İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı avukatları, Mısır'da darbe yapan Genelkurmay Başkanı Abdulfettah es-Sisi, eski uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed Baradey, El Ezher şeyhi Ahmed El Tayyip, Selefi Nur Partisi yöneticileri ve Kıpti Kilisesi Patriği ve ilgililer hakkında "insanlık suçu işledikleri" gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Grup, şüpheliler hakkında "kasten adam öldürmek", "nitelikli kasten yaralama", "nitelikli yağma", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" ile "işkence ve eziyet" gibi suçlardan işlem yapılmasını talep etti. Mısır'da olaylarda ölen 164 kişinin adı suç duyurusunda yer aldı. Dilekçede, olası yeni katliamların önüne geçmek için şüphelilerin Türkiye sınırlarına girmeleri halinde tutuklanmaları, haklarında yakalama emrinin çıkartılması, uluslararası hukuk normlarından yararlanarak Türkiye sınırları dışındayken de şüphelilerin yakalanması talep edildi.
TUTUKLAMA İSTEDİLER
İstanbul Adalet Sarayı'na gelen İHH avukatları ile gazeteci- yazar Abdurrahman Dilipak'ın da aralarında bulunduğu bir grup, Mısır'daki darbeyi gerçekleştirenler ve destekleyenler hakkında hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini savcılığa sundu. Daha sonra adliye önünde açıklama yapan İHH avukatı Uğur Yıldırım, yaklaşık 1 hafta önce Mısır'a giden avukatlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından yapılan gözlemlerle ilgili savcılığa bir suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
İNSANLIK TRA JEDİSİ
Mısır'da güvenlik güçlerinin demokrasi yanlılarına ateş açması olayının sistematik şekilde gerçekleştirildiğini ifade eden Yıldırım, Türk makam ve yetkililerinin de harekete geçerek ilgili kişilier hakkında hem Türkiye'de tutuklama kararı çıkartılması hem de bu tip suçlarla ilgili tüm dünyada bu yakalamanın gerçekleşmesi anlamında suç duyurusunda bulunduklarını kaydetti. Dilipak ise Mısır'da bir insanlık trajedisinin yaşandığını söyledi. Dilipak, başlattıkları bu adımın diğer ülkeler tarafından da takip edilmesini beklediklerini dile getirerek, bu adımı atacak diğer ülkelerle ilerleyen günlerde konuyu Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşımak için de istişarelerde bulunduklarını bildirdi. Dilipak şöyle konuştu: "İnanç geleneğimizde haksızlık karşısında susanlar dilsiz şeytanlardır. Dünyanın da Mısır cuntasına destek vermekten vazgeçmesi gerekiyor. Ortada bir insanlık suçu var. Bu suça yardım ve yataklık edenler, destek verenler, o suçun parçası olarak aynı sanık sandalyesine oturabilirler."
TGTV'DEN DARBE TEPKİSİ
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) "Adalet ve vicdan sahibi herkesin darbeye direnen Mısır halkına destek vermesi gerektiğini" kaydetti. TGTV'den yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Mısır halkı binlerce yıllık tarihinde ilk kez diktatörlüğü ve despotluğu yıkarak yöneticilerini ve anayasalarını özgür iradeleriyle belirlemişlerdir. Müslüman Mısır halkına yapılan darbe ve katliama batılı ülkeler sessiz kalmış, hatta darbe olarak isimlendirmemiştir. Sessiz kalarak darbe ve katliamları onaylamışlardır. Bu açık bir çifte standarttır, ikiyüzlülüktür. Batının bu tavrı, Müslüman halkların kendi seçtikleri yöneticilerce değil, kukla ve işbirlikçi batı yanlısı yöneticiler tarafından yönetilmesinin istendiğini ortaya koymaktadır. Darbeyi destekleyen Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Suriye ve İsrail'i bu hukuka aykırı tavırları nedeniyle kınıyoruz."