Mutfaktan gelen çikolata kokusu eşliğinde çalışmak herkese nasip olmazken; Ruken ve Rojda Demirer, bunu her gün yaşıyor. Nişantaşı’ndaki butik çikolata dükkanları ‘Marie Antoinette’de ‘yaban kirazlı’ ve ‘menekşeli’ gibi her yerde tadamayacağınız lezzetlere imza atıyorlar. İki kardeş, çikolata tutkusunu Şamdan Plus’tan Gülru İncu’ya anlattı... * ‘Marie Antoniette’ akılda kalıcı bir isim. Bu isim nereden aklınıza geldi? * Çikolata yapımı için özel bir eğitim alıyor musunuz? Rojda Demirer: “Artık ben bu işi yapmayacağım. Başka bir şey yapmalıyım. Acaba ne yapmalıyım” dediğim sırada Ruken aradı. “Çikolata dükkanı açacağım, bana ortak olur musun?” dedi. “Tamam” dedim. Aslında benim bu dükkana katkım manevi yönünden ziyade maddi oldu, çünkü yoğunluğumdan dolayı çok aktif olamıyorum. ALTIN ÇİLEKLİ ÇİKOLATA ÖNDE EN BÜYÜK HEDEFİM ANNE OLMAK * Evlendikten sonra çalışmaya devam mı edeceksiniz, yoksa ‘evinizin kadını’ mı olacaksınız? BEN DAHA DUYGUSALIM ROJDA İSE REALİST Almazlardı beni, “Sen küçüksün” derlerdi. Ben de hep yaptığı her şeyi anneme söylemekle tehdit ederdim. Korkunç bir kardeştim. Ama büyüdükçe bunların hepsi geçti. İKİSİ DE OYUNCU Ruken D.: Ben en son ‘Gece-Gündüz’de oynadım. Ondan önce ‘Sahra’, ‘Zeynep’, ‘Üvey Baba’, ‘Berivan’, ‘Şöhret Tutkusu... Dublaj yaptım. Ben alaylıyım, konservatuvara devam etmedim.