Kıbrıs'ta bölünmüşlüğün simgesi Yeşil Hat içinde kalan Lefkoşa Uluslararası Havaalanı 40 yıldır faaliyet göstermiyor. Çürümeye yüz tutmuş havaalanında savaş izlerini hâlâ görmek mümkün. Milliyet'ten Sefa Karahasan'ın haberine göre; Terk edilmiş, harabeye dönmüş, ağaçların büyüdüğü, kuşların yuva olarak kullandığı, sürüngenlerin yer yaptığı Lefkoşa Havaalanı bir zamanlar Akdeniz'in güneyinin en modern yapılarından biriydi. Kıbrıs'ta 1974'te çıkan savaşta şiddetli çatışmaların yaşandığı ve daha sonra Yeşil Hat içerisinde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 'güvenli bölge ilan edilen' Lefkoşa Uluslararası havaalanı savaşın izlerini gözlerden uzak biçimde hâlâ taşıyor... Lefkoşa Uluslararası Havaalanı, zamanında kadın bağımsızlığının ve cinsel özgürlüğün sembolü Brigitte Bardot, Sophia Loren gibi ünlüleri ağırladı. Pirelli marka yer döşemeler, bekleme salonlarındaki deri koltukları, iç mekan tasarımları bakımsızlık nedeniyle oluşan yıkımla derin bir tezat oluşturuyor. THY başta olmak üzere dünyanın en büyük havayolu şirketlerinin iniş ve kalkış yaptığı havaalanın Kıbrıs Türk ve Rumların ortak kullanacağı pazar veya golf sahası olması önerileri var. Lefkoşa Uluslararası Havaalanı 1939'da yapıldı. Havaalanı açıldıktan sonra, İkinci Dünya Savaşı'nda İngiliz Hava Kuvvetleri tarafından kullanıldı. Hava kuvvetlerine ait operasyonel eğitim birimi burada konuşlandı. Temel görevleri Lefkoşa'yı Nazilere karşı korumaktı. İtalya o dönemde iki defa Lefkoşa'yı bombaladı. 1947'den sonra da Ada'nın tek uluslararası havaalanı haline geldi. İki apronu vardı. Hava trafik kontrolü 1960'a kadar tamamen İngilizlerin elindeydi. Yabancı birinin çalışmasına izin verilmedi. Havaalanı tam donanımlı olarak 1968'de faaliyete geçti. Terminal binası inşa edildi. O dönem teknolojik olarak bölgenin en gelişmiş havaalanıydı. Açılışını Başpiskopos Makarios yaptı. Otomatik kapılar, gün ışığından yararlanılan sistemler, poliklinik, duty free'ler, restoranlarla çağının modern arzularını gösterişle sergiliyordu. VIP ve normal yolcu salonundaki koltuklar aynı özelliklere sahip, hepsi deriydi. Yemek hizmetleri Ada'nın en lüks oteli Ledra Palas'tan sağlanıyordu. Havaalanının kapasitesi 800 yolcudan oluşuyordu. Yılda 80 bin uçak kalkıp iniyordu. Kıbrıs'ta 1974'te savaş çıkınca Türk askeri havaalanını ele geçirmesin diye Yunan alayı konuşlandı. Havaalanı ve etrafında çatışmalar yaşandı. Savaştan kaçan siviller havaalanına sığındı. Siviller çatışmanın ortasında kalınca BM devreye girdi, alanı koruma bölgesi ilan etti. Kıbrıs Havayolları'na ait Hawker Siddeley HS-121 Trident 2E modeli Jet uçağı ise hâlâ vurulduğu yerde geçmişin yasını tutuyor... Savaş sırasında burun ve kanat kısmından vurularak kalkması engellenen uçak, dönemin en modern uçakları arasındaydı. 80 yolcu kapasitesi vardı. İngiltere'ye 3 saat 15 dakikada uçuyordu. Dünyaca ünlü isimleri taşıyan uçağın motorları, Rumlar tarafından alındı. O dönem hava yollarına ait 4 uçaktan biriydi. Birincisi bombalanarak imha edildi, birisi İngiltere'de Savaş Müzesi'nde. Sonuncusu ise kullanılıyordu ama sonrasında jilet oldu. 'Yeşil Hat' adı verilen bölge Kıbrıs adasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ayırıyor. Silahtan arındırılmış bölge uluslararası hukukta 'Birleşmiş Milletler Tampon Bölgesi' olarak tanımlanıyor. İlk kez 1964'te, İngiliz Barış Gücü'nün dönemin komutanı Peter Young kavramı ortaya koydu. Komutası altındaki kuvvetleri Lefkoşa'nın değişik bölgelerine dağıtan general Young, harita üzerine yeşil renkli kalem ile bir hat çizer. 1974'teki Kıbrıs Harekatı'nın sonucunda 'Yeşil Hat'ın bugünkü sınırları belirlendi. Tahta iskemlelerin bile çürüdüğü, pahalı deri koltuklarla döşenmiş bekleme salonunun izbeye döndüğü, kalkış pistini otların bürüdüğü havaalanının Kıbrıslıların ortak hafızasında pek çok anısı var. Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, buranın havaalanı olarak açılmasına karşı çıkarak 'Ada'da 3 havaalanı var' dedi. Ticaret Odası Eski Başkanı Erdil Nami de ilginç bir anısını anlatıyor ve 'Nişanlımı yurt dışına buradan yolcu ediyordum' diye konuşuyor. Havaalanının 'ortak pazar' olarak kullanılması önerisini yaptıklarını kaydeden Nami, 'Ama bu konuda gereken çabayı gösterilmeyince proje durdu' diyor.