1990Meksika'ya ikinci kez ev sahipliğinin verilmesi İtalya'yı ateşledi. 3 kez kupayı kazanan İtalyanlar bunu bir de evlerinde yaşamak istedi. FIFA oylamasında 7 Sovyet oyuna karşı 11 üye 'İtalya' dedi. 2.5 milyonu aşkın futbolsever İtalya'nın 12 kentindeki statlara yayılan turnuvada oynanan 52 maçı yerinde izledi. Bu bir önceki turnuvada Meksika'da 2 milyon 300 bin rakamının geçilmesi ve yeni bir rekor anlamına geliyordu. Ancak bu ilgi ve alaka turnuvayı kurtarmaya yetmedi. İtalya '90 kupa tarihinin en zevksizi ilan edildi. En önemli sürpriz Afrika Aslanı Kamerun efsanesinin doğumu oldu. Açılış maçında son şampiyon Maradonalı Arjantin'i 9 kişi kaldığı maçta 1-0 yenip tüm dünyayı şaşırttı Omam Bıyık ve arkadaşları. Kamerun Devlet Başkanı'nın isteği ile kupaya götürülen takımın en yaşlısı 38'lik Roger Milla, 4 golle takımının çeyrek finale kadar yükselmesinde rol oynayacaktı. Final 86'nın aynısı idi. Maradona'lı Arjantin ile, Beckenbauer'in çalıştırdığı Almanya. Geçen sefer gülen Arjantin bu kez kaybedecek, Kaiser lakaplı Beckenbauer futbolcu iken de uzandığı kupayı ülkesine kazandıracaktı. Bu Almanların aldığı 4. kupa oacaktı. Kupada artık Fedral Almanya ve Yugoslavya yer almayacaktı. Dünya değişiyordu, biri duvarı yıkacak diğeri karışıp yıkılacak iki ülke vardı Avrupa'da... 1994 Dünya Kupası bu kez, futbolun pek de popüler olmadığı Amerika'da düzenlenecekti. İtalya '90'dan daha iyisini vadetmiyordu ABD aslında. Ancak hem saha içi hem de saha dışı olayları ile tarihe geçti bu kupa. Katılan ülke sayısı da 24'ten 32'ye yükseltilmişti. Artık dünyada bir televizyon gerçeği vardı ve daha çok takım daha çok maç; daha çok maç da daha çok para demekti FIFA için... Ancak oynanan 52 maçta tribünlere akın eden 3.5 milyonu aşkın seyirci Dünya Kupası tarihine kırılması zor bir rekor olarak geçiyordu. Geçen kupanın loser'ı Maradona bu kez takımını sırtlayıp götürecek gibi başladı turnuvaya. Yunanistan ve Nijerya'yı mağlup eden Arjantin, Maradona doping kullandığı için diskalifiye edilince gruptan çıkmadan Bulgaristan'a 2-0 yenildi. Maradona için artık Dünya Kupası tatsız bir şekilde sona eriyordu. Tabii ki bir futbolcu olarak... 2.turda da Hagi'li Romanya, Maradona'sız ikinci maçında 3-2 yendiği Arjantin'i de ihraç ediyordu. 4 yıl önce devlet başkanının isteği ile kupa kadrosuna alınan Roger Milla bu kez 42'lik haliyle milli kahraman olarak ABD'ye gitse de Kamerun gruptan çıkamayacaktı. Son şampiyon Almanya çeyrek finalde Bulgaristan'a yenilerek şaşırtacaktı. Kupayı unutulmaz kılan olay çoktu. Suudi Arabistan'ın Fas ve Belçika'yı yenip gruptan çıkması, Kolombiya'nın yaşadığı dramın önüne geçemedi. Amerika'nın 2-1'lik galibiyetinde ilk golü Kolombiyalı Andres Escobar, Oscar Cordaba'nın korduğu kendi kalesine atıyordu. Kolombiya'nın gruptan çıkamayıp evine erken dönmesi Escobar'ın sonu oldu. Talihsiz futbolcu ülkesinde öfkeli birinin kurşunlarına hedef olup hayata veda etti. Escobar ölüp kurtulmuştu belki de.. Çünkü finalde yaşadıklarıyla Roberto Baggio her gün ölecekti. Brezilya-İtalya finali normal süre ve uzatmalarda golsüz bitti. Kupanın sahibini belirlemek için yapılan penaltı atışlarında Brezilya; Romario, Branco ve Dunga ile kaleyi bulmuş ancak İtalya Baresi, Massaro ve Baggio ile kaçırmıştı. Son penaltıyı dışarı vuran Baggio, kupada attığı 5 gol ve attırdıklarıyla İtalya'yı finale taşısa da her zaman kaçırdığı penaltı ile hatırlanması için, 'o penaltı her gün geliyor aklıma. O finali tekrar oynamak isterdim' yorumunu yapacaktı. 1998Zidane istedi kupa Fransa'ya Ronaldo'nun 40 derece ateşi varken sponsor firma zoru ile sahaya çıkarılması ve sahada dolaştırılması sadece futbol değil insanlık adına bir utanç vesikası olarak tarihteki yerini alacaktı. Kupaya katılan ülke sayısı ilk kez 32'ye çıkarılıyor lakin yine Türkiye kendisine yer bulamıyordu. Turnuvada ilk kez uygulanacak ileride Türkiye'nin de işine yarayacak altın gol uygulaması Fransa'yı Blanc'ın golüyle Paraguay karşısında çeyrek finale taşıyacaktı. Fransa, çeyrekte İtalya'yı penaltılarla eleyecek, yarıda Hırvatistan'ı yenip finalist olacaktı evinde düzenlediği şampiyonada... Brezilya ise yarı finalde Hollanda'yı penaltılarla elediği maçın dışında zorlanmadan geldiği finalde Cezayir asıllı Zidane'a toslayacktı. Fransa'nın 3-0 kazandığı maçta iki gole kafa atan Zizou aynı kafasını çok değil 8 yıl sonra yine bir finalde bambaşka bir amaç için kullanacaktı. Kupanın bizim için ilginç bir yanı Brezilya kalesinde turnuva boyu devleşen Taffarel'in yeni sezona Galatasaray'da başlaması oldu. 1994'te Dünya Kupası'nı kazanan Bezilya'nın kalesini koruyan Taffarel, Atletico Mineiro'dan 32 yaşında geldiği Galatasaray'da UEFA ve Süper Kupa'yı kazanıp daha sonra Galatasaray kulübesinde antrenör olacağından habersizdi. Fransa'daki turnuvada, aralarındaki siyasi ilişkilerin çok gerildiği ABD ve İran aynı grupta yer aldı. Fransa polisinin çok geniş güvenlik önlemleri aldığı maç, İran'ın 2-1'lik galibiyetiyle bitti. Dostça bir atmosferde geçen maçta iki takım oyuncuları birlikte fotoğraf bile çektirdi. 2002 Japonya - Güney Kore İlk defa Asya kıtasına taşınan ve yine ilk defa iki ülkenin ortaklaşa düzenlediği kupada bu defa Türkiye de vardı. 38 yıl aradan sonra, hem de iddiası olan bir ülke olarak. Buraya kadar hep başkalarının hikayesini anlattık, şimdi de bizim öykümüze bakalım. C Grubu'nda Brezilya, Kosta Rika ve Çin ile eşleştik. Turnuvaya Brezilya karşısında Hasan Şaş'ın golü ile öne geçtiğimiz maçla başladık. Ama yaptığı sahtekarlıkla defterden sildiğimiz Rivaldo'nun dengesini bozduğu maçı Brezilya 2-1 kazandı. Ancak kendimize güvenimiz gelmişti. Kosta Rika ile berabere kalıp riske attığımız 2.tura Çin'i 3-0 yenip çıktık. Bu kez rakip ev sahibi oldu. Onları da 1-0 ile eledikten sonra zorlanacağımız bir rakibimiz oldu. Ünü yoktu ama turnuvaya girişi olaylı olmuştu Senegal'in. Önce kendilerini yıllarca sömüren son şampiyon Fransa'yı mağlup edip evlerine yolladılar. Sonra Danimarka ve Uruguay gibi iki futbol markası ülke ile berabere kalıp 2.tura kaldılar. Ardından da İsveç'i uazatmalarda eleyip çeyrek finalde rakibimiz oldular. Yarı finale kalmak için Senegal'i 104. uzatma dakikasında İlhan Mansız'ın altından da öte bir golü ile yenecek, kupada son dörde kalacaktık. Yarı finaldeki rakibimiz Brezilya'yı ilk maçtaki zorladık ama yıkamadık. Son maçımızda bir diğer ev sahibi Güney Kore'yi 3-2 yenip 38 yıl sonra 2.kez katıldığımız kupada 3. olmayı başardık. İlhan Mansız ve Ümit Davala'nın zihinlere kazınan saç stillerinin dışında, Hasan Şaş'ın Brezilya'ya attığı gol sonrası dünyayı iplemeyen o çok cool sevinci ya da sevinmeyişi, Hakan Şükür'ün Kore'ye attığı Dünya Kupası tarihine geçen en erken gol... (10.8 saniye) Final mi? Brezilya, geçen kupada hasta olduğu için bir şey yapamayan Ronaldo'nun bu kez attığı 2 golle kupayı 5. kez kazanmayı başardı. 2006 Almanya 32 ülke, 30 gün, 64 maç, 12 farklı şehir, 3 milyon 359 bin biletli seyirci... Merhaba dünya, burası Almanya... 1990'da duvarını yıkıp birleşen Almanya, 1974'ten 36 yıl sonra kupaya bir kez daha ev sahipliği yapıyordu. Oldukça beğenilen organizasyonda Fransa-İtalya finalini yıllar sonra bile konuşulacak kılan oynanan futbol değil, Zidane'ın, Materazzi'ye attığı kafa olacaktı. 1-1 biten karşılaşmanın uzatmalarında İtalyan futbolcunun tahriğine kapılan Zizou kariyerinin son Dünya Kupası'nda kariyerini kupa ile noktalamak varken İnter'in şımarık çocuğunu indirmişti. Penaltılara giden maçta Zidane'ı olmayan Fransa kupayı İtalya'ya kaptıracaktı. Zidane, attığı kafa ile ilgili olarak yıllar sonra, Materazzi'nin kendisine küfür ettiğini söyleyip, 'Özür mü? Ölürüm daha iyi' diyecekti. 2010 Güney AfrikaYoğun bir vuvuzela gürültüsü, soyulan gazeteci ve milli takımlar, bariz hakem hataları ile başlayan kupa, 'Teknoloji de oyuna girsin mi?' tartışmaları ile sürdü. Biraz Mesut Özil biraz Thomas Müller derken, Messi'yi unuttuk gitti. Kupanın Avrupa kıtasında kalacağı kesinleşti. Bugüne dek sadece 7 farklı ülkenin (Uruguay, İtalya, Almanya, Brezilya, Arjantin, Fransa, İngiltere) kazanabildiği kupayı yeni bir ülke daha elde etmiş oldu. Bu kez denge Avrupa lehine bozuldu. Yarı finalde Almanya'yı mağlup eden İspanya finalde Hollanda'yı uzatmalarda Iniesta'nın golüyle 1-0 geçip tarihinin ilk kupasını kazandı. Hem de Türkiye'den 'Yeniköy Kasabı' lakabıyla gönderilen Del Bosque yönetiminde... 20. BrezilyaDaha önce de Meksika, Fransa, İtalya ve Almanya gibi kupaya ikinci kez ev sahipliği yapacak olan Brezilya, 1950'deki ev sahipliğinde Uruguay karşısında yaşadığı acıyı unutmak isteyecek, evinde futbol aşığının milletinin dolduracağı statlarda yaşanacak şenliğin sonunda kupayı 6. kez kazanmayı arzulayacaktır. Bu akşam 19'uncusu sona erecek kupanın 20'sinin heyecanı Brezilya'da başlamak üzere.Brezilyalılar maskot için de farklı bir seçimde bulundu. Yapısıyla turnuvanın en önemli enstrümanı olan futbol topuna benzeyen bir hayvanı tercih ettiler. Adı Armadillo... Güney Amerika bölgesinde yaşayan bu ilginç hayvanın en önemli özelliği kendisi için bir tehlike oluştuğunda kabuğunu toparlayarak top gibi yuvarlanarak hızla kaçabilmesi... Boyları 70-80 cm arasında değişen ve kalın dış zırhı sayesinde düşmanlarından korunan Armadillo'nun yuvarlanarak kaçabilme kadar önemli bir özelliği de çok iyi koku alması... Koku alma becerisi sayesinde yerini tespit ettiği böcekleri toprağı eşeleyerek bulup beslenme ihtiyacını giderebiliyor. Armadillo'nun seçilme sebebi ise soyunun tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir canlı olması... Gerekli önlemlerin alınması ve bu konuya dikkat çekilmesi amacıyla 2014 Dünya Kupası maskotu seçilen Armadillo aynı cinsiyetten 4 Armadillo daha doğurabiliyor, çoğalıyor. Bu da neslinin tükenmemesi için en büyük şansı olarak görülüyor.