Gelelim neden Abdullah Gül "Alnıma silah dayadılar" deyince zannettim ki… başlığını attığıma. Çünkü birkaç gün önce Abdullah Gül'ün anlattıklarından yola çıkarak yayınlanan bir haberin başlığını okuyunca yerimden zıpladım. "Allah Allah bir de o vakit alnına silah mı dayamışlar" dedim. Meğer Sayın Gül, üniversite yıllarındayken solcu öğrencilerin kendisini tehdit edip alnına silah dayadığını anlatmış Millî Türk Talebe Birliği'nin kuruluşunun 100. yılı nedeniyle hazırlanan belgeselde.
Oysa beni heyecanla yerimden zıplatan olay 2006 yılındaydı. Darbe heveslisi generallerin heyheylendiği yıllar. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresi 16 Mayıs 2007'de sona ermekteydi ve AK Parti iktidarı 2006 yılından itibaren yeni Cumhurbaşkanı için hazırlıklara başlamıştı. Ama "laiklik" hassasiyeti zirve yapmış darbeciler ve medyası ayaktaydı. Çankaya'ya eşi başörtülü bir cumhurbaşkanı çıkmamalıydı. Gelgelelim Tayyip Erdoğan kararlıydı. Kendisi de çıkabilirdi, Abdullah Gül de, Bülent Arınç da…Abdullah Gül o tarihlerde bilindiği gibi Dışişleri Bakanı'ydı.O günlerde Show Haber Ankara temsilcisiydim ve bir gün AK Parti'de 2005'e kadar Millî Eğitim ve Kültür ve Turizm Bakanlığı yapmış olan Erkan Mumcu ile bir akşam yemeğinde buluştuk.
Sohbet esnasında Mumcu "Aslında işler çok kötüye gidiyor" dedi. Cevabımı beklemeden "Cumhurbaşkanlığı meselesinde ısrar etmemek lazım çünkü asker çok ciddi" diye ekledi.
Bunu herkesin söylediğini ama sonuçta demokrasinin kaçınılmaz sonucu olarak Meclis'teki iradenin sonucu belirleyeceğini söyledim. Evet, o günün şartlarında çok naif kalan bir cevaptı benimkisi. Nitekim Erkan Mumcu "Senin haberin yok galiba" dedi ve devam etti:
"Geçenlerde askerlerin Abdullah Gül'ü Dışişleri Konutundan alıp arabayla sabaha kadar gezdirdiklerini biliyor musun? Bu ne anlama geliyor farkında mısın? Adamların gözü kara. Senin Dışişleri Bakanı'nı konutundan alıp âdeta kaçırabiliyorlarsa gerisini sen düşün..."Önceki gün Abdullah Gül'ün "Alnıma silah dayadılar" başlığıyla yayınlanan anısını gördüğümde aklıma işte bu konuşma geldi. O yüzden sabaha kadar süren bu gezideki "ikna" çabaları sırasında Abdullah Gül'ün alnına silah dayandığını düşündüm.
Neyse ki öyle değilmiş.Gerçi bilmiyorum o "otomobil gezisi"nde neler oldu ama yine de sevindim böyle bir şey olmadığını umarak.
Fuat Uğur/Türkiye