Türkiye onu Eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın, 1999'da Marmara Depremi sonrasında İzmit'e yaptığı ziyarette kucağına alıp sevdiği 'Erkan Bebek' olarak tanıdı. O tarihte 8 aylık olan Erkan Işık, ertesi gün gazetelerin manşetlerinde yer aldı. Bill Clinton'ın burnuna sıkarken çekilen görüntüleri tüm ülke ve dünya medyasında yayınlanınca bir anda ünlü oldu. Clinton'un 2009 yılında uluslararası bir toplantı için Türkiye'ye gelişinde de İstanbul'da görüştüğü Erkan Bebek bugün lise çağına geldi. Clinton ile yeniden görüşmek istediğini belirten Işık, 'İleride düğünüme gelmesini istiyorum. Sünnetime davet etmiştim ama gelemedi. İnşallah düğünüme gelmesine isterim' diye konuştu. Erkan'ın Clinton'la olan hikayesini anlatan anne Şennur Işık da Erkan'ın fıtık ameliyatı geçirdiği günün gecesinde deprem olduğunu, bu yüzden depremi hastanede yaşadıklarını belirtti. 'Depremin ardından bir süre çadır kentte yaşadık. Clinton'ın geldiğini duydum. Erkan'ı alıp dışarı çıktım. O anda korumaları gelip benden Erkan'ı istedi. İlk önce vermek istemedim ama sonra yine geldiler ve Erkan'ı alıp götürdüler. Cllinton Erkan'ı kucağına alıp sevdi. Erkan kucağındayken Clinton'ın burnunu sıktı. Bu olay bütün televizyonlarda ve gazetelerde çıkmıştı.' Dünyanın en ünlü fotoğraflarından biri sayılabilecek bu fotoğraf nerede çekildi merak ettiniz mi? Fotoğrafın sahibi ise Charles O'Rear adlı bir profesyonel fotoğrafçı. Yıllarca birçok bilgisayar kullanıcısının arka planı olarak kalan fotoğraf National Geographic'in fotoğrafçılarından Charles O'Rear tarafından 1996 yılında ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Napa Vadi'sinde çekilmiş. O'Rear fotoğrafı kız arkadaşını ziyaret etmeye gittiği sırada çektmi. Bu denli meşhur olacağını tahmin etmemiş. Meşhur manzara Microsoft tarafından, Windows XP arka plan için masaüstü resmi olarak seçilmişti. Bugün, bir üzüm bağına dönüştürülen fotoğrafın çekildiği o tepe böyle gözüküyor. Abdul Halim al-Attar ve kızı için internette bir yardım kampanyası düzenlendi ve tam 191 bin dolar toplandı. Simonarson bu fotoğrafı gördükten sonra @buy_pens (tükenmez kalem satın al) adıyla bir Twitter hesabı açtı. Sonra Indiegogo'da bir kampanya başlattı. Al-Attar ve ailesi için açılan kampanyada 5 bin dolar toplanması umuluyordu. Ancak fotoğraf o kadar etkili oldu ki. Üç ayda 188 bin 685 dolar toplandı. 33 yaşındaki Abdul Halim, gelen bu bağışla iki ay önce bir fırın açtı. İşler iyi gitti. Fırının yanına bir de kebap dükkanı eklendi. Abdul Halim'in şansı açılmıştı artık. Bir de küçük restoran açtı. Şu anda tam 16 Suriyeli göçmeni işçi olarak istihdam etmiş durumda. Geçen yaz internette viral bir fotoğrafın gücünü gösteren bu olayın asıl kahramanı bir internet gazetecisi olan Norveçli Gissur Simonarson. Abdul Halim Al-Attar bu yaşadıklarını şöyle anlatıyor: 'Sadece benim hayatım değişmedi, çocuklarının ve yanımda çalışmaya başlayan Suriyelilerin de hayatı değişti.' Al Attar ayrıca Suriye'de kalan akrabaları ve arkadaşlarına 25 bin dolar gönderdi. Bir fotoğrafla değişen hayatının ardından kendisi ve ailesi için Beyrut'ta çok daha iyi bir hayat inşa eden Al-Attar bu sırada eşinden ayrıldı. İnşaat halindeki bir binada konaklarken, şimdi 4 yaşındaki kızı Reem güvenle uyuyabiliyor. 9 yaşındaki oğlu Abdullelah da okula gidiyor. Aixa Ponce Cano, Arjantin'in kırsal kesiminde bulunan Avia Terai köyünde doğdu. Doğduğunda sırtında tümörler ve tüm vücudunu kaplayan benler vardı. Annesi, sık sık böceklere karşı kullanılan tarım ilaçlarına boğulan bir soya tarlasının yakınlarına yaşıyordu. Fotoğrafçı Marco Vernaschi, Mart ayının 2 haftasında Avia Terai'de kaldı ve Aixa ile diğer köylülerin fotoğraflarını çekti. Amacı, tarım ilaçlamasının bölgede yaşayan insanlar üzerindeki etkisini göstermekti. Arjantin'deki soya filizlerinin neredeyse tamamı GDO'lu tohumlarla üretiliyor. Hem bu bitkiler, hem de tarım ilaçları doğru ölçülerde ve üreticilerin tavsiyesine uygun şekilde kullanıldığında insan sağlığına bir zarar vermiyor. Öte yandan Arjantin'de tarım ilaçlarının kullanımı hakkında bir ölçüt yok. Associated Press ve BBC'nin yaptığı haberlere göre, bu kimyasalların yanlış şekilde kullanılması ciddi sağlık problemlerine ve doğuştan gelen bozukluklara sebep olabiliyor. Avia Terai halkı da bunun en somut göstergesi. AP'nin haberinde, GDO'lu tohumları ve kimyasalları üreten Monsanto adlı şirketin 'kimyasalların hukuka aykırı şekilde kullanılmasına hiçbir şekilde göz yummadığı' söyleniyor. Geçtiğimiz yıl, vücudu benlerle kaplı küçük kızın fotoğrafı İngiltere'de yayın yapan Sunday Times Magazine adlı dergide yayınlanmış ve oldukça ses getirmişti. Fotoğrafın dergide yayınlanmasının ardından hayatını değiştiren bir şey yaşadı. Adını vermek istemeyen ünlü bir müzisyen fotoğrafçı Vernachi'ye ulaştı ve küçük kıza yardım etmek istediğini söyledi. Erkek olduğu açıklanan ünlü yıldız Vernaschi'ye mail yazarak 'Bu kız çocuğuna yardım etmek ve onun durumuna dikkat çekmek istiyorum. Onun yaşadıklarını herkes öğrenmeli' yazdı. Daha sonra yüklü miktarda bağış yapan müzisyen sayesinde Aixa ve annesi Sylvia, başkent Buenos Aires'teki bir özel kliniğe götürüldüler. Gerekli ayarlamaları yapan Vernaschi sayesinde küçük kız bir estetik cerrah, bir dermatolog, bir onkolog ve bir de çocuk doktoruyla göstererek yardım aldı. 1 hafta boyunca testlerden geçirilen küçük kız, 4 saatlik bir ameliyatın ardından vücudundaki dev büyüklüğe sahip tümörlerden ve yüzündeki benlerden kurtuldu. Vernaschi, 'Bir fotoğrafım ilk kez gerçek bir fark yaratmayı başardı' diyor ve ekliyor; 'Küçük bir fark belki ama, yine de gerçek...' Arjantin'de yaşananlara dikkat çekmek isteyen Vernaschi, bu olayın ardından Seed for Life adında bir kampanya başlattı. Kar amacı gütmeyen Biophilia adında bir örgüt tarafından da desteklenen kampanyayla, biyo farklılıkların korunması ve bölgelerin kültürel kimliği, tarihi ve geleneklerine de dikkat çekilmesi amaçlanıyor. (Radikal) Korkutuyor diye okuldan atıldı 7 yaşındaki Aditya Mishra'nın deforme olmuş yüzünden dolayı okuldan atıldı. Gerekçesi ise öğrencilerin korkutuyor olması. Hindistan'da yaşayan Aditya, doğuştan yüz tümörüne sahip. Yüzünün sağ tarafını komple kaplayan tümür nedeniyle çok zorluklar çektiğini söyleyen Aditya, 'İnsanların bana hayalet veya maymunmuşum gibi davranmasına çok üzülüyorum' dedi. İlk doğduğunda pek fark edilmeyen tümörün zaman gittikçe büyümeye başladığını söyleyen anneNeetu Mishra, Aditya'nın gözünün görmemeye başladığını söyledi. Doktorlar, Aditya'nın yüzündeki tümörün kaldırılması için bir dizi ameliyattan geçmesi gerektiğini belirtti. Çocuğunun geleceğinden endişe duyduğunu belirten baba Niraj, 'Oğlum gözlerimin önünde sağ gözünü kaybetti. Bu bana çok büyük acı verdi' dedi. Ailesi ve arkadaşlarının yardımlarıyla bin sterlin toplayan Aditya Kasım ayında il ameliyatını olacak. Aditya, yüzünün tamamen düzelmesi için 5 bin sterline ihtiyacı var. Üç yıl boyunca ve dört ayda bir ameliyat olması gereken Aditya'nın ailesi imkanları olmadığından kendilerine yardım edilmesini istedi. Tümörlü insanların dramı 15 yaşındaki Vietnamlı kız Lai Thi Dao, Miami'de 7 kilogramlık tümörü nedeniyle bir ameliyat geçirdi... Miami/Jackson Memorial Hastanesi doktorları tarafından gerçekleştirilen operasyonda, Vietnamlı kızın tümörünün şu ana kadar rapor edilmiş en büyük tümörlerden biri olduğu söylendi... Bu hastalığın adı Schwannoma tümörü ve bu tümör genellikle iyi huylu özellik gösteriyor... Ameliyat, Lai'nin zor yaşamını, yemek, içmek ve uyumak gibi basit günlük işlerde bile çok kolaylaştırmış... İşte Lai'nin ameliyat sonrası son hali... 26 yaşındaki Polonyalı Joanna yüz tümöründen dolayı yemek çiğnemek ve yutma eylemlerini gerçekleştirmede zorlanıyordu... 26 yaşındaki yüz tümörü olan hasta olduğu ameliyat ile ülkenin 2. yüz nakli olan hastası oldu... 23 saat süren operasyon sonrasında yeni yüzüne kavuşan Joanna'nın doktoru Adam Maciejewski, %80lik yüz nakli operasyonunun başarılı geçtiğini ve hastanın gerçekleştiremediği eylemleri kısa süre içerisinde rahatlıkla becerebileceğini belirtti... Joanna Polonya'daki Gliwice Kanser Merkezi'nde gözlem altında tutuluyor. 2009 yılında yumurtalıklarında kist tespit edilen 12 yaşındaki Çinli kız için yardım kampanyası düzenlendi... Tümörü alabilecek hastaneye ulaşabilmek için 2500 kilometre yol gitmek zorunda olan küçük kız ve ailesi... Umutlu olduklarını dile getirdi... Küçük kız şimdilerde, gerçekleştirilen başarılı operasyon sonrası iyileşmeye başladı. 37 yaşındaki Yang Jianbin dünyanın en büyük tümörüne sahip... Tümör, 9 doktor tarafından 16 saat süren bir operasyonla alındı... Doktorlar Yang'ın rahatsızlığının hücre dokularının normal büyüme ve gelişimini etkileyen genetik bir bozukluk olduğunu söyledi... İlk ameliyatını 12 yaşında olan Yang, tümörünün yeniden büyümesinden sonra bir kez daha bıçak altına yattı... 110 kiloluk tümör uzun cerrahi operasyon sonucunda çıkarıldı... Yang'ın durumunun iyi olduğu ve bu ay sonunda hastaneden taburcu edileceği açıklandı.