Mısır firavunu Tutankhamun'un mezarı keşfinden 20 yıl sonra ilk defa görüntülendi. 31 Ekim'de meydana gelen ve 224 kişinin hayatını kaybettiği uçak kazası ülkede turizmi kötü etkilemişti. Bunun üzerine yetkililer çareyi Tutankhamun'un mezar odasını açmakla buldu. Firavun'un gömüldüğü yer 3 ayrı oda içeriyor. Odanın duvarlarında Tutankhamun'un hemşiresinin çizimleri de bulunuyor. Maia adındaki bu kadın 'Wet Nurse' adıyla tanınıyor. Hakkında duvardaki yazıtlar dışında pek bilgi bulunmuyor. Yazıtlarda Maia, en önde yiyecek servis ederken resmedilmiş. Mezar, başkent Kahire'nin 13 mil güneyinde Saqqara adındaki bölgede ortaya çıkarılmıştı. 3 bin yıllık geçmişe sahip olan Saqqara, sadece sarayda yaşayanlar ve üst düzey yetkililerin gömüldüğü yer olarak biliniyor. Bu odanın defin odası olduğu düşünülüyor. İşte Tutankhamun'un mezarından etkileyici kareler... Mısır'da IV.Amenhotep ismiyle tahta çıkan ve daha sonra adını Akhenaton olarak değiştiren firavun, Mısır tarihinde bir ilke imza attı. Tahta çıktığında tek Tanrı'nın olduğuna inanan Akhenaton'un isminde bile bu sır saklıydı. İsmini tek Tanrı olan Aton'dan alan firavun ülkedeki tüm putları kırdırdı. Halkından tek Tanrı'ya inanmalarını isteyen firavun, kralların tanrı olmadığını kanıtlamaya çalıştı. Akhenaton Tanrı'ya olan inancını şok eden şu sözlerle anlattı: 'Ananın karnında çocuğa Sen hayat verirsin. Sen ana rahminde dahi çocuğu besleyensin. Ne zaman civciv kabuğu içinde bağırsa, sen ona hayat vermek için nefes verirsin. Ey Tanrım, senin ne kadar çok eserlerin vardır.' Çok kuvvetli olan rahipleri başkent Teb'de bırakarak halkıyla beraber 300 km uzakta Amarna da Akhetaton isimli yeni bir şehir kurdu. Kısa sürede tanrı Aton için tapınaklar inşa ettirdi. Akhenaton öldükten sonra halkı rahiplerin baskısıyla birlikte tekrar eski dinine dönmüştür. Tek tanrısı adına kurduğu şehir terk edilmiş, ismi yazılı her anıttan çıkarılmış, unutulması için nesiller boyunca çaba sarfedilmiştir. Akhenaton'un şu sözleriyse duyanları şok ediyor: 'Tanrı Uludur, birdir, tektir. Hiçbir şey yokken o vardı. Her şeyi o yarattı. Varlığı ezelden beri süregelen ve ebediyete kadar sürecek.' PİRAMİTLERİN GİZEMLİ TARİHİ ÇÖZÜLDÜ Amsterdam Üniversitesi araştırmacılarının gizemli Mısır Piramitleri'nde yaptıkları araştırmada ıslak kum bulunduğu ve bu bileşenin piramit yapımına karşı önemli bir ipucu olduğu belirtildi. Araştırmacıların yaptıkları açıklamalara göre gerekli kum ve su miktarının bileşenlerinde gerekli sertleşmeyi oluşturacağı iddia edildi. Yapılan deneyler ve gerekli kum su birleşenlerinin test edildiği araştırmada çöl kumunun gerekli su miktarı katılarak yoğun baskı uygulanması sonucu bekletilmesi ile normal kuma göre 2 kat daha sert bir birleşene sahip olunduğu belirtildi. Deneyler kumun rutubetinin doğru miktarda gerekli çekme kuvveti uygulanarak yapıldığı test etme üzerine olmuştur. Teorilerini test etmek için, fizikçiler kum bir tepsiye Mısır kızağın bir laboratuvar versiyonunu yerleştirdi. Bu kum su miktarının bir fonksiyonu olarak, gerekli çekme kuvvetini ve kum sertliğini belirleyici bir kuvvete sahip olduğu belirtildi. Çok daha güçlü bir kum kayası elde etmek için belirli bir hacmi olan kum kayaların bir areometre ile ölçülerek uygulanan sertliğinin ölçüldüğünde istenilen sertliğe ulaştığı belirtildi. Mısır Piramitleri, Mısır'da yer alan eski piramit şekillerde yapılardır. Mısır'da 100'den fazla piramit vardır. Piramitlerin çoğu Eski Krallık Dönemi'nden Orta Krallık Dönemi'ne kadar firavunların mezarı için inşa edilmiştir. Bilinen en eski piramit 3.Hanedan döneminde inşa edilen Basamaklı Piramit'tir. Bu piramit ve etrafını çevreleyen bloklar; mimar İmhotep tarafından tasarlanmıştır. Ayrıca bu yapılar dünyanın en eski şekilli taşlardan inşa edilmiş yapısıdır.Yapımda çalışan işçiler piramitlerin sırrını bildikleri için... yapım bittikten sonra öldürülmüşlerdir. En çok bilinen piramitler Gize'de bulunmuştur. Birkaç Gize Piramidi inşa edilmiş en büyük yapılardandır. Gize Piramitleri'nin en büyüğü olan Keops Piramidi şu ana kadar zarar görmeden ayakta duran, Dünya'nın Yedi Harikası'ndan biri olarak görülmektedir. Orta ve Güney Amerika'da Mayalar, Aztekler ve İnkalar tarafından benzer yapılar yapılmıştır, ama gerçek piramitler Mısır'dadır.Yunanca pyramis sözcüğünden türemiş olan piramitlerde genellikle taş ya da tuğla kullanılmıştır. Dörtgen bir taban üzerinde yükselen piramitlerin üçgen biçimli dört kenar yüzeyi tepede bir noktada birleşir. Mezar odası çoğunlukla piramidin üzerine oturduğu kayanın içine oyulmuştur. Eski Krallık'ta 2. hanedan döneminin sonuna kadar (yaklaşık İ.Ö.1650) krallar ve soylular mastaba denen mezarlara gömülürlerdi. Mastabalar, dikdörtgen biçimli, yan duvarları içeriye doğru eğimli ve üst yüzeyi düz olan; daha çok üstü kesik bir piramide benzeyen anıtmezarlardı. 3. hanedan döneminde (İ.Ö.2650-2575) kral mezarlarında taş kullanılmaya başlandı. İlk piramit, bu dönemde, Kahire'nin yakınındaki Sakkara'da ünlü mimar İmotep tarafından yapıldı. Kral Zoser için tasarlanan ve üst üste konmuş altı mastabadan oluşan bu anıtmezara Basamaklı Piramit denmiştir. Kutsal sayılan ölmüş krala armağanların sunulduğu bir tapınağı da içeren Basamaklı Piramit ve ek yapıları geniş bir duvarla çevrelenmiştir. 60 metre yüksekliğinde olan ve kireç taşından yapılan bu piramit Eski Mısır'ın en güzel anıtlarından biridir. Yapının altından toprağın içine uzanan 11 geçitte kral ve bazı soyluların pembe granit ve albatrdan (kaymak taşı) yapılma lahitleri bulunur. Bölgede daha birçok piramidin yapıldığı sanılmaktadır. 1953'te Sakkara'da 3.hanedan döneminden kalma tamamlanmamış bir başka basamaklı piramidin kalıntılarına rastlanmıştır. En tanınmış piramitler, Kahire'nin güneyinde Gize'de bulunan üç piramittir. Bu piramitler 4. hanedan döneminden (İ.Ö.2575-2468) kalmıştır. En büyüğünü Yunanca adıyla Firavun Keops yaptırmıştır. Keops Mısırlılar'ca Khufu olarak adlandırılır. Keops Piramidi'nin taban kenarları yaklaşık 230 metre ve yüksekliği 146 metredir. Ama dış kaplaması aşındığı için bugün yüksekliği 9 metre daha düşüktür.Kayalık bir zemine oturan piramidin dış bölümü kireç taşı ve granitten yapılmıştır. Tüm yapıda her biri ortalama 2,75 ton ağırlığında toplam 2,3 milyon taş blok kullanılmıştır. Piramidin yapımında kullanılan kayalar Nil ırmağının karşı kıyısından getirilmiş, kireç taşı Kahire yakınlarından,granit ise Assuan'dan taşınmıştı. Kabaca yontulan granit bloklar, silindirler üzerinde çekilerek ırmağa getirilir ve buradan mavnalarla piramide en yakın yük iskelesine taşınırdı. Bloklar, iskele ile piramit arasında döşenmiş granit geçitten, tahta silindirler üzerinde çekilerek yerine ulaştırılırdı. Taş blokları çıkaran ve taşıyan kişiler kendi adlarını kırmızı bir boya ile taşın üzerine yazarlardı. Bu yazılar bugün de okunabilmektedir.Taşlar çok düzgün bir biçimde bakır aletlerle işlenirdi. Keops'un ardından Kefren ve Mikerinos tarafından yaptırılan öbür ünlü iki piramit, ilkine göre daha küçüktür.Her üç piramit de yağmalanmış oldukları için içlerindeki eşyaların çoğu kaybolmuştur. 5. ve 6. hanedan kralları da (İ.Ö.2465-2150) Gize ve Abu Şir'de birçok piramit yaptırmışlardı. 11. ve 12. hanedan krallarının (İ.Ö.2130-1756) piramitleri daha çok Dahşur, Havara ve el-Lahun'da bulunmuştur.Bu dönemden sonra, soylulara mezar olarak kullanılan piramitlerin yapımına son verildi. Mısırlılar krallarını, 18. hanedan döneminde (İ.Ö.1540-1292) başkent olan Teb yakınlarındaki Krallar Vadisi'nde kayalara oyulmuş mezar odalarına gömmeye başladılar.