Güldüren adamın ağlatan sonu Suphi Kaner, Yeşilçam'ın en sevilen komedyenlerindendi. Milyonları güldürmüştü. Ancak alkol bağımlılığı nedeniyle prodüktörlerin boykotuna uğrayınca yaşamına son verdi. Ardında sadece 30 yıllık bir dram bıraktı... Adamın biri, ruh doktoruna gitmiş, 'Doktor' demiş, 'Ne yaptımsa bir türlü gülemiyorum. Dünyada hiçbir şey beni güldürmüyor' Doktor tavsiye etmiş: 'Komik filmlere gidin, neşeli müzik dinleyin, komedileri kaçırmayın...' İşte Suphi Kaner, o palyaçonun ta kendisiydi. Otuz milyon insanı güldürdü, ama kendi gülmezdi, gülemezdi. Babası Ömer Efendi, çok yaşamadı, 1956 da öldü. Annesi, yıllarca konu komşuya çamaşıra, tahtaya gitmişti. Yıpranmış, ihtiyar, hastaydı. Suphi Kaner, Göztepe'deki hastaneden babasının ölüsünü almaya gittiği zaman hayatında ilk defa bir doktorun üzerine yürüdü: «Babamı öldürdünüz! Ona insan diye bakmadınız, katiller!» diye bağırdı. Suphi KanerBabasının cenazesini omuzladı, sedyeye kendi koydu. Hastanenin ölü taşıyan arabasına tükürdü, kendisi bir taksi buldu. Babasının ölüsünü İstanbul'a taşıdı, o güne kadar içki içmemiş sayılırdı, içmeye başladı. Durmadan dinlenmeden nefes almadan içiyor, gece gündüz, kendini unutmak, kendinden kaçmak istiyordu. Etrafındaki insanlardan da sadece şefkat, samimiyet, doğruluk, sevgi bekliyordu... Baktı ki kendi yoksul, çevresindeki dünya yoksul, büsbütün küstü; kendi yalnızlığına çekildi. Şehzadebaşı'nda Ferah ve Turan sinemalarında fıstık, gazoz sattı, geceleri sinema localarında sert iskemleler üzerinde yattı. Yorgan olarak sinema kapılarındaki perdeleri kullandı. Üç yıl sözlü, üç yıl nişanlı durduğu Ender'le 1959'da evlendi. 9 Eylül 1961'de ikiz çocukları dünyaya geldi: Aşkın (kız), Taşkın (erkek) doğunca dünyalar onun olmuştu. Hatalı bir kararın kurbanı oldu, ümitsizlik içinde kendi hayatına son verdi. Eğer ona da 'yaşadı' diyebilirsek... Sadece 30 yıl, 7 ay, 25 gün bu dünyada kaldı. 25 Ağustos 1963'te, geceyi geçirdiği bir arkadaşının evinde, üç tüp 'Nembutal' yutarak intihar etti. ÖLÜMÜNDEN BİR HAFTA ÖNCE... Sözünün burasında gözlerinden yaşlar boşandı, ağlıyordu. Bizim de gözlerimiz yaşlandı. Teselli ettik. Telefon çaldı. İki gündelik gazete daha onunla konuşmak istiyordu. Kahvecimize limonata ısmarladık, 'Buzlu olsun, ama çok soğuk olsun, içim yanıyor' dedi. Yeşilçam'ın sakin jönü Sertan Acar, Yeşilçam'da Zeynep Değirmencioğlu ile oynadığı sayısız filmlerle akıllara kazındı. Sevilen oyuncu aynı zamanda geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan Fenerbahçeli futbolcu Serkan Acar'ın da kardeşi. Sevilen oyuncu Yeşilçam'a damga vuran Hayat Mı Bu 1972 Gelinlik Kızlar 1972 Fatma Bacı 1972 Battal Gazi'nin İntikamı 1972 Sinderella Kül Kedisi 1971 Hayat Sevince Güzel 1971 filmleriyle tanınıyor. Sevilen oyuncu memleketi olan Sakarya'da kendisini doğal yaşama adadı. Doğal hayatla ilgilenen Sertan Acar, aynı zamanda asıl mesleği olan diş hekimliğine de yapmakta. Sevilen oyuncu şimdilerde Kocaeli Kerpe'de doğayla iç içe bir hayat sürüyor. Yeşilçam'ın sakin jönü Sertan Acar, Yeşilçam'da Zeynep Değirmencioğlu ile oynadığı sayısız filmlerle akıllara kazındı. Nam-ı diyar Mazlum'u yani Yadigar Ejder'i tanımayanımız yoktur. Gerçek adı Yadigar Kuzu'di. Arkadaşlarının deyimiyle 'Ayı Yadigar' 21 yıl önce 14 Ocak 1992'de Taksim Parkı'nda sabah temizliği yapan çöpçüler, bir bankın üzerinde donarak ölmüş dev bir adamın cesedini buldular. Soğuktan kaskatı kesilmiş bulunan bu beden bir aktöre aitti. Üstelik bine yakın filmde rol almış, fizik olarak Yeşilçam'da benzeri bulunmayan bir oyuncuya, Yadigar Ejder'e... 1000 film çevirmişti ama cebinde 5 parası yoktu. Kirasını ödeyemediği için, evinden çıkarılmıştı. Belli ki, o soğuk gecede sığınabilecek tek bir dost kapısı da yoktu. Taksim Parkı'ndaki bir bankta kendisini bekleyen Azrail'in kollarına uzanıverdi, çaresizce. Kemal Sunal'ın neredeyse bütün filmlerinde rol almıştır. İHSAN GEDİK 'Türk Sineması'nın kötü adamı' olarak bilinen ve Yeşilçam'da 48 yılda 600 yakın sinema filminde rol alan 71 yaşındaki İhsan Gedik, rol teklifi gelmeyince, geçimini sağlamak için hazırlattığı 'Dünden Bugüne İhsan Gedik' kitabını elinde bastonuyla sokak sokak gezerek satmaya başladı. Gedik, kitap satışından elde ettiği parayla geçimini sağladığını ve kızını üniversite okuttuğunu söyledi. Yeşilçam'da 600 yakın filmde Türk Sineması'nın önemli yıldızlarıyla kamera karşısına geçen ve 'Sinemanın kötü adamı' olarak tanınan İhsan Gedik, zor koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Gedik, çevirdiği sinema filmlerinin tanıtım kapakları, fotoğraf kareleri ve Türk sinemasının önemli aktörlerinin kendisi için yazdığı sözleri 174 sayfalık 'Dünden Bugüne İhsan Gedik' kitabında topladı. Sanatçı bu kitapları satarak para kazanmaya çalışıyor. İstanbul'da yaşayan İhsan Gedik, otobüsle Edirne'ye gelirken sırtında yaklaşık 20 kilo ağırlığında çantasında taşıdığı kitapları, bastondan destek alarak gezdiği sokaklarda kendisini tanıyanlara ve esnafa satmaya çalışıyor.. Gedik'i tanıyanlar, birlikte fotoğraf çektiriyor. Gedik, kitaplarını imzalayarak satıyor. MESUT ENGİN Bir dönemin jönüydü. Sefalet içinde hayata veda etti. İşte oyunculuğun yanısıra mankenlik ve fotomodellik de yapan, otellerin kral dairelerinde kalan ancak sonra yaşadıkları yüzünden alkole sığınan ve akli dengesini de yitiren Mesut Engin'in buruk öyküsü... Bir yıldızın yükselişi ve çöküşü... Mesut Engin Ses Dergisi'nin düzenlediği güzellik yarışmasında Kral seçilip Yeşilçam'a adım attı. O yıllarda tüm genç kızların hayallerini süslüyordu. Takvimler 1973 yılını gösteriyordu. Mesut Engin, Türk sinemasına bir çok yıldız oyuncu armağan eden Ses dergisinin düzenlediği yarışmayı kazanarak Yeşilçam'a adım attı. Hem oyunculuk yapıyordu hem de mankenlik ve foto modellik. Bebek yüzüyle tüm genç kızların gözdesiydi. Aynı zamanda çok da iyi para kazanıyordu... Otellerin kral dairelerinde kalabiliyordu. Ama 1976 yılında geçirdiği trafik kazası onun için sonun başlangıcı oldu. Geçirdiği trafik kazasından sonra sağ el bileğinin sinirleri kesildi. 1953 doğumlu Engin bu olay olduğunda henüz 23 yaşındaydı. Yaşadıklarını kaldıramadı. Hayata küstü ve alkole sığındı. Bir kaç yıl sonra hayatında bazı şeyler yoluna girer gibi oldu. 30 yaşına geldiğinde İstanbul'un tanınmış ailelerinden birinin kızı olan Asiye Gençağaoğlu ile nişanlandı. Güzellik salonu işletmeye başladı. Ama onun asıl hayali sinemaydı. Kötü günlerinde sinema dünyasındaki kimseden destek görmedi. Kopkoyu bir bunalıma düştü Mesut Engin. Kendini tamamen alkolün kollarına bıraktı. Hem işini hem şöhretini yitirdi. Girdiği bunalımdan bir türlü çıkamayan Engin, kendini tamamen alkolün yarattığı 'yalancı' mutluluğa bıraktı. Akli dengesini yitirdi ve artık sokaklara düşmüştü. evredekilerin 'dede' dihe hitap ettiği Mesun Engin, kendisine sunulan yiyecekleri de geri çeviriyordu. 2003 yılında alkok bağımlılığından kurtuldu. Sonra İstanbul'a geldi Engin. Karayolları çalışanlarının desteğiyle yaşamını sürdürdü. Daha sonra ise Beyoğlu sokaklarında yatıp kalkmaya devam etti. Tiyatro sanatçıları Mehmet Esen ve Mustafa Turan onu Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bitkin bir halde buldu. Bir zamanların ünlü aktörü Mesut Engin'e İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü kapılarını açtı. Engin, 720 kişinin yaşadığı Kayışdağı Darülaceze'ye yerleştirildi. Yeşilçam'ın 'kral ünvanlı' oyuncusu Mesut Engin 58 yaşında yaşamını yitirdi. Bilal İnci: Bir otel odasında son nefesini verdi Erdoğan Dikmen: Kalabalıklar içinde yalnız gitti Sami Hazinses: Unutulmaz oyuncu kısa sürede unutuldu Tomris Oğuzalp: Hayatını 'bağış'ladı Uğurtan Sayıner: Cemil'den sonra bitti