Ergenekon Davası'nda esas hakkındaki savunmaların alınma işleminin tamamlanmasının ardından sanıklar son sözlerini söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Davası'nda mahkeme, hazır bulunan tüm tutuklu sanıklardan son sözlerini sordu.
Tutuklu sanık Tümgeneral Hıfzı Çubuklu, tahliye ve beraatine karar verilmesini istedi. Mustafa Dönmez, "Bize bu tezgahı kuran savcılar ve polisler hakkında işlem yapın lütfen." dedi.
Odatv davasından tutuklu olduğu için tutuklu sanık bölümünde yer alan tutuksuz sanık Yalçın Küçük, "Burada kendimi suç işlemeyen biri olarak tanıttım." diye konuştu.
Kemal Aydın ise, "Hakkımda yazılı iddianame ile 5 yıldır tutuklu bulunmam bir zulümdür. Bu zulümü bitirin." dedi.
Fuat Selvi de "Sizden bir talebim yok." diye konuştu. İsmail Sağır da "Adil karar vermenizi istiyorum." dedi.
Mustafa Balbay, "Bu iddianamenin ve mütalaanın Türk hukuk sistemi ve Türkiye Cumhuriyeti kuruluş ilkelerine bir saldırı olduğunu düşünüyorum. Heyetinizin de bu saldırının neresinde olduğuna karar vermesi gerektiğini düşünüyorum. Hukuku halktan kaçırmak üzere belirlediğiniz tarihte bir anda son sözleri almaya başladınız. Kurbanlık hayvanın bile bir ayağını bağlamazlar ki çırpınmasını sağlayabilmesi için." dedi. Balbay, Türkiye'nin hukukta 63 yıl geri gittiğini iddia etti.
Tuncay Özkan ise son sözü sorulduğunda "Bu son sözüm olmaz herhalde. Ben daha çok konuşurum. Ulusların zenginliği birlikte özgürlük savaşı vermesidir. Bu savaşın içinde olduğum için gurur duyuyorum." dedi.
Ziya İlker Göktaş ise 2 yıldır bu dava nedeniyle tutuklu olduğunu belirterek "Bu davanın tekrar görüleceğine inanıyorum. O zaman inşallah avukat bölümünde otururum." diye konuştu.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek de "Bu dava Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Türk milletine Türkiye vatanının bütünlüğüne ve Türkiye devrimine bir darbedir. Son sözü Türk milleti söyleyecektir. Son sözü Cumhuriyet yargısı söyleyecektir." ifadesini kullandı.
İşçi Partili tutuklu sanık Erkan Önsel ise mahkeme heyetine hitaben, "Tarih önünde size son kez uyarıyoruz. Başımız dik, alnımız açık. Burada yargılama yapmadınız. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti yıkma programında görevliydiniz. Görevinizi de layıkıyla yerine getirdiniz. Yaşasın tam bağımsız Türkiye." şeklinde konuştu.
CHP Milletvekili Mehmet Haberal ise, "Siz millet adına karar verdiğinizi söylediniz. Ben milleti temsilen buradayım. Türkiye Cumhuriyeti yargıçları olarak sizlerin görevi karşınıza gelenlerin yerine kendinizi koymak. Arkanızda 'adalet mülkün temelidir ' yazıyor. Adalet Allah'ın emridir. Bunları uygulamazsanız, zaman ve insan hayatının geriye dönüşü yoktur. Ben cerrahım, benim görevim ameliyat yapmaktır .Tutukluluğumda 5. senesine girildi. Zamanım katledildi, hayatım gasp edildi. Suçum varsa bana söyleyin." dedi. Haberal, Bakara Sûresi'nin 179. Ayetini hatırlatarak sözlerini noktaladı.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini ve asılsız suçlamalarla 5 yıldır tutuklu olduğunu söyledi. Tolon, "En adil kararı sizlerin vicdanı verecektir. Sizleri vicdanınızla başbaşa bırakıyorum. Canım bu kutsal vatana feda olsun." dedi.
Emekli Orgeneral Hasan Iğsız da, adil olarak yargılandığına inanmadığını belirterek, "Bu nedenle size bir şey söylemek ihtiyacı hissetmiyorum" dedi.
Muzaffer Tekin, 4,5 yıldır yaşanan süreçte hukuk devleti ve yargının yaralandığını ifade ederek, "Beraat talep etmedim, etmeyeceğim de. Kazara şahsıma çıkacak beraat onursuzluktur." diye konuştu.
Emekli Korgeneral Mehmet Otuzbiroğlu ise, olmayan suçtan ve olmayan delillerden yargılandığını öne sürerek, yargılanmasının adli bir hata olduğunu, bunun düzeltilmesini istedi.
Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ise, "Yaşama hakkının sonuna kadar gözardı edildiği mahkemeden adil bir yargılama beklemiyorum" dedi.
Tutuklu sanık Serdar Öztürk ve avukatı Demet Reçber, reddihakim talebinde bulundu.
Duruşmaya kısa bir süre ara veren mahkeme heyeti bu reddi hakim talebini de yasada belirtilen hakimin reddi gerekçeleri arasında bulunmadığı, davayı uzatmaya yönelik olduğunu belirterek reddettiklerini söyledi.
