Başlarda herşey mükemmeldi, ardından gelen bebek sevinci daha da bir anlam kattı sıcacık yuvalarına... Sonra bir gün o talihsiz an geldi, büyük aşkın kahramanlarından biri göçüp gitti bu dünyadan... Geride kalan ise bir yanı eksik olarak devam etti yoluna...İşte ölümün ayırdığı ünlü çiftler... Cüneyt Gökçer ile Ayten Gökçer sanat dünyasının en büyük aşklarından birini yaşadı. Sinema ve tiyatronun başarılı isimleri arasında yerini alan Ayten Gökçer, beyazperdeyle 'Taçsız Kral' filmi sayesinde tanıştı. Şöhret basamaklarını hızla tırmanan Gökçer, sahnede gösterdiği başarıyı özel hayatına da taşıdı. İki usta oyuncu, Cüneyt Gökçer ve Ayten Gökçer, birlikte bir ömür geçirmek üzere nikah masasına oturdu.İkilinin aşkı sanat camiasında eşine ender rastlanan türdendi. Tiyatro dünyasının duayenlerinden 89 yaşındaki Cüneyt Gökçer solunum yetmezliği nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Efsanevi tiyatrocunun 47 yıllık hayat arkadaşı Ayten Gökçer, hayat arkadaşına gazete ilanıyla veda etti.Gökçer, gazetede 'Cüneyt'im, hiç ayrılmadık buluşmak üzere. Ayten' mesajını yayınladı. Sanat dünyasının 'her dem taze' aşıklarındandı Gülriz Sururi ile Engin Cezzar. Hem sahneyi hem hayatı paylaştılar, uzun yıllar boyunca. Çift ilk olarak 1968 ile 1997 yılları arasında evli kaldı. Daha sonra yollarını ayırsalar da buna iki yıl dayanabildiler. 1999 yılında yeniden evlendiler. Daha uzun yıllar hem hayatı hem de sanatı ortaklaşa yaşadılar. Cezzar'ın hastalığı mutluluklarına gölge düşürse de büyük aşkları sayesinde birbirlerine ve hayata tutundular: Ama Engin Cezzar bu yılın Ocak ayında hayata veda etti. Türkiye'nin usta oyuncularından biri olan Erol Günaydın da hayatının aşkına veda etmek zorunda kalmıştı. Usta oyuncu 1965 yılında İzmir'e yaptığı bir turne sırasında tanıştığı Güneş Günaydın ile nikah masasına oturdu. Güneş Günaydın, yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek 64 yaşında hayatını kaybetti. Erol Günaydın yaşadığı acıyı 'Güneşimi kaybettim' sözleriyle açıkladı. Erol Günaydın da eşinden 7 yıl sonra 2012'de hayata gözlerini yumdu.Aile yaşantılarına gıpta ile bakılan çiftin mutluluğuna, Güneş Günaydın'ın kanser hastalığına yakalanmasıyla gölge düştü. Erol Günaydın bir röportajında `O benim 40 yıllık karım. Eşimi kıskandım! Beraber gideriz diye ben de kanser oldum` diyordu.Ancak Güneş Hanım , onu bir an olsun yalnız bırakmayan eşi kadar şanslı değildi. Türkiye'de sanat dünyasının gördüğü en hüzünlü aşk öykülerinden birinin kahramanı Göksel Kortay ve Kerem Yılmazer. 1979 yılında evlenen ve hem sanat hem de hayat aşkını paylaşan çifti 2003 yılında İstanbul'da patlayan bir bomba ayırdı. Bir TV kanalında seslendirme yapan ve daha sonra ayrılan Yılmazer tam da oradan geçerken Levent'teki HSBC'ye bombalı araçla saldırı yapıldı.Yılmazer de terör kurbanları arasındaydı. Olayın ardından Göksel Kortay uzun süre kendine gelemedi.Göksel Kortay eşine olan özlemini 'Benim ona özlemim ve acım hiç bitmeyecek. Biz onunla etle tırnak gibiydik. Benim yuvam yıkılmadı, hayatımın duvarı yıkıldı` sözleriyle dile getirdi. Kortay, hayatının aşkını yitirdikten sonra onsuz yaşamaya çalışmanın zorluğunu şu cümlelerle dile getirmişti: Gülmek istemiyorum, konuşmak istemiyorum. Halbuki ben hayatla barışık, şen şakrak bir kadındım. Şimdi huysuz, asık suratlı, sürekli gözyaşı döken biri oldum. Kerem`in o gülen gözlerini, güzel ses tonunu, kibarlığını, efendiliğini, dostluğunu ve bana olan sevgisini hasretle yüreğimde yaşatacağım. Ama bunu nasıl yapacağım bilemiyorum doğrusu. Çok canım yanıyor. Keşke o değil de ben ölseydim de, bu acıyı yaşamasaydım. 1944 yılında İstanbul'da doğan Kemal Sunal, Ertem Eğilmez'in yönettiği Hababam Sınıfı serisi ile sinemaya transfer oldu. Komedi filmlerinin vazgeçilmez isimleri arasında yer edinen Sunal,iş hayatındaki başarısını özel hayatına da taşımayı başardı. Sinemanın gülen yüzü, 1974 yılında Gül Sunal ile nikah masasına oturdu. Çiftin bu evlilikten Ali ve Ezo ismini verdikleri iki çocukları oldu. Düzgün aile yaşantısı ile beğeni toplayan Kemal Sunal, hayattaki en büyük mutluluğunun ailesiyle zaman geçirmek olduğunu söylüyordu. Usta komedyen 2000 yılında Ali Özgentürk'ün yapımcılığını üstlendiği Balalayka filminde rol alacaktı.Fakat beklenen olmadı. Uçaktan hiç hoşlanmayan ve uzun yıllar boyu binmeyen Kemal Sunal, çekimler için arkadaşlarıyla birlikte Trabzon'a gitmek üzere bindiği uçakta kalp krizi geçirerek 56 yaşında vefat etti. Türk sinemasının en sevilen yıldızlarından Kemal Sunal'ın ani ölümü, tüm yurtta şok yarattı.Usta sanatçı için ilk tören Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlendi.Sunal'ın tabutunun sahneye konulduğu anlarda ise üzüntü doruğa çıktı.Tören sırasında oğlu Ali Sunal, Eşi Gül Sunal ,kızı Ezo Sunal ve Usta komedyenin arkadaşları göz yaşlarını tutamadı. Müzik dünyasının en başarılı isimlerinden biri olan Hakan Peker, özel hayatını basından uzak tutmayı tercih eden bir isim... Son olarak üniversite öğrencisi Sinem Meriç ile aşk yaşayan Peker, sevgilisini bir an olsun yanından ayırmıyordu.İlişkileri basına yansıdıktan sonra evlenecekleri haberleri ortaya çıkan çiftin arasına ölüm girdi. Hakan Peker ile yaklaşık 2 yıl aşk yaşayan Sinem Meriç, Boğaziçi Üniversitesi'nin Etiler'deki Süperdorm Öğrenci Yurdu'nda bilgisayar kablosuyla intihar ederek hayatına son verdi. Sevgilisinin ölümüyle sarsılan sanatçı, göz yaşlarına boğuldu. Perihan Savaş; tiyatro yaptığı için okulda herkesin tanıdığı popüler bir öğrenciydi. Onun bir üst sınıfında okuyan Yılmaz Zafer de Savaş'ın gizli hayranlarından. Aradan yıllar geçti, bir gün İstanbul'da sanatçılar arasında popüler olan bir barda karşılaştılar. Bir yıl sonra da Bir Daha Umut adlı filmde birlikte rol aldılar.Çift 1987 yılında evlendi. Hem meslek hem de özel hayatları mutlu bir şekilde sürüyordu. Ta ki o beklenmedik olay gerçekleşene kadar. Yılmaz Zafer; 1994 yılında bir kalp krizi geçirdi. Henüz 38 yaşındaydı. Hayata geri döndü. Ama geçirdiği kriz yüzünden beyni zarar görmüştü. Savaş büyük aşkını kurtarmak için çok çabaladı, çok mücadele verdi. Ama başaramadı. Yılmaz Zafer 1995 yılında çok sevdiği eşini ve kendisini daha yakından tanıyamayacak olan oğlunu geride bırakıp hayata veda etti. Deniz Uğur ve İsmail Hakkı Sunat'ın aşkı da hem de çok erken yarım kaldı. Deniz Uğur hem güzelliği hem de başarısı ile tüm dikkatleri üzerine çeken bir oyuncuydu. İsmail Hakkı Sunat ise kariyer basamaklarını hızla tırmanan bir aktördü.Daha 38 yaşındaydı. Çok sevdiği eşi Deniz Uğur ve minik oğluyla mutlu bir hayatı vardı.Ta ki, gürültü ettiği için uyardığı komşusu silahını ateşleyene kadar. İsmail Hakkı Sunat, Gelibolu'daki yazlığında gürültü yüzünden tartıştığı komşusu Prof. Dr. M.İhsan Özgen'in yüksek lisans öğrencisi oğlu 25 yaşındaki İhsan Fuat Özgen tarafından 7 kurşunla öldürüldü. Gecenin karanlığını bölen o silah sesi Sunat ve eşi Uğur'un hiç bitmeyecekler sandığı aşklarını yarım bıraktı. Tiyatro ve sinema sanatçısı Gazanfer Özcan, 27 Ocak 1931'de İstanbul'da doğdu. 1955'te Komedi Tiyatrosunda oynanan 'Mahallenin Romanı' oyunu, Özcan'ın tiyatro yaşamının dönüm noktası oldu. Özcan, 1962 yılında Gönül Ülkü ile evlendi ve 'Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nu kurdu. Tiyatro ve sinema sanatçısı Gazanfer Özcan, 27 Ocak 1931'de İstanbul'da doğdu. 1955'te Komedi Tiyatrosunda oynanan 'Mahallenin Romanı' oyunu, Özcan'ın tiyatro yaşamının dönüm noktası oldu. Özcan, 1962 yılında Gönül Ülkü ile evlendi ve 'Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu'nu kurdu. Eşini son yolculuğuna uğurlayan Gönül Ülkü, uzun süre tabuta sarılarak gözyaşı döktü.Ünlü oyuncu, eşinin hayata veda etmesinden tam 7 yıl sonra bu dünyadan ayrıldı. Pekçok kişinin söylediği gibi iki usta oyuncu, iki büyük aşık cennette buluştu. Uzun yıllar önce tiyatronun parlayan genç yıldızlarından biriydi Yıldız Kenter...Bir gün aşk onunda kapısını çaldı ve karşısına Şükran Güngör çıktı... Tanıştıklarında Şükran Güngör 30 yaşındaydı; Yıldız Kenter ise 28... Çift, gözlerden uzak gerçekleştirilen sade bir törenle 1964 yılında dünya evine girdi...Tam 46 yıl birlikte yaşayan; evde, sahnede, stüdyoda ve sette birbirlerini bir an olsun yalnız bırakmayan ikiliden Şükran Güngör verdiği sözü daha fazla tutamadı... Türk tiyatro ve sinema dünyasının usta aktörü Şükran Güngör, yakalandığı amansız hastalık nedeniyle tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde 76 yaşında yaşama veda etti. Müzik piyasasına 'Fidayda' şarkısı ile hızlı bir giriş yapan Hatice, şöhret basamaklarını hızlıca tırmandı.Şarkılarıyla olduğu kadar danslarıyla da beğeni toplayan genç yıldız, kendisi gibi şarkıcı olan Güney Aydan ile gizlice nikah masasına oturdu. Güney Aydan, kendini iyi hissetmediği için kontrol amacıyla hastaneye giderek tahlil yaptırdı. Aydan,tahlil sonuçlarını almaya gittiğinde kendisine verilen ''Lösemi hastasısınız'' haberiyle yıkıldı. Genç şarkıcı bu üzüntüye dayanamadı ve geçirdiği beyin kanaması nedeniyle hayata gözlerini yumdu. Hatice ise 'o benim her şeyim' dediği eşinin cenazesine sağlık sorunları nedeniyle katılamadı... Beyazperdenin en derin aşklarından birini Katharine Hepburn ve Spencer Tracy yaşadı. Katolik olan Tracy, sinemanın gelmiş geçmiş en güzel kadınlarından biri olan Hepburn ile tanıştığında Louise adlı bir eşi vardı. Katolik olduğu için de büyük aşkına rağmen ondan bir türlü boşanamadı. Ama bu durum bile Tracy ile Katharine Hepburn'ün büyük aşkına engel olamadı. Onlar gerçekten de ölüm onları ayırana kadar birlikteydiler hep. Sekiz filmde birlikte rol aldılar. Tracy 1967 yılında 67 yaşındayken hayata veda etti. Hepburn'un acısı o kadar büyüktü ki birlite oynadıkları son filmleri 'Guess Who's Coming to Dinner'ı seyredemedi bile. Katharine Hepburn, 2003 yılında 96 yaşındayken hayata veda etti. Onun ölümünden sonra pek çok kişi aynı cümleyi kurdu: 'İşte şimdi büyük aşkı Spencer ile buluştular. Hem de sonsuza kadar. Beyazperdeye belki de onun kadar asil bir güzelliğe sahip olan bir başkası hiç gelmedi. 1952 yılında henüz 20'li yaşlarının başındayken Hollywood'a adım atan bu güzel genç kızı yapımcılar da göz ardı etmedi. Gary Cooper ile birlikte Fourteen Hours adlı filmde oynayarak sinemaya adım attı. Sonra aralarında Alfred Hitchcock'ın da bulunduğu bir çok ünlü yönetmenle çalıştı. Kelly'nin hayatının dönüm noktası High Society adlı film oldu.Bu filmle katıldığı Cannes Film Festivali'nde Monako Prensi Rainer ile tanıştı. Eşsiz güzelliği ve zarafetiyle prensi kelimenin tam anlamıyla büyüledi. Prensin evlenme teklifi gecikmedi. Grace Kelly artık gerçek bir masal prensesiydi. Üç çocukları oldu. Ama onların öyküsü 'Sonsuza kadar birlikte mutlu yaşadılar' diye bitmedi ne yazık ki. Grace Kelly, 1982 yılında bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Grace Kelly'nin masal prensi Ranier ise ondan yıllar sonra yaşama veda etti. Türk sinemasının duayenlerinden Sadri Alışık ile Çolpan İlhan'ınki de tıpkı oynadıkları siyah beyaz filmlerinde örneğine rastlanabilecek türden bir aşktı. Çiftin yolu bir film setinde kesişti. Çolpan İlhan yıllar sonra o tanışma anını şöyle anlatmıştı: ' Arkadaş olarak filmleri çekmeye başladık. Yalnızlar Rıhtımı filminde biz iki mahalleli önceden birbirlerine aşık iki genci canlandırıyorduk. Etkileyici bir kurguydu. Bir sahnesi vardı. Ben bulunduğum yerden kaçmak isterken Sadri'de beni kollarıyla yakalıyor. Birden kamera stop dedi. Plan değişti. Biz öyle sarılmış halde kaldık. Ben yine farkında değildim. Sadri'nin röportajlarında vardır. İlk elektriklenme o zaman başladı diye. Böyle bir hikaye ile biz başladık. ' İkili çok geçmeden ilişkilerini resmiyete döktü ve yakın çevrelerinin katıldığı nikah töreni ile dünyaevine girdi. Sadri Alışık - Ççolpan İlhan çiftinin bu evlilikten Kerem ismini verdikleri bir oğullları oldu.Sinemaya yıllarını veren usta sanatçı, karaciğer yetmezliği nedeniyle uzun yıllar tedavi gördü. Ama 1995 yılında yaşama veda etti. İlhan büyük aşkından 19 yıl sonra bu dünyaya gözlerini yumdu.