LÜKSEMBURG ANKARA'DA BÜYÜKELÇİLİK AÇIYOR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2010 yılında Lüksemburg ile Türkiye arasındaki 140 milyon dolarlık ticaret hacmini 500 milyon dolara çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Erdoğan, Lüksemburg Başbakanı Jean Claude Juncker ile başbaşa ve heyetlerarası görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Erdoğan, Lüksemburg Başbakanı Juncker'in, daha önce 2003 yılında Türkiye'yi ziyaret ettiğini anımsatarak, Türkiye'nin o günden bu yana çok büyük bir değişim ve dönüşüm yaşadığını söyledi. Erdoğan, ''Bende AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla, Kasım 2002'de yani iktidara geldiğimizin ilk 14-15 günündeki yoğun ziyaretlerimiz arasında ki bir ziyaretimi de Lüksemburg'a yapmıştım. Her iki ziyaretin güzel anıları hafızamda tazeliğini koruyor. İkincisi de Kasım 2004'te olmuştu, oralardan gerçekten unutulmaz hatıralarla döndük'' dedi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin ''mükemmel'' olarak nitelenebileceğini ifade eden Erdoğan, uluslararası bir çok toplantılarda bir araya gelmek suretiyle durum değerlendirmelerini, gerek ikili gerek bölgesel olarak yapma fırsatı bulduklarını kaydetti.
Bugünkü görüşmede Başbakan Juncker ile Türkiye Lüksemburg ilişkilerini nasıl ileriye taşıyabileceklerini, gerek ikili, gerekse heyetler arası görüşmelerde ele aldıklarını belirten Başbakan Erdoğan, siyasi, ekonomik, ticari ve bunun yanında AB ile ilgili gelişmeleri değerlendirdiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, görüşmede dünyadaki son dönemde yaşanan gelişmeleri de ele aldıklarını bildirdi.
Başbakan Erdoğan, ''Hepsinden öte, Lüksemburg yakın bir zamanda Ankara'da bir büyükelçilik açıyor. Bundan büyük bir memnuniyet duyduğumuzu da ifade etmek istiyorum. Söz konusu büyükelçiliğin açılması kararını Lüksemburg'un Türkiye'ye atfettiği önemin bir göstergesi olarak telakki ediyoruz. Benzer biçimde Lüksemburg'un İstanbul'da bir başkonsolosluk açmasının ikili ekonomik ilişkilerimize ivme kazandıracağını düşünüyorum'' dedi.
Lüksemburg'un Avrupa'nın önde gelen finans merkezlerinden birisi, dünyanın en büyük ikinci yatırım fonu merkezi olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, Lüksemburg'un özel bankacılık faaliyetlerinde de lider konumda bulunduğunu bildirdi.
İstanbul'u küresel bir finans merkezi haline getirmek için yoğun bir gayret içinde olduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, bu süreçte Lüksemburg'la işbirliğine özel bir önem atfettiklerini söyledi.
Erdoğan, iki ülke arasındaki işbirliğini güçlendirme noktasında atılacak her adımın, her iki taraf için son derece önemli olacağını belirtti.
Başbakan Erdoğan, iki ülke arısındaki ticari faaliyetlerin de her geçen gün geliştiğinin altını çizdi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''2010 yılında Lüksemburg ile 140 milyon dolar olan dış ticaret hacmimiz, bu yılın ilk 6 ayında 104 milyon dolar durumundadır. Bu da şunu gösteriyor ki, yıl sonu itibariyle 2010 yılındaki dış ticaret hacminin üzerine çıkacağız. Fakat biz bunu da yeterli görmüyoruz. Çok daha bu konuda ileri rakamlara ulaşmamız lazım ve bunun için de ben değerli dostuma ilk hedefi 500 milyon dolar olarak koyalım diyorum. Ve 500 milyon dolara da en kısa zamanda ulaşmayı temenni ediyorum. Lüksemburg Türkiye'ye doğrudan yatırım yapan ülkeler arasında yer alıyor. 2011'in ilk 5 ayındaki Lüksemburg kaynaklı yatırımlar, 182 milyon dolara ulaştı. Lüksemburg merkezli dünyanın en büyük çelik şirketi Türkiye'de ve yine Türk ortaklı Irak'ın kuzeyinde yaptığı yatırımlardan bizler memnuniyet duyuyoruz ve bu yatırımlarını daha da geliştirmeyi, artırmayı hedeflediğini de biliyorum. Benzer şekilde Lüksemburg'da yerleşik çeşitli yatırım fonlarının Türkiye'ye yatırım yapmaya yönlendirilmesini de arzu ediyoruz. İkili ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ahdi çerçevesinin tamamlanmasına ilişkin çalışmalarımız da sürüyor. İki ülke arasında gelir ve servet üzerinden alınan vergilerde, çifte vergilendirmeyi önleme ve vergi kaçakçılığına engel olma anlaşmasını değiştiren protokol, 14 Temmuz 2011 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi.''
AB İLE İLİŞKİLER
Başbakan Erdoğan, Lüksemburg'un Türkiye'nin AB üyelik sürecine başından itibaren ''en geniş manada destek verdiğini'' ifade ederek, bugünkü görüşmelerde de bu desteği verme yaklaşımını ''değerli dostum'' diye nitelendirdiği Junker'de gördüğünü söyledi.
Türkiye-AB müzakerelerinin, 3 Ekim 2005 Lüksemburg'da düzenlene hükümetlerarası konferans toplantısıyla başladığına işaret eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu güne kadar müzakere sürecinde görüşmeleri tamamlanan yegane fasıl olan, bilim ve araştırma faslı da haziran 2006'da Lüksemburg'da düzenlenen hükümetlerarası konferans toplantısı sırasında müzakere, orada fasıl itibariyle kapatıldı, bu da önemli bir adımdı. Lüksemburg, Avrupa Adalet Divanı, Avrupa Sayıştayı, Avrupa Yatırım Bankası gibi çok sayıda önemli AB kurumlarına da ev sahipliği yapıyor. Böyle de bir özelliği var. Bütün bunlar zaten büyük önem atfettiğimiz Lüksemburg'u daha da önemli kılıyor. Değerli dostum Juncker, bir duayeni ve Avrupa bütünleşmesinin güçlü bir savunucu olarak bu desteğinin bizim açımızdan çok önemli olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Bu desteğin önümüzdeki dönemde de somut biçimde devam edeceğine olan inancım tamdır.
Bugün Avrupa'da serbest dolaşımla özdeşleşen Lüksemburg'daki Schengen, sınır kasabası, farklı kültürlerin birleşmesini simgeliyor. Ve burada Türkiye'ye yönelik bir haksızlığın olduğunu kendisiyle paylaştım. Ve sağolsun kendileri de bu düşüncemizi aynen paylaştılar. Ve Türk vatandaşlarının tabi oldukları vize uygulamalarının Türkiye'nin ortaklık hukukundan kaynaklanan müktesep haklarının ihlali niteliği taşıdığının, başta Adalet Divanı olmak üzere bazı AB üyesi ülkelerin mahkemelerinde alınan yargı kararlarıyla bir kez daha teyit edildiğini Sayın Junker'e dile getirdim. Bu konuda AB üyesi ülkelerinin üzerlerine düşeni yerine getirmeleri gerektiğini kendilerine ifade ettim.
Başbakan ile bugünkü görüşmelerimizde bölgemizde yaşanan diğer gelişmeleri de değerlendirme fırsatımız oldu. Ayrıca küresel mali ve ekonomik durumu da değerlendirdik. Kendileri yarın G-7 ülkelerinin maliye bakanları toplantısına Eurogrup Başkanı sıfatıyla iştirak etmek suretiyle Marsilya'ya gidecekler.''
Bu ziyaret, iki ülke arasındaki mevcut iyi ilişkilerin daha da ilerlemesi için önemli bir adım teşkil ettiğini belirten Erdoğan, bu ilişkilerin güçlenerek devam edeceğine olan inancını dile getirdi.