ÖMER KARAHAN Başkalarının üç sezonluk bütçesini biz ön hazırlık için harcadık TRT1'de yayınlanan 'Diriliş: Ertuğrul' dizisinin senaristi ve aynı zamanda yapımcısı olan Mehmet Bozdağ ile dizinin yönetmeni Metin Günay: Birçok dizinin üç sezonda harcadığı rakamı biz ön hazırlıkta harcıyoruz. Bunların her yıl yapılması bir hayli güç. Tekden Film'in hayata geçirdiği 'Diriliş Ertuğrul' dizisinin senaristi ve aynı zamanda yapımcısı olan Mehmet Bozdağ ile dizinin yönetmeni Metin Günay ilk kez bir arada GÜNAYDIN'a konuştu. Bu sezon üçüncü sezonu yayınlanan ve kendi gününde yine birinciliği elinde bulunduran 'Diriliş: Ertuğrul' dizisinin tabiri caizse amiralleri olan yapımcı ve senarist Mehmet Bozdağ ile yönetmen Metin Günay, günümüzde bacasız sanayi teriminin turizmin dışında kullanıldığı dizi-sinema sektörü hakkında konuştu. 'Diriliş: Ertuğrul'un bir yol hikayesi olduğunu ve Metin Günay ile doğru bir yol arkadaşlığı yaptığını belirterek sözlerine başlayan Mehmet Bozdağ, herkesin merak ettiği bu sezon dizinin bitip bitmeyeceği konusuna açıklık getirdi. Bozdağ, 'Yola çıkarken üç sezon tasarlamıştım. Fakat izleyicinin göstermiş olduğu bu teveccüh sonrasında bu durum değişebilir. Henüz net bir şey belirlemedik, senaryomuz müsait, uzatabiliriz. Sonrasında bir film yapmayı arzuluyoruz' dedi. KENDİ ATÖLYELERİMİZ VAR Dizinin senaristi ve aynı zamanda yapımcısı olan Mehmet Bozdağ 'Diriliş: Ertuğrul'u şu sözlerle anlattı: Kayıların hem Ortadoğu coğrafyası Caber Kalesi hem de Erzurum Pasinler çevresindeki hikayesini iki sezonda anlatmayı çalıştık. Bunu anlatırken de şunu belirtmek istemiştik: Kayılar, Osmanlı İmparatorluğunu kurmuş da neden bu paye Kayılar içindeki 'Ertuğrul'a nasip olmuştu? 'Ertuğrul'un ruh dünyasını, hayata bakışındaki farklılığı anlatmaya çalıştık. Bu sezonda 'Ertuğrul Bey' olmuş, o beylik makamına oturmuş ve yanında çok az sayıda ona inanan kişi var. Bu sezon onlarla beraber Ankara Karacadağ civarındaki mücadelesine şahitlik edeceğiz. 'Ertuğrul'un beylik makamındaki içsel hikayesini de anlatmaya çalışacağız. Ne demek bu? Eskiden kahramanımız, 'Av bizim toy sizin' derken sonra 'Av benim toy da benim' dedi. Artık beylik makamını da sırtladı. Gerçek politikayla inandığı değerlerin çatışmasını kendi iç karakterindeki yansımasını göreceğiz. Güçlü düşmanlarımız var, rakip obalarımız var; tam bir ateş çemberi... Ayrıca artık sadece kılıç yetmiyor; akıl, zeka, siyasi oyun, ticari meselelere de dahil olmamız lazım. Ticaretle birlikte Ertuğrul ve Kayılar farklı milletlerle tanışmış olacak. Nihayetinde Osmanlı ile beraber coğrafyanın istediği nizamı oluşturacaklar. 'Diriliş: Ertuğrul' projesi bir hayli zor. Mevcut süreler ve çalışma şekillerine baktığınız zaman bazen insan tükenebiliyor. Biz her yıl yeni ekip ve oyuncu kadrosu kuruyoruz. Bu sezon oyuncu kadromuzda yüzde 70 bir değişim oldu. Yeni mekan ve oyuncuların hazırlanma süreci, bütçesel anlamda da her yıl yüksek bir orana dönüşüyor. Birçok dizinin üç sezonda harcadığı rakamı biz her yıl ön hazırlıkta harcıyoruz. Bunların her yıl yapılması hayli güç... Bir sinema filminde yapılması gerekeni bir bölümde yapıyoruz. Sadece oyunculara dayalı bir çalışma şeklimiz yok; oyuncularımızın dışında hayvanlarla da çok iç içeyiz. Hikayemizin yüzde 50'si at sırtında geçiyor. Yalnızca obada çalışmıyoruz, orman ve dağlarda da çalıştığımız için doğa şartları da bizi etkiliyor. Bir sinema filminde yapılması gerekeni her bölümde yapmaya çalışıyoruz. Prodüksiyon anlamında birçok ilke imza attık. İlk defa aksiyon ve koreografi anlamında ekip oluşturduk. Dünyada ve Türkiye'de sayılı gösterilecek bir ekip bizim şirketimizde yer alıyor. Atlarımızla özel çalışılıyor; kazak ekiple anlaştık. Geçtiğimiz bölümde dünya tarihinde bir ilk olan koreografi ile at düşme sahnesi çektik. Kendi sanat ve kostüm atölyelerimiz var. Dönem anlamında hızlı ve kaliteli bir ürün yapabilmek için böyle bir ekip oluşturduk. Sektörün gelişmesi adına girişimler yapıyoruz. OYUNCULARIMIZ İKİ AY BOYUNCA EĞİTİM ALIYOR Dizinin yönetmeni Metin Günay ise 'Diriliş: Ertuğrul'un başarısından çok memnun olduklarını şu sözlerle anlattı: Her yıl yeni bir dizi çekiyoruz. Oyuncularımızın büyük bölümü değişiyor ve sıfırdan mekanlar yapılıyor. Mehmet Bozdağ, oluşturduğu prensiple; oyuncuları iki ay boyunca hem teorik, hem de pratik eğitimlerden geçiriyor. Oyuncularımız, döneme uygun hareket, oturma, kalkma, yemek yeme, davranış gibi workshoplardan geçiyor. Sektör olarak biz yurt dışındaki iyi yapımlara öykünürdük ama 'Diriliş: Ertuğrul' projesi bize öykünülmeyi nasip etti. Duyuyorum, keyif alıyorum; mekanları, planları, tekniği örnek alarak çekimler yapılıyormuş. Türkiye yurt dışından içerik alan bir ülke haline düştü. Planlı bir şekilde ilerleyip bu bacasız sanayiyi toparlamamız gerek. Alınabilir ama bu nereye kadar devam eder bilmiyorum. Kendi özgün hikayemizi ve içeriği üretmezsek şayet, bu sektörü güçlü kılamayız. Güney Kore'den hikaye alıyorlar; bir kere boy ortalamamız tutmuyor. Ben anlamıyorum. Bizim yaşadığımız toprakların hikayesi çok. Dışarıdaki rüya âleminde dolaşmanın bir anlamı yok. Çok zengin hikayeler ve masallarımız var. Yüzyıllardır süren bir gelenek... O yüzden kendi değerlerimizi, hikayemizi hak ettiği şekliyle anlattığınızda mutlaka seyirci ile buluşursunuz. Ben çok utanırdım, bu işi hakkıyla yapamamaktan ötürü ecdadımıza mahcup olacağım diye... Çok şükür ki geri dönüşler, seyircinin teveccühü ve projenin gördüğü değer gönlümü rahatlatıyor.