El Salvador'un yüksek güvenlikli cezaevinde kalan uyuşturucu baronları, hapishaneyi kendi kuralları doğrultusunda yönetiyor. El Salvador'un başkenti San Salvador'da dünyanın en tehlikeli yüksek güvenlik cezaevi bulunuyor. Bu cezaevinde kalan toplam iki bin 500 mahkum kendi kurallarına göre yaşıyor. Gardiyanların bile korktuğu bu uyuşturucu baronları, işledikleri her bir cinayeti ölümsüzleştirmek adına, kurbanlarının adlarını vücutlarına dövme yaptırıyor. Mara Salvatrucha' adı altında örgütleşen mahkum baronlar yer sıkıntısı sebebiyle 20 kişilik koğuşlarda 70 kişiyle birlikte kalıyor. Orta Amerika'nın en tehlikeli cezaevi olarak bilinen 'Penas Ciudad Barrios' cezaevi, en güvenli teknik donanımına sahip olsa da hapishane yönetimi baronlara karşı gelemiyor. İtalyan fotoğraf sanatçısı Valerio Bispuri Paco Güney Amerika hapishanelerine 10 yıl boyunca görüntüledi. 'Şiddet ve suçun mahkumların hayatlarının bir parçası olduğu farklı ve karmaşık bir dünya. Bu zaman süresince mahkumların hapishane dışında sahip olduklarına benzer bir yer bulmaya nasıl çalıştıklarını gördüm. Saygınlıklarını korumaya çalışıyorlar. Hapishaneler hem küçük problemleri hem de büyük ekonomik ve sosyal krizleriyle toplumun bir yansıması, ülkenin bir aynası. Yerlerini yeniden oluşturma ihtiyacı kendilerini korumanın tek yolu.' 'Alışkanlıklarını insani sınırlar koşulunda ve aşırı kalabalık durumunda güçlükle sürdürmeye çalışıyorlar. Hapishanelerdeki şiddet ve güç yönetimi bu koşulların doğrudan sonuçları. Böylece, örneğin Brezilya'da hapishanelerin içinde fotoğraf çekmek için izin almış olmama rağmen hapishane müdürü cezaevini işleten bir kontrol grubunun onayını aramak zorundaydı.' Bazı mahkumlar meydan okurcasına bıçaklarını gösteriyordu ve silahlı olmayanlar bir çeşit köle haline geliyordu. 'Santiago'da, Şili'de kötü yaşam şartları nedeniyle öfkeli mahkumlar özerklik saatlerinde dövüşüyorlardı. Hapishane kuralları hayatta görebildiklerimizle aynı: Çok parası ve gücü olan yönetir ve yetkiye sahiptir. Hapishanede yaşam sadece güç oyunları ve kavgası değildir. Orada gündelik yaşamda futbol oynamaya, konuşmaya, şakalaşmaya ve kadınlar için giyinip makyaj yapmaya zaman vardır.' 'Bu çalışmanın hikayesi hapishanelerdeki durumu kınamak için değildir Güney Amerika ülkelerine ne katılır ve ne ayrılır onu bulmak ve söylemektir.' 'Ekuvador, Peru, Bolivya, Arjantin, Şili, Uruguay, Brezilya, Kolombiya ve Venezüela'da yaklaşık 74 erkek ve kadın hapishanesine gittim. Korkan, kızgın, umutlu ve çekingen mahkumlar ve gardiyanlarla iletişim kurdum. Bazı mahkumlar deli olduğumu düşündü, bazıları kıskançlıkla bazıları da nefretle baktı çünkü onlar benim orada sadece onların sınırlanmış yaşamlarını satmak amacıyla fotoğraf çekmek için orada olduğumu düşünüyorlardı.' 'Her hapishane içerden ve dışarıdan ülkeyi anlatmanın bir yoluydu. Herşey yalnızca şiddetin bir yansıması olarak görünse de hayatın tersi ve şiddet bir çizgiye aittir. Bu, Güney Amerika tarihine benzer.'