Gazze'ye yönelik abluka, Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlaller, Batı Şeria'da yerleşim inşaatları, ev baskınları, çocuklara yönelik tutuklamalar. Bunların hepsi Filistin'de son günlerde artan İsrail baskıları.
Hepsini bir kenara bırakacak olursak geçen hafta Batı Şeria'daki şiddet olayları üçüncü intifada söylemini yeniden gündeme getirdi.
Bilin kentinde utanç duvarını protesto eden Filistinlilerin üzerine ateş açıldı. Nablus'ta Yahudi yerleşimciler Filistinlilere ait zeytinlikleri yağmaladı. Al Ram yakınlarındaki İsrail askeri karargahı önünde 30 yaşındaki Filistinli Yunus Radaydey açılan ateş sonucu hayatını kaybetti.
Birkaç güne sıkışan bu şiddet eylemlerinin ardından İsrail basını, "üçüncü intifada" manşetleri atmaya başladı.
İsrail'de savunma kaynakları, üçüncü intifada ihtimaliyle ile ilgili bir rapor hazırladı. Raporda böyle bir hareketin beklenmediği açıklandı.
İsrail'de Haaretz ve Hayom gazeteleri intifada ile ilgili haberler yaptı. Gazetelerin ordu kaynaklarına dayandırdığı raporlarında, son bir haftada tırmanan olayların münferit olduğu, intifada gibi organize bir eyleme dönüşme ihtimalinin zayıf olduğu vurgulandı.
Filistin'de bugüne kadar iki kez intifada dönemi yaşandı. Birinci intifada 1987-1993 arasındaydı. İkincisi ise 2000'de Ariel Şaron'un Mescid-i Aksa'ya girmesiyle başlamış, Arafat'ın ölümünün ardından 2005 yılında Mahmut Abbas-İsrail ateşkesiyle sona ermişti.
