7) Ümit Kocasakal, Yalçın Bayer'e (Hürriyet, 12 Şubat 2013) yaptığı açıklamada "İddia edildiği gibi bu davadaki bazı maddelere göre, baro yönetiminin düştüğünü söylemek mümkündür," dediği halde bu yazarlar neden bu konuyu işlemeye devam etmektedirler? Hele Fatih Altaylı ne cüretle şahsımın sigaya çekilmesini isteyebilmektedir? Milletin bir vekilini
gazetesinde çalışan stajyer gibi mi görmekte, milletvekillerine kendisinin yanında çalışanlara davrandığı gibi mi davranılmasını istemektedir?
8) İşin hukuki boyutu hakkındaki görüşümüz daha önce de defaatle söylediğimi üzere şudur: Avukatlık Kanunu'nun 90. ve 92. Maddeleri, hukukun temel ilkelerinden biri olan "suçsuzluk/masumiyet karinesi"ni hiçe saymaktadır. Baro Yönetim Kurulu Üyeliği'nin düşmesi için dava ikamesini yeterli bulan ilgili söz konusu hükümler, bu yönüyle Anayasaya'nın "Hiç kimse, haklarında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadıkça suçlu sayılamaz," hükmüyle de çelişmektedir. Baştan beri söylediğimiz üzere 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun birçok maddesi ve bu arada 90. ve 92. Maddeler de demokratik bir anlayışla ele alınıp değiştirilmelidir. BU iddiamıza neden baro ve mezkur yazarlar dikkat çekmemekte ve sadece gerginlik üzerinde yoğunlaşmaktadırlar?
9) Bu olayda İstanbul Barosu'na adeta kol kanat geren Türkiye Barolar Birliği'nin öncülüğünde Mart 2012'de hazırlanan değişiklik önerisine göz atalım. Görüyoruz ki 90. ve 92. maddelerin değiştirilmesi İstanbul Barosu ya da başka bir baro tarafından teklif dahi edilmemiştir. Hal böyleyken, değiştirilmesi için hiçbir öneride bulunmayan bu kurumlar şimdi de bu maddelerin kendi davalarına uygulanmamasını, görmezden gelinmesini mi istiyorlar?
Sonuç olarak...