Her cumartesi olduğu gibi bugün de Yakından Kumanda'nın tuşlarına siz değerli okurlarımız basıyor. Gelecekte televizyon sektörüne atılmaya hazırlanan ve bunun için eğitimine devam eden genç okurumuz Bahar Deniz de, kadına şiddetin önlenmesi konusunda televizyonun en önemli aktörlerden biri olması gerektiğini yazmış:
"Bildiğiniz gibi, bu aralar en çok gündemde olan konulardan birisi kadına şiddet! Canım ülkemin de bu konuya karşı ne kadar hassas olduğunu bilirsiniz. Bütün köşe yazarları, sanatçılar, sunucular vs. televizyon kanallarına çıkıp öldürülen minimum bir kadın hakkında ahkam keserler. Lakin 2 Ocak 2016 tarihli Big Brother Türkiye adlı yarışma programında hem sunucunun, hem de bütün Türk halkının gözü önünde sözlü olarak kadına karşı kabul edilemez şiddet uygulandı. İki yarışmacı Onur ve Hüseyin, karşılarında bir kadın olduğunu unutarak üç yarışmacıya karşı kaba ithamlarda ve kaba fiziksel ataklarda bulundular. Bunlar Türk halkının gözü önünde ve yarışmayı sunan kadın sunucunun müdahalesi olmadan yaşandı. Dikkat edin, yarışmayı sunan kadın sunucu tarafından uyarılmadılar diyorum! Yine kadının en büyük düşmanı kadın oldu ve yine ekranların önünde ülkece hassasiyet yaşadığımız bir konu üzerinden prim yapıldı! Kadına karşı şiddet sadece mahkemelerde son bulmaz. Kadına karşı şiddet, televizyon ekranlarında da son bulmalı. Fiziksel ya da psikolojik fark etmez, kadına yapılan her türlü kaba ve aşağılayıcı hakaret, televizyon ekranları önünde kınanmalı ve yapan kesinlikle cezalandırılmalı ki, yeni nesiller örnek almasın. Böylece daha aydınlık bir geleceğe sahip olma yolunda en azından gerçek bir adım atmış olalım. Aynı şey moda programlarında da yaşanıyor. Yarışan kızların birbirlerini aşağılaması, rencide etmesi, 'kötü kadın' diye itham etmeleri ve yapımcıların buna izin vermesi de kadına karşı şiddettir. En kötüsü de bu durumun, televizyon sektörünün çok büyük ayıbı ve açığı olmasıdır. Bir televizyon habercisi öğrencisi olarak en büyük hedefim, Türkiye'de televizyon algısını değiştirmektir. Saygılarımla..."