8 YILDIR KABUSUM
Süreyya Karabulut ile Halkalı'da evinin bulunduğu sitenin kafereryasına buluştuk.. İlk sözü "8 yıldır bu benim en korkunç kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı gibi bir de bu cellat gerçekten öldü mü kaçtı mı şüphesi. Uyuyamıyorum.. Bayramdan sonra bu celladın mezarının açılmasını talep edeceğim. Sindiremedim. Cesedini bize göstermediler.
Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey ifade etmiyor. Gözümle cesedini görsem belki ikna olurdum" oluyor. Aslında eşi Nagihan Karabulut'un da ikna olmadığını söyleyen baba Karabulut, "Üzüntüden tansiyon, şeker hastası oldum. Beyne giden damarlarda tıkanıklık var. Gözlerimde yüzde 40 görme kaybı var" dedi
KINALI KUZUM HER GECE RÜYAMDA
Münevver'in her gece rüyasına girdiğini söyleyen Karabulut "Kınalı kuzum karşıma çıkıyor. 'Baba kendine iyi bak' deyip boynuma sarılıyor ve ben o celladın intihar ettiğine inanamıyorum. Sindiremiyorum bazı şeyleri. Gözümle görmeden de ikna olmayacağım. Öldürüldüyse de bileceğim. Kaçtıysa da bileceğim" dedi. Ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avukatımız Rezan Epözdemir'e minnettarım. O olmasaydı bu davada bu noktaya gelemezdik. Bildiğim inandığım tek şey benim de Türk toplumunun da aydınlığa kavuşması. Beni yolda gören 'Süreyya amca Cem Garipoğlu'nun intihar ettiğine inanıyor musun? Biz inanmıyoruz' diye durdurup, soruyor. Bu soruların cevapları mezar açılınca bulunacak.
Ben onun vicdanı olduğuna sanmıyorum. Vicdanı olmadığı içinde intihar ettiğine inanmıyorum. Vicdan sahibi biri böyle bir cinayet işlemez. Cem Garipoğlu gibi bir cellat, canına kıyabilecek bir karakter değil. 197 gün kaçtı kan kusturdu bize. Akşam kafamı yastığa koyduğumda rahat uyayabilmem için bu mezarın açılması lazım. Mübarek Ramazan ayı geçsin bayramdan sonra mezarın açılmasını talep edeceğim."