Adana Cumhuriyet Başsavcılığı MİT TIR'larına yönelik paralel yapının müdahalesini, "karşı casusluk" olarak niteleyip takipsizlik kararı ile sonuçlandırmıştı. Başsavcılık 10 Ocak'ta Adana'da iki otobüste yapılan arama ile ilgili de takipsizlik kararı verdi. 10 Ocak'ta Adana'dan Hatay yönüne giden ve içlerinde mühimmat bulunduğu ihbar edilen 2 yolcu otobüsü polisler tarafından durdurulmuştu Adana Emniyet Müdürlüğü Özel Harekât Şube Müdürlüğü'ne götürülen otobüslerde çok detaylı bir arama yapıldı. Konu ile ilgili soruşturma başlatan TMK 10. Madde ile Yetkili Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği çalışmalarını tamamladı. Soruşturmada otobüste gözaltına alınan sekiz kişi ile ilgili takipsizlik kararı verildi. Kararda, suç unsuruna rastlanmadığı belirtildi. Paralel devletin 1 Ocak'ta Hatay'da, 19 Ocak'ta da Adana Ceyhan'da yaptığıTIR baskınları başsavcılık tarafından, 'karşı casusluk' faaliyeti olarak tanımlanmıştı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturmada TIR'larda görevli MİT personeli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti. Kararın gerekçesinde, Kırıkhan ve Ceyhan'da MİT'e ait TIR'lara yapılan baskınlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli İstihbarat Teşkilatı'nı yabancı istihbarat servisleri karşısında çaresiz ve savunmasız bırakma amacını taşıyan operasyonlar olarak nitelendirilmişti. Takipsizlik kararında şu önemli tespitlerde bulunulmuştu:
KARŞI CASUSLUK DENMİŞTİ
"Genel itibariyle Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli İstihbarat Teşkilatı, söz konusu ihbarlarla etkisiz hale getirilme, faaliyetleri ve çalışanları deşifre edilmeye çalışılırken, bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında herhangi bir şekilde faaliyet gösteren karşı casusluk örgütlerinin hiçbir faaliyetinin bu şekilde ihbara konu edilmemesi de sorgulanması gereken bir husustur. Buradaki ihbarlarla soruşturmayla bağlantıları tümüyle ortaya çıkarılabilecek yapının, ülkenin Milli İstihbarat Teşkilatı'nın tüm faaliyetlerini, çalışanlarını deşifre etmek suretiyle Türkiye Cumhuriyeti'nin İstihbarat Teşkilatı'nı yabancı istihbarat servisleri karşısında çaresiz ve savunmasız bırakmayı amaçladığı değerlendirilmektedir."