İstanbul'da küçük bir kesim var ki; "Sonunda parayı bulduk; şimdi neremize sürsek, onu düşünüyoruz" diye geziyorlar.
Parayı bulmak da, şöyle hakkıyla ezmek de ayıp değil tabii.
Herkese gani gani versin, o ayrı ama o parayı bir harcamak var, bir de saçmak!
Özellikle sonradan bulunduğunda; genelde ikincisi yapılıyor mesela.
Ve bu insanların 'sonradan ulaşmışlığını' paraya çeviren de aklı evvel başka bir kesim var.
'Hap yap, parayı kap'cı onlar...
Hava satıyorlar. Olmayanı olduruyorlar.
Büyükşehir insanının karşısına; her gün yeni ve işkembe-i kübradan uydurulmuş bir başka meslekle çıkıyorlar.

YAŞAM KOÇU MESELA
Hayatıyla ilgili en uyduruk kararı bile kendi başına alamayanlar için yaşam koçluğu yapıyorlar mesela.
Ya da sabah uyanınca, gördüğü rüyayı, kıçını kaşıya kaşıya kendince yorumlayamayanlar için rüya terapistleri falan var.
Sevgilisiyle, kocasıyla tartışmayı, konuşmayı, yüzüne gözüne bulaştırmadan sorun çözmeyi beceremeyenler için; "Söyleyin ona, beni sevsin, benimle sevişsin' diye koşulan ilişki terapistleri de mevcut.
Bir doktora gidip, şekerini mekerini vs. ölçtürüp kilo almasına neden olan sebepleri bulmak, ardından kendi beynini ve biraz da interneti kullanarak bir yemeiçme listesi oluşturmak yerine; ayaklarına her gün üç öğün yemek getirsin diye birilerine para saçanların varlığı da malum...

ŞIMARIKLIĞI
KES Şımarıklığı, görgüsüzlüğü, acizliği kes!
Hatta o narin poposunu kaldırıp kendi iradesiyle yürümeyi beceremediği için birilerinin kendilerini köpek dolaştırıcıları gibi yürütmesini isteyenler, bunu için para ödeyenler...
İşte, iki eliyle bir sopayı doğrultamayan insanların, bu durumlarından çatır çutur para kazananlara saygım sonsuz benim.
Zekalarına hayranım.
Bulmuşlar, yoluyorlar.
Helali hoş olsun!