Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Kemancının ölümü

Barış Yazgı, İstanbul Fatih'te müzisyen ağabeyi Cengiz Yazgı ile yaşıyordu.
Yedi ay önce bir süreliğine Belçika'ya büyük ağabeyinin yanına gitmiş, vizesi bitince Türkiye'ye geri dönmüştü.
İşsiz ve sigortasız olan Barış, ikinci kez vize başvurusunda bulunmuş ancak reddedilmiş.
Barış çalışıp biriktirdiği paraları insan kaçakçılarına verip ilk olarak Midilli adasına, sonra da Belçika'ya gitmek için Suriyeli ve Afgan mültecilerle dolu bir tekneyle Ege sularına açılmış. Tekne Midilli açıklarında batmış, hayatını kaybedenler arasında yanında taşıdığı keman kutusuna sarılmış halde bulunan Barış da varmış. Keman kutusunda sadece canı gibi koruduğu enstrümanı değil, el yazısıyla notalarını karaladığı kendi besteleri de varmış.
Barış'ın arkadaşları, onun tek hayalinin Belçika'da müzik eğitimi alarak iyi bir keman virtüözü olmak olduğunu söyledi.
O kadar çok göçmen teknesi battı ki, artık boğulan insanların haberlerini kanıksamaya başladık.
O haberler arasında Barış, trajik öyküsüyle ön plana çıktı.
Barış hayatta kalsaydı bu azimle belki de müthiş bir müzisyen olacaktı ve belki de göçmen teknesiyle başlayan başarı öyküsünü röportajlarda okuyacaktık.
Steve Jobs da Suriyeli sığınmacı bir babanın oğlu değil miydi?
Şu fotoğrafa bakar mısınız?
İşte size Ken Loach, Michael Haneke filmlerinden daha sarsıcı bir öykü.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA