Avrupa Birliği Konsey Başkanı Herman Van Rompuy, Ankara'da, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından özel olarak ağırlandı. AB üyeliğine yeniden ivme kazandırmak isteyen Başbakan Erdoğan'ın davet ettiği Rompuy, iki günlüğüne Ankara'ya geldi. "AB'nin sessiz gücü" olarak bilinen Rompuy, Türkiye'nin AB'ye üyeliği için yeniden başlattığı sürece destek vermesi amacıyla davet edildi. Rompuy, Türkiye'nin AB üyeliğine, Belçika Başbakanı olduğu günden bu yana mesafeli dururken, iki günlük ziyareti çerçevesinde yeni bir dönemin başlatılması amaçlanıyor. Rompuy, son dönemde AB'nin en güçlü ismi konumuna geldi. AB'de Aralık 2009'da yürürlüğe giren Lizbon Anlaşması'yla getirilen AB Konseyi Başkanlığı koltuğuna oturan ilk isim olan Rompuy'un görev süresi geçen yıl dolmasına rağmen 30 Kasım 2014'e kadar uzatıldı. Üye ülkeler arasında arabuluculuk yapmaya ve uzlaşma sağlanmasına çalışan Van Rompuy, bu alanda AB'nin büyük mesafe katetmesinin sebebi olarak görülüyor.
KÖŞK'E ÇIKTI
Rompuy dün ilk olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci ve Suriye konularının ele alındığı görüşmede Rompuy, Türkiye ile AB arasındaki müzakerelerin yeniden canlandırılması için siyasi bir mesaj getirdiğini belirtti. Gül de, AB üyesi bazı ülkelerin müzakerelerin yeniden canlandırılmasına yönelik olumsuz yaklaşımlarını terk etmelerinin iki tarafın da çıkarına olduğunu kaydetti. Gül'ü Brüksel'e davet eden Rompuy, çalışma yemeğine dair beğenisini de "Yemekleri ve atmosferi çok beğendim ancak Brüksel'de size bunları sunamayabilirim" sözleriyle dile getirdi.
CHP VE BDP
Rompuy, CHP ve BDP ile de görüştü. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaklaşık yarım saat süren görüşmede, Rompuy, çözüm sürecini çok önemli ve tarihi bulduklarını belirtti. Kılıçdaroğlu ise çözüm arayışının başarıyla sonuçlanmasını istediklerini belirtti ve "Ancak ciddi kaygılarımız bulunuyor" diye konuştu. Rompuy, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak başkanlığındaki heyetle de görüştü. Rompuy, BDP'lilere "Ümitli misiniz?" sorusunu yöneltti. BDP'liler ise "Ümitten başka motivasyonumuz yok. Savaşmayacaksak ümit etmek istiyoruz" dedi.