Aslında Bahçeli'nin başında olduğu MHP yönetimi ile F. Gülen'in arası hiçbir zaman iyi olmadı. Vaziyet perde gerisinde idare edildi. Nitekim altı ay kadar önce Bahçeli, "Fethullah Gülen Cemaati ile biz her zaman mesafeli olmuşuzdur. Onlar da bizi fazla sevemediler" demişti. 12 Eylül 2010 referandumu öncesinde MHP hayır oyu isterken, Gülen "Mezardakiler bile çıkıp evet deseler yeridir" deyince, Bahçeli kendisini tutamamış ve 2 Ağustos 2010'da Manisa'da şunu demişti: "Siyasi tarihimizde son dönemde cemaat ve tarikat liderlerinin siyasete çok fazla karıştıkları görülüyor. Fethullah Gülen Bey mezardan kaldırıp oy kullandıracağına, Amerika Birleşik Devletleri'nden gelerek 12 Eylül'de oy kullanması daha hayırlı olur diye düşünüyorum."
MHP- Gülen Cemaati çatışması asıl 2011 seçimleri öncesinde yaşandı. Bazı MHP'li milletvekili adayları ve yöneticileri ile ilgili cinsel içerikli kasetler servis edilip istifalar olunca, Bahçeli dikkatleri "okyanus ötesi"ne çevirdi. Önce 4 Mayıs 2011'de Ankara'daki aday tanıtım toplantısında konuştu, "Okyanus ötesinden yönlendirilen internet sitelerinin kara çalmasıyla yüz yüzeyiz" dedi. Ardından 8 Mayıs'ta İstanbul adaylarının tanıtım toplantısında açık adres verdi: "Okyanus ötesinden kumandalı internet siteleri, fitne tohumlarını saçmaktadır. Okyanus ötesi fetva makamlarının ve içerideki uzantılarının da tahrik ve provokasyonlarının menzilinde siz de varsınız..." F. Gülen, 10 Mayıs 2011'de bunlara cevap verdi: Gülen, Bahçeli'nin sözleri için "insafsızca karalamalar, kin ve nefrete dayanan isnat, iftira ve saldırılar" dedikten sonra ekledi: "Onlar 'bir tokat da oradakine (okyanus ötesindekine) vuralım!' deseler de biz onlara tokatla mukabelede bulunmayız." Gülen'e en çok dokunan ise Bahçeli'nin televizyon kanallarında söyledikleriydi. Avukatları vasıtasıyla 26 Mayıs 2011'de mahkemeye dilekçe verip Bahçeli'nin kınanmasını istedi. Dilekçede Bahçeli'nin, Fethullah Gülen'i kamuoyuna; "Türkiye üzerinde ileri hedefleri olanlara zemin hazırlayan", "Terörist başı ile beraber hareket eden", "Türkiye'nin yaşadığı rahatsızlıkların kaynağında yer alan" bir kişi olarak sunduğu belirtildi. İşe bakın ki, Bahçeli'nin bu ifadelerinin tamamı, bugün Paralel Devlet Yapılanması ile mücadelenin gerekçeleridir... Sayın Bahçeli, böylesine ters düştüğü, eleştirdiği Gülen'le ilgili şimdi peşpeşe davalar açılırken, son yerel ve genel seçimlerde destek hesabıyla sessiz kalmıştı. 7 Haziran seçimlerinden sonra, Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonunda Gülen cemaati, ısrarla, inatla önce CHP-MHP-HDP, sonra yumuşatıp MHP'nin dışarıdan desteklediği CHP-HDP restorasyon hükümeti kurulmasını istedi. Bahçeli, bu konuda hep CHP'ye cevap verdi. Ama HDP ile MHP'yi asıl yan yana getirmeye çalışan Gülen cemaatine dönüp tek laf etmedi. Acaba son şaşırtıcı çıkışıyla Bahçeli, MHP kongresinden sonra, Paralel Devlet Yapılanmasıyla mücadelede yerini almaya mı çalışıyor?
Hüseyin Gülerce/Star