Yeni Şafak köşe yazarı Tamer Korkmaz bugünkü 'Suikastın yirminci yılında enselenen tetikçi...' başlıklı yazısında Sabancı Suikastı çerçevesinde terör örgütü DHKP-C'nin dünden bugüne yapılanma sürecini anlattı. İşte Korkmaz'ın köşe yazısı.... 'Sabancı Suikastı'nın üç tetikçisinden birisi olan İsmail Akkol yirmi yıl sonra Aydın'ın Söke ilçesinde yakalandı! DHKP-C mensubu Akkol'un, Fadik Adıyaman'la birlikte Ankara'da 'canlı bomba eylemi' yapmayı hedeflediği belirlendi. DHKP-C'li iki terörist, Yunan adalarından yasa dışı yollarla Didim'e sızmışlar; ardından Söke'ye geçmişler; 'Türkiye'ye giriş yaptıktan on saat sonra' burada enselenmişler... İsmail Akkol, 11 Şubat 2014'te Yunanistan'da ele geçmişti. Ancak, iade anlaşmasına rağmen Yunanistan Sabancı Suikastı'nın failini Türkiye'ye iade etmemişti! 9 Ocak 1996'da Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ve Nilgün Hasefe'yi öldüren DHKP-C'li üç militanın da yolu Yunanistan'dan geçmiştir. Fehriye Erdal, Belçika'dan gitmeden evvel bir süre Yunanistan'da kaldı. Yunanistan'a 'ışınlanmadan' önce Fehriye'yi bir müddet Türkiye'de saklayan ve yurtdışına kaçırılmasını sağlayan 'derin baron' kimdi? Terörist Fehriye Erdal, NATO merkezinin bulunduğu ülkede 'korunmaya' devam ediliyor! Mustafa Duyar mı; suikasttan teslim oluncaya kadar Rodos, Selanik, Almanya ve Suriye'de dolaşmıştı! Suikasttan on bir ay sonra (Aralık 1996) Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'ne teslim olan Duyar, 5 Şubat 1999'da Afyon Cezaevi'nde öldürüldü. Cezaevinde, savcılığa 'Sabancı Suikastı hakkında konuşmak istiyorum' talebinde bulunmasının ardından Karagümrük Çetesi mensuplarınca infaz edilmiştir! Sabancı Suikastı'nın DHKP-C'li üç tetikçisini himaye eden Yunanistan, Belçika, Almanya'nın derin devletleri; Derin ABD'nin yönetimindedir. Yani, Avrupa Gladio'suna dâhil üç devletten söz ediyoruz. Türkiye'deki Baronsal Gladio'nun (Eski Rejim) sinek kâğıdı örgütü olarak işlev gören DHKP-C (1994'ten önce Dev-Sol'du) Özdemir Sabancı Suikastı'nda da 'istihdam' edilmiştir! Örgütün 'devrimci' flama sallıyor olması 'geçmişten bugüne' asıl niteliğini maskelemeye yarıyor! Yirmi yıl önceki suikastta asıl hedef, Sakıp Sabancı idi. Saldırı esnasında; Sakıp Bey odasında değil, toplantı salonundaydı. Onun odasında bulunan Özdemir Sabancı ile Haluk Görgün, teröristlerin kurşunlarına hedef oldular. Sabancı ve Görgün'ü öldüren Mustafa Duyar'ın... Afyon Cezaevi'nde iken 'meşhur dolandırıcı' Selçuk Parsadan'a anlattığına göre; Nilgün Hasefe 'İsmail Akkol tarafından' vurulmuştu. İlk katledilen Hasefe idi. İsmail Akkol ile Mustafa Duyar'ı Sabancı binasında karşılayan Fehriye Erdal'ın 'çaycı' olarak işe alınmasını sağlayan kişi mi? Susurluk'ta hayatını kaybedenlerden Emniyet'çi Hüseyin Kocadağ'dır. 3 Kasım 1996 tarihinde hurdahaş olan Mercedes'in bagajında bulunan silahlardan birisinin sözde 'kaza'dan on ay öncesindeki Sabancı Cinayetleri'nde kullanıldığı anlaşılmıştı. 9 Ocak 1996'daki derin suikastın ardından Sabancı Ailesi'nin adeta bir karpuz misali ikiye bölünmüş olması fevkalade dikkat çekicidir! Terör örgütü DHKP-C'nin militanı İsmail Akkol'un yirmi yıl sonra yakalanması, Sabancı Suikastı'nın derin arka planının aydınlatılabilmesi yolunda ciddi bir adım atılmasını sağlayabilecek mi? Bekleyip göreceğiz.' sabah.com.tr yazarı Taha Dağlı da analizinde DHKP-C terör örgütünün kuruluşundan günümüze gelen sürecini analiz etti... DHKP-C'NİN AVRUPA BAĞLANTISI 1996'da Sabancı suikastı ve 31 Mart 2015'de Savcı Mehmet Kiraz'in şehit edilmesiyle sonuçlanan saldırıları gerçekleştiren DHKP-C'nin özellikle 90'lı yıllarda Almanya başta olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde bağlantılarının olduğu biliniyor. Örgütün eski liderlerinden Dursun Karataş'ın uzun yıllar İtalya, Almanya, Belçika ve Hollanda gibi 4 Avrupa ülkesinde ikamet ettiği biliniyor. Bununla birlikte örgütün 1989 sonrası Almanya'da merkezi bir yapılanmaya gittiği gerçeği de var. Her ne kadar ABD, Avrupa Birliği ve İngiltere, DHKP-C'yi terör örgütü olarak kabul etse de terör örgütünün ayrıca Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelerle, Ortadoğu'da ise Suriye ve İran gibi ülkelerle bağlantılarının olduğu da biliniyor. ALMAN AJANININ DHKP-C İLİŞKİSİ Savcı Mehmet Kiraz'a yönelik saldırı 31 Mart 2015'te gerçekleştirilmişti. 1 Nisan'da ise İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yönelik bir DHKP-C saldırı girişimi olmuştu. Hemen sonrasında başlatılan operasyon sürecinde 3 Nisan'da göz altına alınan DHKP-C'lilerden biri olan Stephan Shak Kacnyski'nin Alman ajanı olduğu ortaya çıkmıştı. NE ZAMAN KURULDU? Örgüt, 1994 yılında kuruldu, kuruluş merkezi olarak Suriye'nin başkenti Şam göze çarpıyor, kurucusu ise gençlik yıllarında Devrimci Sol örgütünün üyesi olan Dursun Karataş. İDEOLOJİSİ NEDİR? Kurucularına göre barışçıl bir sosyalizmin mümkün olamayacağı savunuluyor, bu nedenle devlet mekanizmasının komple ortadan kaldırılması gerekiyor bunun yolu da şiddet eylemlerinden geçiyor. Zaten örgütün tarihi de bir çok kanlı terör saldırılarıyla dolu. MAHİR ÇAYAN VE KIZILDERE ETKİSİ? 1972 yılında girdiği çatışmada öldürülen Mahir Çayan'ın THKP-C'si, bugünkü DHKP-C'nin temeli olarak görülüyor. Kızıldere olayı ve Çayan'ın ölümünün ardından örgütte bir liderlik mücadelesi yaşandığı biliniyor. 1978'de 26 yaşında olan Dursun Karataş, Devrimci-Sol'u kuruyor sonrasındaki süreçte ise 1994 yılında DHKP-C kuruluyor. 1971-72 ARASI ÇAYAN'IN LİDERLİĞİNDEKİ THKP-C'NİN EYLEMLERİ 19 Mayıs 1971'de İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Efraim Elrom kaçırıldıktan 3 gün sonra öldürüldü. 22 Mart 1972'de üç NATO radar teknisyenin kaçırılmasıyla başlayan olay, 30 Mart 1972'de örgüt üyeleri Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy, Cihan Alptekin ve Ömer Ayna'nın güvenlik güçlerince öldürülmesiyle sonuçlandı. MAHİR ÇAYAN'DAN SONRAKİ EYLEMLER 3 Mayıs 1972'de Ankara-İstanbul seferini yapan THY'nin DC-9 'Boğaziçi' adlı uçağı 4 örgüt üyesi tarafından Sofya'ya kaçırıldı. 22 Ekim 1972'de İstanbul-Ankara seferini yapan THY'nin 'Truva' adlı uçağı 4 örgüt üyesi tarafından Sofya'ya kaçırıldı. 6 Ağustos 1977'de İstanbul Intercontinental Hotel'i makineli tüfekle taradılar. Olayda ölen ya da yaralanan olmadı.; 13 Nisan 1979'da İzmir'de bir ABD askerini öldürüp, birini de yaraladılar. DURSUN KARATAŞ LİDERLİĞİNDEKİ DEVRİMCİ SOL'UN KANLI TERÖR EYLEMLERİ DHPK-C'nin kurucusu olan Dursun Karataş'ın DHKP-C'den önce kurduğu Devrimci Sol örgütünün kanlı eylemlerinden en ses getirenleri MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak ile eski Başbakanlardan Nihat Erim'e yönelik suikastlar. 12 EYLÜL 1980 SONRASI 12 Eylül darbesinin ardından Dursun Karataş yakalanarak cezaevine gönderildi 9 yıl boyunca örgütü cezaevinden yönetti. 1989'da Bayrampaşa Cezaevinden firar etti. 1980 öncesinde 'Faşist Teröre Karşı Silahlı Mücadele Birlikleri (FTKSMB)', 1980 sonrasında 'Silahlı Devrim Birlikleri (SDB)', 1994' den sonra ise 'Silahlı Propaganda Birlikleri (SPB)' ve buna bağlı olarak 'Kır ve Şehir SPB' adı altında bir yapılanmaya gittiği biliniyor. 1994'E KADARKİ KANLI TERÖR EYLEMLERİ 94'ten itibaren 20'den fazla terör eylemi gerçekleştiren örgüte 2006 yılından bugüne 13 kez operasyon gerçekleştirildi. Örgütün lideri Karataş 2008'de Hollanda'da öldü, ölümünün ardından örgüt dağılma sürecine girse de kanlı terör eylemlerini sürdürdü. SABANCI SUİKASTI 9 Ocak 1996'da Özdemir Sabancı, DHKP-C militanları tarafından düzenlenen suikast sonucu öldürüldü. DHPK-C'DE İKİ AŞAMA Birinci Aşama; Kitleleri politize ederek savaşa dahil etmek için silahlı propagandayı temel alıp düzenli ordular aşamasına kadar sürecek olan 'Öncü Savaşı' sürecidir. Örgüte göre 'Öncü Savaşı' aşamasından geçmeyen bir halk savaşı stratejisinin başarıya ulaşması mümkün değildir. 'Öncü Savaşı', silahlı propagandaya tabi olarak, ekonomik-demokratik ve barışçıl tüm mücadele biçimlerinin bir bütün olarak ele alınmasıyla sürdürülecek bir mücadele aşamasıdır. İkinci Aşama; Gerilla Ordusunun halk ordusuna dönüştürülmesi, devrimci halk iktidarının kurulması, bunların yaygınlaştırılması ve sürekli saldırılarla iktidar güçlerinin moralman çökertilip son saldırıya hazırlanması sürecidir.