Spor Toto Süper Lig'in 10 haftasının açılış maçında lider Bursaspor ile Fenerbahçe arasında oynanan karşılaşma 1-1 beraberlikle sonuçlandı. Bu skorla puanını 24'e çıkartan Bursapor ligdeki yenilmezliğini ve liderliğini sürdürdü. AHMET ÇAKAR: Tek devrelik Fenerbahçe (SABAH) İlk yarıda Fenerbahçe için her şey mükemmeldi. Topu yapan, hep kontrolüne alan, dönen topları kapan, pozisyon bulan hep Fenerbahçe oldu. İlk devre sanki o problemli Fenerbahçe değil de bambaşka bir Fenerbahçe var gibiydi. Emre, Fenerbahçe tarihindeki en iyi maçlarından birini oynadı. Ardından ikinci yarı başladı ve Fenerbahçe'yi 15 dakika tanıyamadık. Anlamsız şekilde geriye yaslandılar. İşte bu dakikalarda o ana kadar hiç bir şey yapmayan, futbol adına ortaya bir şey koyamayan Bursa'nın golü geldi. Bu golde Fenerbahçe defansının hatasından da söz etmeden geçemeyeceğiz. Arka direkte iki Bursalı'nın demarke kalması ve Ergiç'in yakın mesafeden golü yapması kabul edilebilir bir görüntü değildi. Aykut Kocaman'ı anlamak mümkün değil. İkinci yarının ortalarında bu devre takımının en iyi oyuncusu Stoch'u oyundan aldı. Eğer sakatlık problemi yoksa son derece yanlış bir karar. Çünkü Stoch hem kendi kulvarını çok iyi kullanıyor hem de önemli pozisyonlar üretiyordu. RIDVAN DİLMEN: İkisine de yakıştı (SABAH) Son şampiyon Bursa, 30'dan sonra oyunda dengeyi sağlamanın ötesinde üstünlük kurmaya başladı. İlk yarının sonuna doğru ceza alanı civarında bol bol duran top kazandılar. İkinci yarıya ilk devrenin tersine Fenerbahçe rölanti başladı; duran toptan golü yedi. 1-1'den sonra Fenerbahçe şoku 3-5 dakika atlamadı. Hatta arada bir de Sercan ile pozisyon yedi. Ama son 15 dakika 'Kaybedecek bir şeyim yok' diyerek risk alan Fenerbahçe, oyunu rakip kaleye yıkıp pozisyonlar bulmaya başlarken kontradan net pozisyonlar verdi. Bursa'da Hüseyin, Fenerbahçe'de Cristian takımları atağa kalktığında iki stoperin arasına yaklaşıyor. Bursa'da Ergiç, Fenerbahçe'de Emre öne çıkıyor, beşer kişiyle hücumu düşünüyorlar. Bursa'nın farkı; en önde tek adamla değil, yer değiştiren üç forvetle oynaması. Ama Volkan bayağı kötüydü. Orta alandan destek veren Batalla da etkisizdi. Bu Fenerbahçe kadrosu Galatasaray maçına daha uygundu. Ama Niang'ı çok aradılar. Niang da, bu kadar iyi Alex, Emre, Topuz; bu kadar çıkan Gökhan Gönül yakalayamadı. GÜRCAN BİLGİÇ: Fenerbahçe gibi oynadılar! (SABAH) Fenerbahçe sahaya mücadele gücünü ve aklını koyarak çıktı. Karşısında bir 'duran top' takımı vardı ve ilk korneri 24'te kazanan Bursaspor'a karşı bariz bir orta saha üstünlüğü sağlıyorlardı. Beklentilerin aksine daha agresif ve isteyen takımdılar... Aykut Kocaman kendisine yaftalanan 'savunmacı' ilanını artık istatistikçi arkadaşların tozlu arşivlerine itecek kadar cesur oynatıyordu takımını. Buna, rakibin kullandığı duran topların dönüşünü de ekleyerek, hızlı hücumcularını çokça rakip kaleciyle karşı karşıya bırakacak organizasyonları da eklemişti. Rakibin risk aldığı, savunmada 'en zayıf' olduğu anı değerlendirmek için pusuda bekleyen oyuncuları vardı. İkinci yarıda Bursa'nın eşitliği sağladığı 56'ya kadar ise Fenerbahçe rakibine tam beş duran top fırsatı verdi. Caner'in acemi kademesinden gelen sonuncusunda da beraberliğe düştüler. Cüneyt Çakır iyi maç yönetti. Ama yorum hakkı bulunmadığı (yerde yatan rakibin suratına topu vurma) durumda Sercan'a kırmızı yerine sarı çıkarttı. Kuralların hakemi ne düşündü bilmiyorum. Mentörü (!) kendisine söyler her halde... SELÇUK YULA: Böyle devam etsin (FOTOMAÇ) İlk önce böyle güzel bir 90 dakikayı bize seyrettiren iki yerli teknik adama, Fenerbahçeli ve Bursasporlu futbolcu arkadaşlarıma yürekten teşekkür ederim. Bence Avrupa standartlarını aşan bir maç seyrettik. Alex'in önderliğinde Fenerbahçe, mükemmel bir top oynadığı ilk yarıyı 1-0 önde bitirdi. Niang'ın yokluğunda Semih'in santrfor oynaması, Dia'nın yokluğunda da Mehmet Topuz'un sağ kanada çekilmesi ve Cristian'ın göbeğe monte edilmesi bence Aykut Kocaman'ın yaptığı akıllı hamlelerdi. Lugano'nun yokluğunda Bilica'yı oynatması da akıllıcaydı. Fenerbahçe bence bu sezonun en iyi topunu oynadı. Yani 3 Brezilyalı'nın takıma monte edilmesi bir 'ihanet değil' bir kazançtı. Bunu da futbolun evrenselliğini hâlâ anlamayanlara bir dip not olarak ekleyelim. Yani bu işin kötü oynayan Slovakıyla (Stoch) veya Senegallilerle ilgisi yok. Dün akşam Alex'in hem mücadelesine hem oyun kurmasına bayıldım. Ama eleştiri hakkımız saklı kalmak kaydıyla. Neticede fazla konuşmaya gerek yok. Bu maçla Bursa liderliğini korurken, Fenerbahçe de taraftarlarına, oynadığı futbolla asla yarıştan kopmayacağının mesajını verdi. Umarım böyle devam eder. YÜKSEL AYTUĞ: Ser-Can çekişti (FOTOMAÇ) Yağmur ve poyraz fırtınası pek çok ilde Cumhuriyet Bayramı törenlerini engellemişti. Böyle olunca 'toplu tüfekli resm-i geçit' Bursa Atatürk Stadı'na kaldı. Geçen yılın şampiyonu Bursa ile ikincisi F.Bahçe, 'şeref kıtaları' olarak tribünleri selamlamak üzere sahadaydı. Karşılaşma lig maçı olmaktan çıkıp adeta Süper Kupa hüviyeti kazanmıştı. Zemin öyle iştah açıcıydı ki 21. dakikada bir tekir kedi bile sahayı boydan boya geçip, patilerini o şahane çimlere basmaktan kendini alamadı. Futbolcular da tekir kedi gibi bu güzel zeminin keyfini çıkarmaya çalıştılar. Yerden ayağa oynayıp, akıllarından geçen fantezileri hayata geçirmekte tereddüt etmediler. F.Bahçe'de en çok merak edilen Lugano'nun yokluğunda ilk kez bir arada oynayan Yobo ile Bilica'nın ne yapacağıydı. İlk yarıda bocalamadılar. Hatta Yobo sanki kendini daha güvende hissediyor gibiydi. F.Bahçe ise kalecisi Volkan'a her hafta biraz daha borç takıyor. Geçen hafta G.Saray bu hafta da Bursa karşısında hezimeti Volkan Demir-el önledi. Allah, Fener'i Volkan'ın formsuz olduğu ilk maçtan korusun!.. Cumhuriyet'in 87. yıldönümünde, her iki takım da birbirini Mudanya Mütarekesi'ne zorladı.