Turpçu'nun siyaseti dizayn etmek için sosyal medya üzerinden operasyon yapanlar için kullandığı "sızıntı imparatorluğu" terimi gündeme oturdu.
AHaber televizyonunda 17 Aralık operasyonu ve onun uzantısı olan medyaya dosya sızdırma konusunun ele alındığı Duygu Leloğlu'nun Gece Ajansı programında çarpıcı sözler. Konuklardan gazeteci Hakan Turpçu "sosyal medyada ssızıntı imparatorluğu var. Medyanın HSYK'sı bunlar" dedi. İşte Turpçu'nun o çok önemli açıklamaları.
"Bugün medyada da bir HSYK kurulmuş durumda… Medyanın HSYK'sı var. Bunlar önceden hakkında yakalama kararı da çıkartıyor, hakim de oluyorlar, savcı da oluyorlar, cezanı kesip hükmü de veriyorlar. O kadar organizeler ki daha gözaltına alınmadan kaç yıl hapis yatacağın bile karara vardırılıyor. Medyadaki Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun icraatlerine paralel olarak sosyal medya üzerinde ise bir 'sızıntı imparatorluğu' hüküm sürüyor.
Sosyal medyanın kılcal damarlarına kadar sızmışlar, Başbakan'dan önce bunlara her türlü bilginin servisi yapılıyor, bunlar da sızıntı imparatorluğunda bilgi kirliliği yapıp görevlerini yerine getiriyorlar.
Direkt Başbakan'ı hedef alan bu darbe girişiminin iki başrol oyuncusu olduğu iddia edilen ve emniyet-yargı cuntası olarak tanımlanan duruşun en büyük destekçisi ise medyadaki ittifak… En güçlü cephesi ise Cemaat-Ergenekon medyası ittifakı… Eski Türkiye'nin iki eski aktörü, iki eski 'düşman kardeş', hedef Başbakan'ı devirmek olunca geçmişteki derin husumetlerini unutup güçlerini birleştirmekte beis görmüyorlar.
Askeri vesayetin tasfiyesinde büyük rol oynayan cemaat ve bu dönemin en büyük mağduru Ergenekon, bugün geçici de olsa bir seferberlik ilan ettiler ve kendi medyalarında ağızbirliğine gidiyorlar. Mesela Tuncay Özkan'ın Kanaltürk'ü ile bugünkü Kanaltürk arasında yayın anlayışı olarak hiçbir farkın kalmaması size de şaşırtıcı gelmiyor mu?"