyorlar. Bu bağlamda aksiyona hazır olmak ve aşkı davranış olarak ifade etmek arasındaki fark da önem kazanıyor. Aksiyona hazır olmak davranıştan çok, duyguların altını çiziyor ve kimi zaman duygu olarak aşık olmaya hazırken bile ahlak kaygıları ile ya da kimi zaman kültürel normlar yüzünden aşk duygusu davranışa dönüşemeyebiliyor. Aksiyona geçebilmek için bulunduğunuz ortam da aranızdaki çekim kadar önemli. İDEAL GÜZELLİK Araştırmalar romantik aşkın temelinin ideal güzelliğe ve yanılsamalara dayandığını ortaya koyuyorlar ve aşkla birlikte gelişen kıskançlık gibi kimi diğer duygular da yine yanlış kanılara dayanıyor. Bir yandan da ilk görüşte aşk duygusuyla hissedilenlerin zamanla azalması, en başında ger çekten de yoğun duygular yaşanmadığı anlamına gelmiyor. Üstelik, psikolojik bir değerlendirmede zaman, yoğun bir aşk duygusu için gerçek bir ölçek değil. Romantik yoğunluk tam tersine zaman geç tikçe kayboluyor... ROMANTİK DERİNLİK Psikolojiye göre romantik aşkı anlayabilmek için romantik yoğunluk ve romantik derinlik arasındaki farkı iyi bilmek gerekiyor. Romantik yoğunluk herhangi bir andaki romantik deneyimi ifade ediyor ancak romantik derinlik uzun soluklu bir ilişkiyi de zenginleştirebilecek ortak paylaşımları ve deneyimleri içeriyor. Bu yüzden, kısa süreli bir cinsel çekimle uzun soluklu bir romantik ilişkiden çok daha yoğun duygular yaşanabildiği halde ancak uzun soluklu bir ilişki için derinlikten bahsedilebiliyor. CİNSEL ÇEKİM Psikolojide ilk görüşte aşka karşı çıkan tartışmalarda, romantik bir sevgide herhangi birini cinsel olarak arzulamanın temelini oluşturan dış görünüşten etkilenmek dışında ayrıca karşıdakini tanımak gerektiği savunuluyor. Ancak karşıdakinin nezaketi, dürüstlüğü, zekası, espri anlayışı gibi kişilik özelliklerine duyulan yakınlıklarla romantik bir ilgi gelişebilir deniliyor ve ilk görüşte aşk reddediliyor. Dolayısıyla ilk görüşte cinsel çekimle aşk karıştırabilir, deniliyor. ROMANTİK YOĞUNLUK Aslında duygusal yoğunluk ve duygusal derinlik arasındaki kritik farkı, sadece birlikte geçirilen zaman değil, birlikte nasıl duygularla vakit geçirildiği de belirliyor. Diyelim bol bol zaman olduğu halde doğru dürüst bir ortak payla- şım yoksa, ilişkinin derinliğinden bahsedebilmek yine mümkün değil. Ne var ki, derinlikli bir ilişkinin uzun sürebilmesi için de hiç değilse makul bir romantik yoğunluk gerekiyor. İlk görüşte aşk her ne olursa olsun temelde oldukça yoğun duygular yaşatıyor. Bir anda kapılabildiğimiz cazibe, neredeyse yıldırım gibi çarpıyor ve çoğunlukla o anda bile 'Keşke uzun sürebilse' dileğini içimizden geçiriyor. Tüm bu bilgilere rağmen ilk görüşte aşka 'yüzeysel' demek ayrıca yanlış çünkü ilk görüşte aşk zamanla derinleşebiliyor. AĞZINI AÇANA KADAR Aşk, aslında ne kadar derinleşebileceğinin ipuçlarını en başından vermeye başlıyor. Kimi zaman bakışına tutulduğumuz birinin o anda yarattığı büyük aşk hayali de ancak o malum ana kadar sürüyor: Ağzını açana kadar! Belki de 'ilk görüşte aşk' demek yerine 'ilk görüşte hoşlanmak' ifadesi daha iddiasız ve gerçekçi; çünkü zamanla aklını, huyunu, suyunu severek, beraber keyifli vakitler geçirerek gerçek bir aşk yeşerebiliyor. Sonuç olarak, ilk görüşte aşk hissinin en güçlü yaratıcısı ise çoğunlukla güzellik oluyor fakat en kolay cazibesini yitiren de yine güzellik. Aynı şekilde zeka da ilk görüşte karşı tarafı çok etkileyebiliyor ancak ne var ki karşıdaki kişinin diğer kişilik özelliklerini keşfettikçe ister çok zeki olsun, ister çok güzel, aşk duygusu zamanla uçup gidebiliyor. İLİŞKİ ŞANSI Groningen Üniversitesi'nden Dick Barelds ve Pieternel BareldsDijkstra'nın gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre herhangi birinin ilk görüşte yarattığı olumlu duygular ilişkinin geleceğini de olumlu etkiliyor. Olumlu ilk izlenim uzun soluklu derin bir ilişki şansını da artırıyor. Ohio State Üniversitesi'nden Michael Sunnafrank ve Antonio Ramirez'in yaptığı bir araştırmaya göre ilk görüşte aşık olan partnerler, zamanla flört geliştirenlere oranla daha hızlı cinsel yakınlık kuruyorlar ve partnerleri karakter olarak da dışa dönüklük, duygusal dengeler gibi özellikleriyle birbirlerine daha az benziyorlar. İşte tam da bu nedenle, ilk görüşte aşkta çoğunlukla karşı tarafın bizde olmayan özelliklerine kapılıyoruz. Psikoloji bilimi ilk görüşte aşkı sadece cinsel bir çekim olarak değerlendirmiyor ve derinlikli bir aşk olmadığı halde, romantik bir ilginin yoğun şekli olarak kabul ediyor. Üstelik eğer aşık olduğumuzu hissettiğimiz o biri, baştan hayal ettiğimiz kişilik özelliklerinden çok uzak değilse, zamanla derin bir ilişkiye dönme şansı da çok yüksek. Kaynak: COSMOPOLİTAN