Aylardır Türkiye'nin gündeminin meşgul eden seçim süreci sona erdi. Yoğun propaganda döneminin ardından açıklanan seçim sonuçları hem Türkiye hem siyasi partiler açısından çok çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. AK Parti, yüzde 50'nin üzerinde oy alırken CHP yüzde 26'nın altında kaldı. Kaset skandalarıyla zor günler geçiren ve barajın altında kalacağı yönünde tartışmalara muhatap olan MHP ise yüzde 13'ün üzerinde oy oranına ulaştı. BDP destekli bloğun 35 bağımsız milletvekili çıkarmasının beklendiği sonuçlar tartışılmaya devam edecek.
Türkiye, yeni bir döneme girerken Sabah gazetesi yazarları Mehmet Barlas, Mahmut Övür ve Haşmet Babaoğlu seçim sonuçlarını Sabah.com.tr'ye değerlendirdi.
MEHMET BARLAS:
"Dünya siyasi literatürüne geçecek bir zafer"
AK Parti açısından büyük bir zaferdir. Bir iktidarın, böyle sorunlu bir ülkede üçüncü defa böyle büyük bir
sonuçla kazanması, dünya siyaset literatürüne geçecek bir zaferdir. CHP açısından bakıldığında demek ki; Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemleri seçmeni etkilememiş. MHP'nin baraj altında kalmaması temsili demokrasinin sağlığı açısından önemlidir, bunu sevinçle karşılıyorum.
MAHMUT ÖVÜR:
"CHP'DE LİDERLİK SORUNU ÇIKACAK"
Türkiye sağlıklı bir seçim süreci geçirdi, iyi bir seçim geçirdi. Sonuçlar da aslında beklenen gibiydi, kamuoyu yoklamalarının bir kısmı da doğru çıktı bu açıdan. Yüzde 50'ler civarında bir AK Parti'nin olması toplumun hem değişimden yana olduğunu gösterdi, hem de AK Parti politikalarını bir kez daha desteklediğini gösteriyor. Burada hayal kırıklığı yaşayan, değişim başlatmasına rağmen CHP'dir. CHP, beklenenin en azından benim beklediğimin altında oy alması, CHP'de değişimin tutmadığını, kafa karışıklığı yarattığını gösteriyor. Çünkü bir taraftan değişirken, Ergenekon'u içine alması, eski sağcıları içine almasının toplum tarafından benimsenmediğini ortaya koyuyor. Bir önemli gelişme de, MHP'nin sınırda olacağı yönünde bir beklenti vardı. MHP güneyden ciddi bir oy aldı. Adana, Antalya gibi yerlerden çok ciddi destek aldı. Böylece CHP de Meclis'te kaldı. Bu önemli bir başarı bence. BDP, bölgesinde çok etkili oldu, çok yüksek oranda oy aldı ama Türkiye genelinde bence çok az oy aldı. Milletvekili sayısını artırması başarılıydı ama Türkiye genelinde düşük oy alması ilginç geldi bana. Toplum Türkiye'de 2002'den beri sorunları çözmeye yönelik değişimin sürmesini istedi. Yarından itibaren Türkiye'nin temel sorunlarının çözüm süreci olacak. Yeni bir Anayasa ve Kürt meselesinde önemli adımların atılmasında toplum şunu söylemiştir: Değişim devam etsin, Kürt sorunu çözülsün.
AK Parti'nin 330'un altında kalması referandum konusunda ciddi sıkıntı yaratabilir diye düşünüyorum. CHP başta olmak üzere bir çok parti Anayasa'yı değiştirme sözü verdiler. Ama yine de kolay bir süreç olmayacak diye düşünüyorum.
Seçim sonuçlarına göre; CHP'de kesin liderlik tartışması çıkar. MHP'de çıkmayabilir diye düşünüyorum. Bahçeli için son dönem diye bakabiliriz. Ama CHP'de kesinlikle liderlik sorunu çıkacak. Çünkü CHP, 29 Mart'tan sonraki yüzde 23,4 gibi oy oranı vardı, üzerine koysa koysa 2.5-3 koyacak ki; bu çok büyük başarı değil. Bu sebeple ciddi bir liderlik sorununu ve bu kadronun tartışılacağını gösteriyor.
HAŞMET BABAOĞLU:
"AK Parti'ye oy vermek hâlâ düzene muhalif olmak demek"
Öncelikle şunu söyleyeyim: Üçüncü kez seçim kazanan bir partinin bu kadar yüksek oy alması ona muhalefet eden partilerin utancı olmalıdır. Oturup her şeyi yeni baştan düşünmeliler. AK Parti'nin hâlâ halkın hem sağ hem de sol damarını elinde tuttuğu ortaya çıktı. Yani Türk halkının büyük bir bölümü hâlâ AK Parti'ye oy vererek düzene muhalefet ediyor.
Bu yüzden de CHP ve MHP düzenin partisi sayılıyor ve bekledikleri oyları alamıyorlar. Ancak bu noktada durup kritik bir saptama da yapayım: Yüzde 50'nin üstünde bir oy oranı AK Parti için büyük kazançtır ama çıkan milletvekili sayısı Erdoğan'ın başkanlık sistemi planları açısından problem çıkartabilir.
Sonuç: 12 Haziran seçimleri siyasetin bittiği değil başladığı noktaydı. Asıl bundan sonra siyasetin ısınacağını düşünüyorum.
