17 Nisan Filistin'de Esirler Günü olarak anılıyor? İşgal ve saldırılarla birlikte Filistinlilerin en önemli problemlerinden biri cezaevlerindeki esirler. Taha Dağlı/Sabah.com.tr -ESİRLER GÜNÜ NE ANLAMA GELİYOR? Mahmut Bekir Hicazi, 17 Nisan 1974'te İsrail cezaevlerinden serbest bırakılan ilk Filistinli esirdi. O nedenle Hicazi'nin özgürlüğe kavuştuğu 17 Nisan, Filistin'de 1974'den beri Esirler Günü olarak adlandırılıyor. -CEZAEVLERİNDE KAÇ FİLİSTİNLİ ESİR VAR? Son verilere göre İsrail cezaevlerinde yaklaşık 6 bin Filistinli esir bulunuyor. Bunların 200'den fazlası 12 yaşın altındaki çocuklar. -ESİRLERİN EN BÜYÜK SORUNU NE? Filistinlilerin en büyük sorunu esirlerin yargı önüne çıkarılmaması. Bir Filistinli yakalandıktan sonra İsrail askeri ya da polisi tarafından göz altına alınıp, hapsedilebiliyor ve bu göz altı kararı 6 ay süreyle oluyor, sonrasında da sonsuz kez 6 ayda bir göz altı kararı uzatılıyor. Bu şu anlama geliyor, bir Filistinli hiçbir şekilde mahkemeye çıkarılmadan sadece göz altı kararlarıyla 20 hatta 30 yıl hapiste tutulabiliyor. -FİLİSTİNLİ ESİRLER AİLELERİYLE GÖRÜŞEBİLİYOR MU? Bir çoğunun aileleriyle görüşmelerine izin verilmiyor. Mesela 16-17 yaşında hapse girip 20 yıl yattıktan sonra çıkan bir Filistinli yani genç yaşta girip, yetişkin olarak hapisten çıkan bir Filistinlinin o süre içerisinde ailesini hiç görmemiş olma ihtimali çok yüksek bunun bir çok örneği var, ayrıca aile oğullarının ya da kızlarının hangi cezaevinde olduğu konusunda da haberdar edilmiyor çünkü esirlerin tutuldukları yer sık sık kimseye haber verilmeden değiştiriliyor. -CEZAEVLERİNDE İŞKENCE VAR MI? İsrail cezaevlerinde işkence yapıldığına dair bir çok tanıkla röportajlarımız oldu hatta organ ticareti için esirlerin kasten revire kaldırılıp, ameliyatla organlarının alındığı konusunda da ciddi haber ve röportajlar yayınlandı. -FİLİSTİNLİLERİN TEPKİSİ NE OLUYOR? Filistinli esirler özellikle 2010'dan itibaren cezaevlerindeki işkence ve kötü şartları protesto amacıyla açlık grevleri düzenledi. 2012'de açlık grevine başlayan Samir İsavi'nin eylemi yaklaşık 200 gün sürmüştü. Ancak İsrail açlık grevlerine karşı sessiz kaldı hatta eylemi sonlandırmak için esirlere zorla yiyecek yedirildiği biliniyor. -ŞALİT TAKASINDA NE OLMUŞTU? Haziran 2006'da Hamas, Gazze'ye giren İsrail askeri Gilat Şalit'i kaçırmıştı, 11 Ekim 2011'de Şalit, 1027 Filistinli esire karşılık serbest bırakıldı. 1 askere karşı 1027 Filistinli özgürlüğüne kavuştu. Esirlerin yarısı Batı Şeria ve Kudüs diğer yarısı ise Gazze'dendi. İsrail Batı Şerialı esirleri Gazze'ye, Gazzelileri ise Batı Şeria'ya gönderdi, Kudüs'e girişleri ise yasakladı, 100'den fazla esir ise Mısır, Türkiye gibi ülkelere sürgüne gönderildi. -1027 ESİRE DAHA SONRA NE OLDU? 2011'de serbest bırakılan 1027 esirin yaklaşık 500'ü 3 yıl içerisinde keyfi tutuklamalarla yeniden hapse atıldı, hatta açlık grevleri de buna tepkiydi, 200 gün açlık grevi eylemi yapan Samir İsavi de 2011'de serbest bırakılıp, 2012'de ailesinin yaşadığı Kudüs'e girdiği gerekçesiyle keyfi şekilde yeniden hapse atılmıştı. HAPSE ATILAN ESİRLERİ KİM SORGULUYOR? Filistinli esirlerin sorgulamalarını İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet yapıyor, Şin Bet'in sorgu yöntemleri de işkence üzerine kurulu. -ESİRLERDEN İŞKENCELİ SORGU AÇIKLAMALARI Cihat Mugrabi, Şin Bet tarafından işkence edilen Filistinli bir esir. İşte onun serbest kaldıktan sonra anlattıkları. '26 Nisan 2008'de tutuklandm. Dövülüp hastanelik edildim. 2 saat sonra shin-bet'e teslim edildim ama başımdan yaralanmıştım. Doktorlara karşı dilekçe yazıldı ama her şey hasıraltı edildi. Eve gelenler bizim bölgemizde 2 Yahudi'nin öldüğü söyledi. Evi arama için boşaltmamızı istediler. Gece geç saatte gelip kapıyı sert şekilde çalmışlardı. Cihad kim diye sordular ben olduğumu söyledim. Ellerimi, ayaklarımı ve gözlerimi bağladılar. Jipe bindirip sorgu merkezine götürdüler. Victor isimli biri beni sorguladı. Ölen 2 kişinin katili olmakla suçladı. Sandalyeye oturtup ellerimi arkadan bağladılar. O şekilde uyumaktan başka çarem yoktu. Sorgu sabah altıdan ertesi gün 3 e kadar sürdü. 2 kişi iyi polis kötü polisi oynayarak beni sorguladı. Ne zaman uykuya dalsam beni itip kalktılar. Tuvalet ihtiyacımı görmek için 2 saat beklettiler. Bana, aileme ve kız kardeşlerime hakaret ettiler. Yemekleri hep geciktirip verdiler. Saçlarım uzundu o zaman tutup çekiştirdiler. Sandalye çok sertti, bütün gün oturduğum için acı çekiyordum. Sorgu 15 gün aralıksız sürdü. 15 gün müşahede altında kaldım. Ertesi sabah sürekli saldırdılar. İtip kaktılar, tekmelediler. Nereye vurduklarını önemsemediler bile. Bir doktor çağırdılar, hemen hastaneye götürülmem gerektiğini söyledi. Sorgulayan kişi bana sürpriz yapmak istediğini söyledi. Kapının anahtar deliğinden bana annemin elleri bağlı bir şekilde su diye yalvarışını izlettiler... Bir yudum su... Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitlemişlerdi. Herkes annesine yardım etmek ister. Mahvolmuştum. Yapmadığım şeyleri itiraf etmek istedim ama kendimi bunu yaparsam sonuçların daha kötü olacağına ikna ettim. Belki ölene kadar içeride kalacaktım. Serbest bırakıldıktan sonra caddede yürümeye bile korkar olmuştum. Etraftaki insanların Shin-Bet ajanı olabileceği şüphesiyle yaşadım'.