Gözümün nuru dediği oğlu Ramazan'ı 6 yıl önce çatışmada şehit veren baba Mehmet Özen "Biz bu taşın altına elimizi değil evladımızı koyduk" diyor ve ekliyor: "Bu barış sürecine herkes destek olsun."
Terhisine 3 gün kala şehit olan Sabri Bayır'ın babası Süleyman Bayır siyasetçilere, bürokratlara, basına ve STK'lara sesleniyor: "Sürece zarar verecek hareket ve söylemlerden kaçınmalıyız."
'Taşın altına evlatlarımızı koyduk, geri dönülmesin'
Oğlu Ramazan'ı 6 yıl önce çatışmada kurban veren baba Mehmet Özen, "Memleketimin hiçbir yerinde benim ülkemin evladı ölümle karşılaşmamalı. Acılardan menfaat temin edenler, savaş çığırtkanlığı yapıyor" dedi. Bingöl'ün Yayladere ilçesi kırsalında operasyon sırasında 8 Nisan 2007'de 3 arkadaşı ile birlikte şehit oldu piyade onbaşı Ramazan Özen. 68 yaşındaki babası Mehmet Özen 5 çocuğunun en küçüğü olan Ramazan'ı 'evimizin gülü, gözümüzün nuruydu' diye tanımlayarak başladı anlatmaya: Evlat acısını bilmeyen bizim yaşadıklarımızı anlayamaz. Bir şehit babası olarak değil bir baba olarak gelişmelere öfke ve önyargıyla bakmıyorum. Memleketimin hiçbir yerinde ülkemin evladı ölümle karşılaşmamalı. Bu tür barış görüşmeleri zorlu süreçlerdir. Yıllar süren çözümsüzlükten sonra terörün sonlandırılması için görüşmelerin olumsuzluklardan etkilenmeden sürdürülmesi gerektiğine inanıyorum. Herkesin sürece uygun bir barış dili konuşması gerekir. Sürecin sekteye uğratılmasının önüne set olmalıyız. Bugün Başbakanımızın kararlılığıyla gelinen aşamada herkesin serinkanlı olması lazım. Benim bir şehit babası olarak yaklaşımım ve arzum budur. Türkiye'nin iç barışı ancak bu atılan adımla başlar. Bu acının en ağır yükünü şehit aileleri olarak biz çektik. Başka analar babalar evlat acısı yaşamasın diye onurlu, kararlı ve tavizsiz duruşumuzla huzurun gireceği bütün kapıları açmalıyız."
"KİMSE AĞLAMASIN"
Evinin duvarlarını şehidinin fotoğraflarıyla donatan baba Özen, "Bu acının ne olduğunu çok iyi biliyorum. 6 yıldır gece gündüz ağlıyorum. Biliyorum ve eminim ki dağda öldürülenin babası anası da ağlıyor. Baba babadır. Baba yüreği birdir. Ben artık hiçbir babanın ağlamasını istemiyorum. Onurlu ve vicdan sahibi her insan 'huzur gelsin, acılar son bulsun' demelidir. Artık herkes bu taşın altına elini koysun. Biz bu taşın altına elimizi değil evladımızı koyduk. Hala savaşın çığırtkanlığını yapanların büyük çoğunluğu ya bu acıyı tatmamış ya da bu acılardan şu veya bu şekilde menfaat temin eden kimselerdir. Bu şehitler sadece biz ailelerinin değil bütün insanlığın şehididir. Bu süreci sabote ettirmemeliyiz" şeklinde konuştu.
***
'Atılan adımların sonuna kadar gidilmeli'
Terhisine 3 gün kala şehit olan Sabri Bayır'ın babası Süleyman Bayır, "Yıllardır Kürdü, Türkü hepimiz bedel ödüyoruz. Bu saatten sonra barış ve huzura giden bu süreçten dönülmemeli, atılan adımların sonuna kadar gidilmeli" dedi. Adıyamanlı Sabri Bayır bundan tam 12 yıl önce terör kurbanı oldu. Oğlunu kaybetmenin acısıyla yıkılan 4 çocuk babası Süleyman Bayır, bugün gelinen süreci olumlu olarak nitelendirdi. Süleyman Bayır, "Evladı şehit olmuş tüm babaların acıları gibi sanıyorum ki arzusu da ortaktır; Türkiye huzura, sükunete kavuşsun, silahlar sussun, vatan evlatları ölmesin, öldürülmesin" diyor ve süreci şu sözlerle destekliyor: "Sayın Başbakanımızın attığı olumlu ve cesaretli adımlardan kaynaklanan iyi ve umutla gelişen bir süreç var. Cesaret ve iyi niyetle atılan adımların yine cesaretle sonuna kadar gidilmeli. Böylece inşallah sonunda barış ve huzur gelir. Başbakanımızın başlatmış olduğu bu süreci biz şehit aileleri de izliyoruz. Bu süreç ilkeli, ülkenin menfaatlerine uygun olmalı. Terör örgütünün birileri tarafından kullanıldığını artık herkes biliyor. Dolayısıyla atılan adıma en büyük katkı PKK'nın silah bırakması ile olur. PKK silah bıraktığı anda zaten süreci herkes destekler." Yaşanan acının, Kürdün ve Türkün çeyrek asırdan fazladır yüz yüze kaldığı ortak acı olduğunun altını çizen Süleyman Bayır herkesi duyarlı olmaya çağırıyor: "Bu acı artık bitmeli, bitirilmeli. Kan akmasın insanlar ölmesin. Bu sürecin artık belki de son şans olduğuna inanan bir şehit babası olarak, siyasetçisi, bürokratı, basını, STK'sı hepimiz bu sürece zarar verebilecek hareket ve söylemlerden kaçınmalıyız. Bu sürecin sabote edilmemesi için hepimiz elimizden geleni yapmalıyız. Barış, huzur ve refah fedakarlık gerektirir. Herkes bu fedakarlığı bu özveriyi göstermelidir. Artık dış güçlerinin oyununa gelmemeliyiz. Silahlar susmalı kalıcı huzur sağlanmalı. Devletimiz, hükümetimiz bizim acılarımızı kendileri de hissederek süreci sonuna kadar götürmeli. Biz şehit aileleri olarak canlarımızı, yavrularımızı verip yıllardır acı çekerek yeterince bedel ödedik. Ödenecek başka bedel varsa buna da hazırız. Yeter ki barış ve huzur gelsin."