Brezilya'da binlerce kişiyi esir alan ve 20'den fazla ülkeye yayılan Zika virüsü, dünyanın gündemine bir anda alevlenen bu küresel sağlık tehdidini de ekledi. Sivrisinek sokması ile bulaşan bu virüs, gebelik için tehlike oluşturarak henüz doğmamış bebeklerin beyinlerinde küçülme ve hasara, hatta ölüme neden oluyor. Türkiye için henüz alarm verilmedi. Ancak seyahat uyarılarının artması ve Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasının ardından, virüs üzerine tartışmalar başladı. Yeni doğan bebeklerde görülen Mikrosefali (küçük kafa) olarak da tanımlanan bu hastalık, 'Aedes aegypti' cinsi sivrisineklerin hamile kadınlara bulaştırdığı Zika virüsü ile yayılıyor. Mikrosefali ile doğan bebeklerin kafaları normalden 31.5-32 santimetre daha küçük. - Peki virüsün belirtileri neler? Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Zika virüsü 'ateş, baş Ağrısı, gözlerde kızarma, kusma, döküntü, kas ve eklem ağrısı' gibi belirtiler gösteriyor. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC), Zika'ya ilişkin açıklamasında virüsün bulaştığı kişilerde semptomların yaklaşık bir hafta içinde ortaya çıktığını ve kanda birkaç gün duran virüsün bazı kişilerde daha da uzun kaldığını ifade etti. Geleneksel Tıp Araştırmacısı Dr. Muammer Yıldız, dünyayı etkisi altına ala bu virüs hakkında bilinmeyenleri sıraladı. İşte Zika virüsü hakkında önemli açıklamalar… Her yıl moda gibi çıkan bu virüs salgınları akıllara birçok soruyu getiriyor. Salgın gibi başlayan bu virüslerin bazı firmalar tarafından ilacı hazır rafta bulunmuş oluyor. Veya bunun ilacının asla olamayacağı gibi akıl sınırlarını zorlayan iddialar ile bağışıklık sistemini başka ilaçlara yönlendiriyor. İLAÇ FİRMALARININ OPERASYONU İlaç firmalarının operasyonu üretilen ilaçlar doğrultusunda toplumda bir hastalık olgusu oluşturup medya ile yönetiliyor. Satışlar karlar bu doğrultuda yönetiliyor. Hedef kitle olarak seçilen insana müşteri gözüyle bakılıyor ve borsayı geride bırakabilen bu pazarlama yöntemi çok geniş bir hedef kitleye hitap ediyor. Hem de en değerli varlığımız olan sağlığımızı tehdit ediyor. Bu virüs sivrisineklerden geçtiği bilinse de aslında doğal ve kalıcı yöntemler ile korunulabilir. 'Bir koruyucu önlem bin devadan evladır' demiş atalarımız. Defne yaprağı, Mürver Çiçeği ve Reyhan bitkisi bulunduğu yerden sinekleri uzaklaştıran bu değerli tıbbi bitkilerimiz aslında bir kalkan ve kendimizi, çocuklarımız için doğal bir önleyici olabilir. Fesleğen Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır: Antispastik te'siri vardır. Ağrıları keser, iltihaplanmaya karşı, terletici ve hafif uyarıcı. Mide ağrılarında ve bağırsak sancılarında, yorgunluk ve sinir buhranı (depresyon) hallerinde tatbik olunur. Fesleğen bitkisinin olduğu ortamlara sinek girmez. Halk tababetinde, Fesleğen, nefes darlığı, boğmaca, bağırsak gazları, böbrek ve mesane iltihapları, dizanteri vesairede kullanılmasını tavsiye eder. Haricen diş etleri ağrılarında (ağız çalkalamakta), taze usaresi de cerahatli orta kulak iltihabında kullanılır. Mürver Bitkisi Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılır: Bitki terletici, zayıflatıcı ve idrar söktürücü zatürrede balgam sökülmesi, bronşit, verem öksürüğünde te'sirlidir. Halk Tababetinde Antispastik özelliği vardır. Nezle, ses kısıklığı, terletici olarak soğuk algınlığı hastalıklarında, her türlü kan tazyikinde, nefes darlığı, kan işeme, zorluklu işeme, mesane ve böbrek iltihaplarında kullanılır. Kök ve kabuklar su toplama, şişmanlıktan zayıflatıcı araç olarak kullanılır. Yapraklar suda bekletilerek elde edilir mayi romatizma, basurlar, deri hastalıklarına karşı kullanılır. Meyvelerden yapılan marmelat nevralji, veremlilerde kuvvetlenmek için alınır. Çiçekler boğaz ağrılarında tütsü (inhalasyon) şeklinde kullanılır