Sinan Özedincik'le haftanın bombaları

Sinan Özedincik'le her hafta olduğu gibi bu haftada magazin gündemini yakın markaja alıyoruz. İşte Günaydın gazetesinin usta kalemi Sinan Özedincik'den Sabah.com.tr okurlarına özel açıklamalar...

Marilla ERÇİK/SABAH İNTERNET

ŞİMDİ DE DEMET AKALIN DENİZ SEKİ KAVGASI MI?
19 Mayıs Üniversitesi Gençlik Kulübü, öğrencilerinin oylarıyla 2011'in en iyi kadın şarkıcısını Deniz Seki olarak belirledi. Ancak Demet Akalın twitter'dan ilginç bir açıklama yaptı, kendisi Samsun'a gidemediği için ödülün Deniz Seki'ye verildiğini söyledi, hatta kulüp başkanından gelen mail'i de kanıt olarak gösterdi. Akalın'ın açıklamaları üzerine Deniz Seki de durumun açıklığa kavuşması için üniversite yönetimine seslendi ve durum hakkında bir açılama istedi. Demet Akalın neden böyle bir çıkış yapma gereği duymuş olabilir?

Sonuç olarak üniversiteden hiçbir açıklama gelmedi. Reklam olsun diye yaptılar bence. Demet söylediği kısımda haklı olduğunu düşünüyorum. O gitmediği için Deniz Seki'ye verdiler ödülü. Artık herkes, bu tarz ödüllerin neden verildiğini, ödüllerin kime niye verildiğini biliyor. Bence Deniz'in de büyütmemesi gereken bir konu. Demet fırsat bilip durumu kamuoyuna açıklamış, yani yine olayı lehine çevirmeyi başarmış…

TOLGA KAREL GEREKSİZ BİR ADAM!
Geçen cuma akşamı arkadaşlarıyla birlikte Cihangir'deki bir kafede gece geç saatlere kadar oturan Tolga Karel, gazetecileri atlatmak için dublör kullanmak istedi. Kendisi de mekanın arka tarafındaki 5 metrelik duvarı aşıp kaçmak isterken alkolün etkisiyle yere düşüp elini kesti. Daha sonra şoföründen yardım isteyen ve bir saat boyunca karanlık olan mekanın arka bahçesinde bekleyen Karel sonra pes ederek gazetecilerin yanına geldi. Durumu, "Bu binada dairem var. Ona geçmeye çalıştım. Yeni bir film çalışmamız var. Setten geliyorum. Bu lekeler de oradan kalma" diyerek açıklamaya çalıştı. Her hafta farklı bir Tolga Karel vukuatı görüyoruz. Sizce neden bunu yapıyor?

Geçtiğimiz haftalarda da eşini aldattığı haberiyle gündeme gelmişti. Harbiye'deki bir barda kadın arkadaşı ve eşi Günay Musayeva ile eğlenmiş, eşini Etiler'de arabadan indirip taksiyle evine göndermişti. Yanındaki model Gülşah Çağlayan ile Ortaköy'de başka bir mekana geçmiş, sokak ortasında çekilmiş samimi pozlarıyla olay olmuştu. Hatta Gülşah Çağlayan, olayın kurmaca olduğunu belirtip "Bence o gece kameraları Tolga'nın kendisi çağırdı. Beni kullandı" demişti. Tolga Karel reklam için yapıyor bunu. Bu çok açık ve seçik olara ortada. Hande Ataizi'nin meşhur camda sıkışma olayı var ya… Bu sefer de onu taklit etmiş. Bence artık Tolga Karel haberleri yapılmamalı. Çok gereksiz hareketler ve haberlere malzeme oluyor. Gereksiz bir adam!

NEDEN ELELE DEĞİLLER?
Geçtiğimiz Çarşamba günü magazin gündeminin en önemi konusu, Arda Turan ile Sinem Kobal'ın ayrılıp ayrılmadığıydı. Ayrıldıkları, hatta Kobal'ın sevgilisinin Madrid'e gidince çok değiştiğini söylediği bile iddia edilmişti. Bu haber üzerine Kobal ayrılık iddialarını yalanladı, "aramızda bir problem yok" demişti. Ancak bu haberin ardından milli maç için İstanbul'a gelen Arda, Etiler'deki bir gece kulübünden sarışın bir kızla çıkarken görüntülendi. Arda'nın yakınlarına Kobal ile ilişkisini sonlandırdığını söylediği de iddia edildi. Sinem Kobal ise ısrarla inkar etti ve "Ortada öyle görüntüler yok, olsa haberim olurdu, yanındakilerin kim olduğunu önce ben sorardım" dedi. Tecrübeleriniz bu ilişkinin son durumu hakkında nasıl bir yorum yapmanıza neden olur?

Ekim ayında da ikilinin ayrıldıkları yönünde haberler çıkmıştı. Arda Turan, "Madrid'de beraberiz ve çok mutluyuz" diyerek iddiaları yalanlamıştı. Sanırım artık son günlerini yaşıyorlar ve ilişkilerini askıya aldılar. Dört aydır en az 40 kez ayrıldılar haberleri yapıldı. Eğer birliktelerse neden el ele poz verip "biz hâlâ beraberiz her şey yalan" demiyorlar. Ben onu bekliyorum!

GİZEM'LE KESİN EVLENMEZ
Eski manken Gizem Özdilli, Ankaralı işadamı Ufuk Ataç'la Brezilya'da tatil yaptı. Çift, Rio Karnavalı'nı izlemek için gittikleri ülkede kaldıkları Porto Bay otelin plajında görüntülendi. Ufuk'ta evlilik olabilir mi?

Gizem Özdilli sevgilisiyle önce evlendiğini açıklamış sonra "Ufuk, imam nikahı kıydı; resmi nikah için gün vermeyince ayrıldık" demişti. Bunların ardından da bu yaz evleneceklerini açıklamışlardı. Ufuk Ataç CHP Meclis Üyesi, eski MKYK Üyesi, bir siyasetçi. Bence kesin evlenmez. Şu anda gününü gün ediyor. Gizem'in birkaç kez evlilik için hamlesi oldu, ayrılık ile sonlandı. Yine olsun, yine ayrılırlar! Ataç'ın onunla evleneceğini düşünüyorsa, boş yere hevesleniyor derim.

NİHAT'IN KAPASİTESİ YETMEZ
Geçtiğimiz günlerde Okan Bayülgen'in programına konuk olan Nihat Doğan, yapmış olduğu açıklamalarla gecenin en çok konuşulan ismi oldu. Bir film hazırlığı içinde olduğunu söyledi, ilk rol teklifini de Okan Bayülgen'e yaptı. Filminin senaryosunu sır gibi saklayan Doğan'ın üç yıldır bu proje üzerinde çalıştığı da söylendi. Nihat Doğan, sinemada başarılı olur mu dersiniz?

Kesin olamaz. Nihat'ta o kapasite yok. Bence boşu boşuna hevesleniyor. Yıllardır İbrahim Tatlıses'i taklit etti. Yıllardır onun gölgesindeydi, şimdi Mahsun Kırmızıgül'ün peşinde... Mahsun'a yaklaşması için bir kamyon ekmek yemesi gerek. Bu kadar sinema bilgisi onda yok!

YOL EVLİLİK YOLU
Burak Özçivit ve Ceylan Çapa artık aşklarını kimseden saklamıyor. Çiftin Twitter yazışmaları da dikkat çekici! Özçivit: "Yol arkadaşlıkları bir başkadır, yanındayım, yanımda olduğun gibi" Ceylan Çapa: "Karşılık beklemeden yaparsın ama karşılıklıysa bir başkadır. Huzurundayım, huzurumda olduğun gibi." Bu ilanı aşklardan sonra, sizce bu ilişki evliliğe gider mi?

Uzun süre birlikte olduklarını inkar eden Ceylan Çapa ve Burak Özçivit aşkı ilk kez Günaydın'da gözler önüne serilmişti. Özçivit ve Çapa çifti, geçtiğimiz ay Suadiye'deki Big Chefs'te buluşup romantik bir akşam geçirmişti. Ceylan Çapa, aynı akşam Twitter'da ilan-ı aşk edip, "Aşk; günah olmayacak kadar masum, köle olmayacak kadar özgür, unutulmayacak kadar derindir" yazmıştı. Geçtiğimiz haftalarda da Burak Özçivit sevgilisinin anne ve babasıyla bir araya gelmişti. Sevgilisinin anne ve babası Şebnem - Celal Çapa çiftiyle birlikte Sess adlı barda eğlendi. Celal Bey, gazetecilerin "Burak Bey'i nasıl buldunuz?" sorusuna "Bıyıklı bir şeydi" dedi. Son olarak da geçtiğimiz günlerde ikili birbirlerine twitter'da senin söylediğin şekilde ilan-ı aşk ettiler. Artık belli oldu: Yol o yol. Yol evlilik yolu!

ALACAK VERECEK MESELESİDİR
Asena'nın sahneye çıktığı gece kulübüne gelen 4 kişi, iddiaya göre kapıda güvenlikle tartıştı. "Asena ile görülecek hesabımız var" diyerek kulise girmek isteyen kişiler güvenlik ve mekan çalışanlarının çabasıyla uzaklaştırıldı. Asena, bunun üzerine "hayatım tehlikede" diye açıklama yaptı, bu açıklaması herkesi korkuttu. Sizce başı neden derde girdi?

Bu 4 kişi silahlıymış. Ve Asena'nın sahneye çıktığı kulüpten ayrılırken de "Yine görüşeceğiz. Bu iş burada bitmedi" diyerek tehditlerine devam etmişler. Bu olayların üzerine dansçının mekanın güvenlikçileri tarafından yakın korumaya almışlar. Asena, soluğu savcılıkta almış ve suç duyurusunda bulunmuş. Benim tahminim bu olanla, alacak verecek meselesinden kaynaklanıyordur.

ADINI İSPANYOLLARIN DA KALBİNE YAZDI
Tarkan'ın 'Adımı Kalbine Yaz' isimli parçasının remiksi, '20 minutos' isimli İspanyol gazetesinin internet sitesinde yapılan oylamada en çok dinlenen parça seçildi. Gazetenin müzik bölümünde her hafta yayınlanan 'dünyanın en çok dinlenen parçaları' listesinde bir numaraya yerleşti. 10 şarkının yer aldığı listede Madonna 5'inci, Kelly Clarkson 6'ncı ve Shakira 7'nci sırada… Siz ne kadar başarılı buluyorsunuz?

Tabii ki çok başarılı buluyorum. Sırrı da şu: Çizgisini hiç bozmamak! Hiç değişmedi Tarkan. Bence kim ne derse desin, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi sanatçısı. Bütün krizleri iyi yönetti. Bütün olumsuzluklardan kahraman olarak çıktı. Bundan sonra yetişen - yetişecek bütün gençlere örnek olacak işler yaptı. O gerçekten de bir megastar. Ve bütün bunlar ona başarı getiriyor. Abartılacak bir konu değil, bugün en üstte, yarın en altta olabilir. Önemli olan, dünya onu adam yerine koyuyor, yaptıklarını takdir ediyor ve değerlendiriyor.

CEZASI HEMEN KESİLSİN
Yediği dondurmayı ve pet şişesini seyir halindeki arabasından dışarı atan Bülent Ersoy herkesi şaşkına çevirdi. Çevreye olan duyarlılığı ile anılması beklenen Bülent Ersoy gibi tecrübeli bir ismin bu davranışını nasıl yorumlarsınız?

Dediğin gibi Bülent Ersoy, arabasıyla ilerlerken önce dondurmasını, ardından da bir tane cam şişeyi dışarı atmış... Hatta cam şişe patlayıp kırıkları yola dağılmış. Ama Diva hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmiş. Böyle bir hareket Bülent Ersoy'a tabii ki hiç yakışmadı. Çok şaşırdım açıkçası. Konuşması ve Türkçesi ile herkese örnek olmaya çalışan bir sanatçının bu yaptığı korkunç bir ayıp. Fotoğraf ve görüntülere hala inanamıyorum. Böyle bir şeyi yurtdışında yapsa, çok büyük ceza almıştı. Bence Ersoy'a birilerinin hemen ceza kesmesi gerek!

ÇARESİZ SİMGE KADINLARA KÖTÜ ÖRNEK
Simge Tertemiz ve eşi Murat Kadıoğlu buzları iyice eritti. Kısa bir zaman önce kavga gürültü ayrılan çift yine barıştı. Birbirlerine bu kadar laf söyledikten sonra barışmalarının sebebi gerçekten büyük aşkları olabilir mi?

Biliyorsun, geçen Haziran'da evlendiler. 5 ay sonra da ayrılma kararı aldılar. Birbirleri hakkında ağır sözler sarf edip, olaylı boşanma davalarıyla gündem yarattılar. Geçtiğimiz ay ise Murat Kadıoğlu'nun pişman olup Simge Tertemiz'den özür dilediği haberleri çıktı. Bunun üstüne Simge Tertemiz evliliklerine ikinci bir şans daha verme kararı aldı, boşanma davasını geri çekti, hatta "affetmenin tek sebebi oğlumdur, çok küçük olduğu için evliliğimizi yürütmeyi bir kez daha deneyeceğim" da dedi. Ama en son Simge Tertemiz'in podyuma çıktığı bir defilenin ardından eşi ile objektiflere mutluluk pozu vermesine şaşırmadığımı söyleyemem. Bu ilişkinin suyu çıkmış durumda. Murat Kadıoğlu, "midem bulanıyor" bile demişti. Ağza alınmayacak laflar bunlar. Simge Tertemiz de bunları duydu. Nasıl barıştılar hala anlayabilmiş değilim. Bu çaresiz kadınlar herkese çok kötü örnek oluyor, bu kadar laf işitip tekrar geri dönmeleri inanılır gibi değil…

PINAR'IN İKİNCİ ÇOCUĞU
Pınar Altuğ'un "İkinci çocuk yapmayı düşünmüyoruz. Çünkü bu, ilkine ilgiyi azaltır" sözleri tartışmaları da beraberinde getirdi. Pek çok insan bu konuyla ilgili, özellikle de sosyal medyada yorumlar yaptılar. Altuğ en sonunda kendini açıklama yapmak zorunda hissetti: "Herkes bir yorum yapıyor, bizim kaç çocuğumuz olacağına sadece ben ve eşim karar veririz, aksi nasıl düşünülür?" Altuğ'un bu sözleri için ne dersiniz?

Pınar Altuğ, geçtiğimiz haftalarda kızı Su'ya daha iyi bakabilmek adına ikinci bir çocuk istemediğini açıkladı. Pınar Altuğ, "Her anne çocuğu için en doğrusunu bilir. Ben de eşim Yağmur ile uzmanların söylediklerini dikkatlice dinleyip yerine getirmeye çalışıyoruz" dedi. Altuğ'un açıklamaları üzerine aile psikolojisi uzmanı pedagoglar bu görüşün olumlu ve olumsuz tarafları hakkında görüş bildirdi. Çalışan anneler için ikinci çocuğun fazla olduğunu savunanların yanı sıra karşıt görüş olarak kardeşsizliğin çocukları yalnızlığa ittiği belirtildi. Altuğ, açıklamalarının ses getirmesi üzerine şunları söyledi: "Biz bir çocukta karar kıldık. Bu konuda üçüncü şahışlara karışmak düşmez. Bize saygı duymaları gerekir." Kısaca onun söylediklerine aynen katılıyorum.