Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yemin krizine ilişkin yaptığı değerlendirmede yarın yemin edilmesi gerektiğini söyledi. "Bu işlerin geciktikçe komplike haline geldiğine" dikkat çeken Gül, bu davranışın sürdürülmesinin ise siyasi partileri esir alacağını vurguladı.
Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında konuşan Gül, Türkiye'nin güzel bir seçim yaptığının altını çizdi.
Bütün siyasi akımların Meclis'e gönderilmesiyle halkın iradesinin ve sağduyusunun ortaya çıktığını anlatan Gül, şimdi bütün partilerin işbaşı yapma zamanı olduğunu belirtti.
CHP ve BDP'nin yemin etmediğini hatırlatan Gül, "Meclis çalışmalarına katılmadığını görüyoruz. Bu doğrusu görmek istenen bir manzara değil. Seçilmiş vekiller var ortada. Hukuk yoluyla hallolacaktır. Maksat dikkat çekmekse, maksat hasıl oldu kanaatindeyim. Hepimiz iyi niyeti ortaya koyduk, açıkça bunu da ben gördüm. Daha fazla geciktirilmeden, yarından itibaren yemin ederek bütün partilerin siyasi sorumlulukları Meclis'te aktif faaliyete geçmesi gerekir. Bu işler geciktikçe komplike hale geliyor. Bu davranış siyasi partileri esir alır. Maksat hasıl olmuştur." dedi.
"HER SİYASİ PARTİYE DAVET"
Sofya'ya giden heyette Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk ile CHP Kırklareli Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun bulunmasına ilişkin soruya ise Gül, "Seçilmiş milletvekilleridir. Benim her seyahatime siyasi parti gruplarından milletvekillerini davet ederiz. TBMM içindeki faaliyetler, onun İçtüzüğü ve Anayasa kuralları içinde olur. Diliyorum ki o sorun da kısa süre içinde aşılır." diye konuştu.
Komşuluk ilişkilerine büyük önem verdiklerini dile getiren Gül, geçmişte Bulgaristan ile acı tatlı şeylerin yaşandığını ifade etti. Son 20 yıldır ilişkilerin çok iyi noktaya geldiğinin altını çizen Gül, ticaret ve kültürel ilişkiler başta olmak üzere her bakımdan Bulgaristan Türkiye işbirliğinin iyi noktalara geldiğini belirtti.
"SADECE GÜVENLİK VE İSTİHBARAT İLE GÜÇLÜ DEVLET OLUNMUYOR"
Suriye'de yaşanan iç karışıklıklara ilişkin bir soruya Gül, bütün Suriye halkının 'kardeş olduğunu' ifade etti.
Uzun zamandır gayretlerinin Suriye ile yakın ilişkiler içinde, çok dostane ilişkiler içinde, Suriye'nin dönüşümüne yardımcı olmak olduğunu anlatan Gül, batılı ülkelerin izole ettiği dönemde Suriye'nin orta vade içerisinde bugünkü çağa uygun bir düzene geçmesine yardımcı olmak istediklerini söyledi.
Devlet Başkanı Beşar Esad ile yakın temaslarda böyle arzu isteği görmelerinin kendilerini daha çok cesaretlendirdiğini dile getiren Gül, Türkiye'nin bütün tecrübelerini çok açık şekilde paylaşıp her şeyi konuştuklarını ifade etti.
Suriye'nin dönüşümünün geciktiğini kaydeden Gül, gelinen noktanın çok acı olduğunu vurguladı.
Gül, "Suriye'nin güçlü olmasını her zaman isteriz. Sadece güvenlik, istihbarat birimleri ile her şeyi kontrol etmesiyle devlet güçlü hale gelmiyor. Siyasi sistemiyle, hukukla ekonomiyle bütün bunlarla mümkün oluyor. Çok üzülüyoruz, çok can kaybı var. Daha önce yaptığımız çağrılar açık nettir. Suriye halkının iradesini her şeyin üstünde görüyoruz." diye konuştu.
"CENEVRE KIBRIS İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLSUN"
Kıbrıs sorununa ilişkin görüşmelerin 2010 yılında neticelenmesini istediklerini söyleyen Gül, ancak bunun gerçekleşmediğini belirterek, Cenevre'deki bu üçlü görüşmelerin ise samimi bir dönüm noktası olması temennisinde bulundu.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun göreve geldiğinde bazı çevrelerin Eroğlu'nun soruna barışçıl yaklaşmayacağı yönünde endişeleri olduğunu hatırlatan Gül, ancak Eroğlu'nun bir çok teklif getirerek yeni yapıcı bir durum ortaya koyduğunu belirtti.
Şike ve Deniz Feneri e.V. soruşturlarına ilişkin bir soruya da Gül, mahkeme sonuçlanmadan kimsenin suçlu ilan edilemeyeceğini vurguladı.
Doğru ya da yanlışı mahkemelerin ortaya koyacağını anlatan Gül, şöyle devam etti:
"Bu tür soruşturmalar neden yapılıyor; ceza yasası, bunlar çok değişti. Suçların tespitiyle ilgili çok köklü yasal değişiklikler yapıldı. Daha önce şüpheliler, zanlılar toplanınca suçlarını kabul ettirmek için yöntemler olurdu çeşitli. Ya suçlarını kabul ederler yada reddederler, sonra mahkeme önüne çıkar orada kararlar verilir. Şimdi öyle değil. Bütün deliller toplanıyor. Sonra zanlıların önüne konuyor. Delillerden gidiliyor. Teknik takipler ile mahkeme suçluyla suçsuzu ortaya çıkarıyor. Bunları izlemek gerekiyor. Bunlar ne kadar şeffaf yapılırsa o kadar gelişmiş oluyoruz."
"KÜRT SORUNU HEM KOLAY HEM ZOR ÇÖZÜLÜR"
Milli Güvenlik Kurulu'nu Diyarbakır'da toplamayı düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine Gül, "Hiç aklımıza gelmedi, doğrusu hiç düşünmedim." karşılığını verdi.
Kürt sorununun çözümüne ilişkin ise Gül, bu sorunların 10-20 yıl önce daha az maliyetli çözüleceğini söyledi. Ancak hayatların daha çok kaybolduğunu, psikolojik eşiklerin bazen aşıldığını ve bunların çok önemli şeyler olduğunu vurgulayan Gül, "Aynı ülkenin çocukları olduğumuza göre çok müşterek anlayışımız var. Bu sorun demokratik ve evrensel hukuk standartları ile çözülür."
Bu dönemde sorunun çözümünden umutlu olup olmadığının sorulması üzerine Gül, "Hem kolay hem zor çözülür." dedi.
Gazetecilerin bu ifadeyi biraz açmasını istemeleri üzerine ise Gül, bunu söylemekle yetineceğini kaydetti.
"BAKAN YARDIMCILIKLARINDA TİTİZ DAVRANILMALI"
Türkiye'de ilk defa uygulanacak olan bakan yardımcılıklarını değerlendiren Gül, yeni uygulama olduğu için çok dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. İyi niyetle düşünüldüğünü dile getiren Gül, arzu edilenin gerçekleşmesi için hükümetin çok titiz davranması gerektiğini kaydetti.
Devletin yükünü bürokratların çektiğini ifade eden Gül, bakan yardımcılıklarında referansların çok iyi tespit edilmesi gerektiğini belirtti. Gül, "Hedeflenen hizmet, sorumluluklar ve görevleri çok iyi tespit edilmezse, insan davarnışları nihayet, sıkıntıya sebebiyet verebilir." dedi.
