Biz olaylara Batı'dan bakanlarla olayları içinde yaşayanlar arasında elbette görüş farkı var.Bunu anlamak için tanıdığım ve güvendiğim birçok önemli kaynakla konuştum. Bölgede büyük nüfuz sahibi olan herkesin yakından tanıdığı bir isim evleri birbirine bağlayan tünelleri anlattı. Dedi ki: "Diyarbakır'da Sur ve özellikle Fatihpaşa'da, Cizre'de Nur, Terminal ve Cudimahallelerinde evler tünellerle birbirine bağlı. Bunun hazırlığı çözüm sürecinde yapıldı. Bir evden giren 50 ev sonra çıkıyor. Yakalanmaları çok zor." Peki, ev sahipleri buna nasıl razı oldu? Çözüm sürecinde bu tüneller kazıldıysa insanlar böyle bir kalkışma hazırlığının olduğunu biliyorlar mıydı?
"Kimsenin karşı çıkma gücü yok ki. Ses çıkaramadılar. Tabii kendi evinin delinmesini istemezsin. Evin mahremi dahi kalmıyor. O süreçte çok şeyler yaşandı. (Daha fazla anlatmıyor - NA)" Diyarbakır'da olayların tam göbeğinde bulunan bir kaynak ise hakim bakış açısını şöyle özetliyor: "İki taraf da suçlu. Silahlı grup bu hendekleri kazıyor da kimse Türkiye'den ayrılmak istemiyor. Öte yandan, bu gençler neden silaha sarılıyor? Bu hükümete onlara iş versin diye oy verdik. Gelip bunları bir incelesinler."
Bu anlatılanlar bölgedeki sıkışmışlığı çok güzel özetliyor. Devletin ezdiği bir halk bu kez kurtarıcıları gibi gördükleri bir örgütün şiddetiyle karşı karşıya ancak buna bir anda topyekun tepki göstermiyorlar. Daha ziyade iki tarafı da suçluyorlar.Kısacası, devletteki zihniyetin olumlu yönde değiştiği net. Ancak bu mücadelede halkı kazanmak, devletin eski devlet olmadığını göstermek için tek bir yanlışa dahi göz yummamak gerek. Buna kullanılan dil de dahil. 'Temizlik', 'temizlemek' tabirleri her ne kadar teröre ve teröriste karşı kullanılsa da unutmayalım ki ellerine silah tutuşturulanlar oranın gençleri. Bu kelimeler onları rencide ediyor...
Önceki gün Selahattin Demirtaş'ın basın toplantısında söyledikleri maalesef bir utanç olarak tarihe geçti. Teröre bu kadar net arka çıkmak, silah ve tuzaklarla bizzat kendi halkına göz açtırmayan ve yöreyi bir savaş alanına çeviren YGDH'liler için 'direnen gençler' demek dünyanın hiçbir yerinde ifade özgürlüğüne girmez Selahattin Demirtaş! Kendinize kalkan yaptığınız insanlara, araçsallaştırdığınız o gençlere yazıktır, günahtır...