Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bayram namazını kıldığı Süleymaniye Camisi'nde gazetecilerin sorusu üzerine Ergenekon kararlarının AİHM'e kadar gideceği yorumunu yaptı. Ergenekon davasında müebbet hapse mahkum edilen eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili düşüncesinin arkasında olduğunu belirten Erdoğan, "Yargıda bugün birincil mahkeme bir karar verdi. Vermiş olduğu karar nihai bir karar değildir. Yargıtay'da tekrar masaya yatırılması söz konusudur. Yargıtay'ın vereceği karar da aslında nihai değildir" dedi. Kanuni Sultan Süleyman ve Mimar Sinan'ın türbesini ziyaret eden Erdoğan, gazetecilere şunları söyledi:
(Demokratikleşme paket) Bayram sonrası arkadaşlarımla çalışmalara nihai şeklini vereceğiz. Son büyük kongremizde paketi aslında açıklamıştık. Şimdi nereleri nasıl güncelleyeceğiz arkadaşlarım bitiriyorlar. Bayramda paket üzerinde çalışacağım. İstanbul'da olursam beni rahat bırakmazsınız. Rize'ye 24-25-26 Ağustos tarihlerinde gideceğim.
Meclisin erken açılma durumu söz konusu.
(Ergenekon kararları) Yasama, yürütme, yargı kuvvetler ayrılığını oluşturmaktadır. Dolayısı ile kanaatlerimiz anayasanın amir hükümlerine ters düşmeden olmak durumundadır. Ben o zaman kanaatimi çok açık net ifade ettim ve o kanaatimde herhangi bir sapma söz konusu değildir. Ama yargıda bugün birincil mahkeme bir karar verdi. Vermiş olduğu karar nihai bir karar değildir. Yargıtay'da tekrar masaya yatırılması söz konusudur. Yargıtay'ın vereceği karar da aslında nihai değildir. Dolayısı ile temenni ederiz ki adalet yerini hakkı ile bulsun. Ve kimse bundan zarar görmesin.
'MUHALEFET SUÇ İŞLİYOR'
Gerek ana muhalefetin gerek diğer muhalefetin yapmış oldukları açıklamalar çok çirkin. Yargı istediğim kararı verirse iyi, vermezse kötü diye bir mantık olmaz. Şu anda özellikle anayasanın 138'inci maddesine çok açık muhalefet var. Ana muhalefet partisinin yaptığı açıklamalar suç teşkil etmektedir. Meşruiyet, gayrimeşruluk gibi, ben bu mahkemelerin hakimlerini, savcısını tanımıyorum gibi ifadeler yargı içersinde değerlendirilebilecek kanaatler değildir.
Madem ki bu insan böyle bir örgütün başıydı buna Başbakan niçin imza koydu gibi yaklaşımlar çocukça. Ana muhalefet genel başkanının atamalar nasıl yapılır, bunu öğrenmesi lazım. Atamalar içinde herhangi bir suçu sabit olmamış bir insan için kalkıp da şöyledir, böyledir diyemezsiniz. Ama önünüzde suçlu olan birisi varsa o zaman tabi ki böyle bir adımı atarsınız. Bunlar ne zaman ortaya çıktı diye baktığımızda da gördüğünüz gibi emekli olduktan sonra ortaya çıkmış. En önemli savcı, en önemli hakim millettir.
(Obama ile görüşme)Ağırlıklı olarak Suriye ve Mısır konularını görüştük. Suriye'de müşterek ne gibi adımlar atabiliriz bunları konuştuk. Aşırı uçların oralarda özellikle bir yer kapma yarışı içersinde oldukları hepimizin malumudur. Bunlardan biz de rahatsızız. Bu aşırı uçların PYD- El Kaide kapışmaları onlarca vatandaşımızın şehit olmasına neden oldu.
(Mısır) Mısır'da darbe hükümeti yüzde 52 oyla seçilmiş bir cumhurbaşkanını görevden almıştır. Batılı ülkeler hâlâ darbe diyememiştir. Müdahale diyorlar. Çünkü darbe dedikleri anda uluslararası hukuk noktasında yeni bir süreç başlayacaktır. Bunu görüyorlar. Ama biz bu noktada darbecilerin yanında olmayacağız.
(Sonbaharda provokasyon iddiaları) Bu tür yollara tevessül edenlere bu ülke tüm güvenlik güçleri ile gereken cevabı verir, haddini bildirir. Çünkü bunların hiç birisinin özgürlük arayışı olmadığı çok açık net ortadadır. Neyiniz eksik. Temel hak ve özgürlükler noktasında cumhuriyet tarihinde verilmemiş olan hakları AK Parti iktidarı vermiştir.
'EY NOBEL, NASIL BARIŞ ÖDÜLÜ DAĞITIYORSUN?'
Başbakan
Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen bayramlaşma törenine katıldı. Bir kız çocuğuna elini öptüren Erdoğan bayram harçlığı olarak 20 lira verdi. Erdoğan partililere hitaben şunları söyledi:
Diyorlar ya bizim yaşam tarzımıza karışıyor. Nereden çıktı bu üç çocuk meselesi falan... Böyle bir yasa yok. Ben sadece bir Başbakan olarak en az üç çocuğu tavsiye ediyorum. Bu benim en doğal hakkım. Kimseye kalkıp da silah dayatmıyoruz. Ben bu davaya gönül vermiş hanım kardeşlerimize diyorum ki en az üç çocuğu bu millete hibe edin diyorum. Ha yapmayacak, yapmasın. Rusya Federasyonu'nda Vladimir Putin söylediği zaman oluyor da Türkiye'de Tayyip Erdoğan söylediği zaman niye rahatsız oluyorsunuz?
Mısır meselesinde uluslararası siyasi literatürde bunun adı bal gibi darbedir. Çok enteresan bir örnek vereceğim. Nobel barış ödülü falan derler ya. Baradey, Nobel Barış Ödülü almış bir zattır. Ama bunun yanında aynı şekilde Yemen'den bayan Kerman da barış ödülü almış olan bir gazetecidir. Barış ödülü almış olan Baradey şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Şimdi ben Nobel'e sesleniyorum. Ey Nobel. Sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki bu barış ödülleri dağıttığın kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyor. Yine sesleniyorum sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki işte Kerman Mısır'a girmek istedi. Bak Mısır'a sokmadılar. İki yerde iki ayrı tuzak. O da Nobel Barış Ödülü almış o da almış. Peki şu ana kadar ortaya koyduğunuz tavır nedir. Hiçbir tavırları yok. Niye adamına göre muamele. İlke yok ilke. Dünya ilkelerle yönetilmiyor. İlkesizlikle yönetiliyor.