- Ergenekon davasıyla ilgili çıkan sonuçlara ne diyeceksiniz?
Paradoks burada. Sizin soracağınızı tahmin ediyorum. Şahsi görüşümün yeri burası değil. 6 yıldır devam eden kararla ilgili ne düşünebiliriz. Açıklandığı kadarıyla biliyoruz. TV'ler nasıl verdiyse öyle biliyoruz. Türkiye için önemli bir dava. İçerisinde asker kişiler var. Üniversite rektörleri var milletvekilleri var. Beraat edenler oldu. Yurtdışına çıkış yasağı kararı verilenler oldu. Bunların hepsinin bilgisini sizler gibi aldık. Herkese geçmiş olsun. Bu karar yargı kararı. 3 erkten birisi olan bağımsız kararın aldığı bir sonuçtur. Bugün verilen kararla mahkeme dosyayı kapatmış oldu. Yine temyiz incelemesi yapılacaktır. Bu kararların pek çoğunda sadece tek suç yok birden fazla suçla isnat edilenler var. Ana tema Ergenekon silahlı terör örgütü kurmak, yardım etmek, kişisel verileri vermek, uyuşturucu maddeleri temin etmek, silahlı terör örgütüne silah temin etmek gibi suçlar var. Bu bir yargı kararıdır. Beğensek de beğenmesek de uymak zorundayız. Temyiz hakkı da savunmaya dönük bir haktır. Yargıtay'ın vereceği karar da kesinleşmiş bir karar olacaktır. Şu anda kesinleşmiş bir karar yok. Kimsenin suç işleme imtiyazı yok. Bundan sonra herşeyi aşamalarla göreceğiz. Bir yargı kararı var ve herkes saygı duymak zorunda. Şimdilik herkese geçmiş olsun demekten başka diyebilecek bir şey yok.
- Başbakan Erdoğan'ın daha önce İlker Başbuğ'un tutukluluğuna üzüntü duyduğu ve tutuksuz yargılanmalıdır sözü vardı. Şimdi müebbet hapis cezası aldı. Ne diyeceksiniz bu duruma?
Bu çok açık. Birlikte çalıştığı genelkurmay başkanı için üzüntü duyması gayet normaldir. Ben de Mehmet Haberal için üzüntülerimi iletmiştim. Bunlar bilimadamı tutuklu bulunmalarından üzüntü duyduğumu söylemiştim.
Görülüyor ki yargı bizim sözlerimize bağlı değil. Yargı kendi elindeki deliller veya vicdani kanaatına göre karar verir. Bizim övgülerimiz ve söylemlerimiz yargının kararını etkilemez.