ECEVİT'İN KEMİKLERİ SIZLIYOR: Bugüne kadar çetelere avukatlık yapanlar, şimdi çeteleri siyasete taşımanın mücadelesi ve hevesi içindeler. Aslında diyet ödüyorlar. Çetelere borç ödüyorlar. Biliyorsunuz CHP'de kaset mağduru Genel Başkan gitti, kaset mamulü Genel Başkan geldi. İşte şimdi çetelere borç ödüyorlar. Allah aşkına soruyorum. CHP'nin listesindeki bu isimlerden dolayı merhum Ecevit'in kemikleri sızlamaz mı? Sızlar. DSP'nin eski Genel Başkanı diyor ki Ecevit'i hayattayken ve Başbakanken üzerine beton döküp gömmek istediler. Diyor ki, merhum Bülent Ecevit, DSP eski Genel Başkanı Zeki Sezer'e şunu söylüyor. "Benim çekilmemi istiyorlar, yerime de Sinan Aygün'ün geçmesini istiyorlar." O Sinan Aygün, şimdi CHP milletvekili adayı. BU NASIL İLİŞKİ: Bitmedi. Kılıçdaroğlu buraya, Zonguldak'a merhum Ecevit'in memleketine geliyor, yanında merhum Ecevit'in yanından bir isim. Hem Kılıçdaroğlu hem de o yanındaki şahıs kim için oy istiyorlar? Mehmet Haberal için oy istiyorlar. Ya insan biraz sıkılır. Emrehan Halıcı zamanında Haberal'ın Ecevit'e iş göremez raporu vereceğini açıkladı ve ikisi mahkemelik oldular. Ya bu ne biçim iştir? Anlamak mümkün değil. Bu nasıl bir ilişki Allah aşkına? Bu nasıl bir çıkar işbirliği? Bütün ömrünü CHP'ye muhalefetle geçirmiş 80 yaşında bir zat var, ayakta zor duruyor. Anlamışsınızdır. Benim söylememe gerek yok. O da CHP'nin çete sanığı adaylarına kefil oluyor. ZONGULDAK'LA DALGA GEÇİYORLAR: Bu nasıl CHP? Solcu deseniz asla solcu değil. Sağcı deseniz sağcı değil. Sosyal demokratlık hak getire. Almanya şansölyesi Schröder bana bir gün dedi ki 'Sizinkiler sosyal demokrat falan değil. Gelin sizi sosyalist enternasyonale alalım.' 'Tamam gelelim' dedim 'Ama CHP'yi çıkarın, biz gelelim.' 'Bu aklıma yattı' dedi. Fakat kendisi iktidardan ayrıldı. Benzer teklifleri başka sosyal demokratlar da söylüyor. Böyle bir Türkiye'de CHP var. Bunlar Zonguldak'la dalga geçiyorlar. Zonguldak bu oyuna gelmesin. Ben eminim ki Zonguldak kendisiyle alay edenlerle 12 Haziran'da dalgasını geçecektir. İMAM HATİPLERE YÜKLENDİ: İşte en son meslek lisesi, İmam Hatip Lisesi mezunlarının polis olabilmelerinin önünü açan yasayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdılar. Bunların maskeleri tek tek düşüyor. Bir taraftan Anayasa Mahkemesi'ne götürüyor, öbür taraftan açıklama yapıyor. 'İmam hatip lisesi mezunları da polis olabilmeli' diyor. Yani, yalanı bu kadar başarıyla söyleyen birisini arayacaksanız, fıkradır bu, CHP FABRİKA AYARLARINA DÖNÜYOR: Gizledikleri ne varsa ortaya çıkıyor. CHP tekrar fabrika ayarlarına dönüyor. Bu CHP'de değişen bir şey yok Erdoğan konuşmasında 8.5 yıllık iktidarlarında kat edilen ekonomik mesafeyi de anlattı. Mitingi Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan da halkın arasında izledi. Başbakan Erdoğan hizmete açılan yurt binasında ise öğrencilerle bir süre sohbet etti. Birileri bizim bu yola başımızı, canımızı, yüreğimizi koyduğumuzu, bu yola beyaz gömleğimizi giyerek çıktığımızı anlamak istemiyor. Bugüne kadar hiçbir tehdide boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz. Yeter ki sizler bizim arkamızda olun, bizimle olun, hayır dualarınızı bizden eksik etmeyin. (Kastamonu'daki terör saldırısı) Biz bu çetelerin, bu eşkıyanın, gözünü kan bürümüş bu teröristlerin, istismarcıların hepsiyle evelallah baş edeceğiz. Kastamonu'da konvoyumuza saldırdılar. Bir Recebimiz orada şehit oldu. Telsiz konuşmaları ortaya çıktı. Telsiz konuşmalarında, 'Bundan sonraki tek hedefimiz AK Parti'dir' diyorlar. Neden AK Parti hedef? Çünkü AK Parti sorun çözüyor, çözüm üretiyor, hizmet üretiyor. Çünkü AK Parti kardeşliği pekiştiriyor, doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi kucaklaştırıyor. (Kılıçdaroğlu'nun 'Statükonun Allah'ı Ankara'da oturuyor' sözleri) Kendisini 4 gündür Müslümanlardan, bu milletten özür dilemeye çağırdım. Ama öyle bir yüzsüzlük, pişkinlik içinde ki çıkıp milletten, Müslümanlardan özür dileme erdemini gösteremiyor. Şimdi manevra yapıyor. Başbakan da 'Allah'ın kuruşuna ihtiyacımız yok' dedi. Şu benzetmeye bak. Bir defa Allah mekândan münezzehtir. Allah'a mekân tayin edemezsiniz. Neyi, nasıl, niçin kullanacağını bilmiyor. Geliyor Şebi Arus'ta başka, Kutlu Doğum'da başka konuşuyor. Orada iyi hazırlayıp önüne koymuşlar ama kağıtları önünden aldığında dağıtıveriyor. 
