SERBEST FIRKA'YA İLGİ ARTINCA ATATÜRK BEN CHP'LİYİM DEDİ
Atatürk hangi sebeple bitirelim ya da hangi endişesinden dolayı bu feshedilmelidir kararını çıkardı?
Onunla ilgi kendi demeci var. Atatürk'e diyor ki kaygı duyuyor diyor ki: "Paşam siz Cumhurbaşkanısınız ama aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi'nin genel başkanısınız" O zaman Cumhurbaşkanları partinin genel başkanıydı. İsmet İnönü de hem CHP Genel Başkanı hem Cumhurbaşkanıydı. Dolayısıyla diyor ki; "Şimdi ben bir muhalefet partisi kurarsam, tamam siz bana partiyi kuruyorsunuz, kaç lira vereceğinizi, kaç milletvekili vereceğinizi, bunların kim olacağını, hazineden ne kadar yardım alacağımı hepsini siz belirlediniz tamam yalnız ben bu partiyi kurduğum zaman, sizin başınızda olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin karşısında olan bir muhalefet partisi olarak kuruyorum. Dolayısıyla ben bundan endişeliyim" diyor. Yani sizinle siyasi rakip haline gelmiş oluyorum diyor. Atatürk de kendisine güvence veriyor. Tamam diyor ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin başındayım ama benim için iki parti de eşdeğerdir diyor. Ben ne kadar CHP'li isem seni de Türkiye'de o kadar destekliyorum diyor. Başta üç ay öyle gidiyor. Üç ay sonra özellikle İzmir'deki kitlesel mitingden sonra ki orada taşkınlıklar da vardı bir tane çocuk falan ölüyor. Atatürk açıklamasını yapıyor, diyor ki "Topluma hatırlatırım ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin başkanıyım aynı zamanda" diyor, yani tavrını net olarak gösteriyor.
Yani orada tarafsızlık değil tavrı, Cumhuriyet Halk Partisi'nden yanayım diyor.
Atatürk'ün esas endişesi Serbest Fırka'nın büyümesi ve hiç hazır olunmayan bir partinin, beklenmedik partinin ki; böyle bir niyetle de kurulmamış olan bir partinin bir yıl sonra yapılacak genel seçimde iktidar alternatif olabilir kaygısı var. 1931'de olmaz ama 1935'de olabilir kaygısı var. Buna hazır olmadığı, reformların yeterince yapılmadığı bir dönemde de böyle bir gelişme oluyor.
Tarih okumalarında 1950 yılı çok partili hayata yani demokrasiye geçisin ilk adımı olarak değerlendirilir. Gerçekten de demokrasiye geçiş yeri midir?
AMAÇ DEMOKRASİ DEĞİL RUSYA TEHDİDİ
Birinci olarak şunu söyleyeyim, 1946'da 2. Dünya Savaşı'ndan sonra çok partili sisteme geçtik diyoruz ya, bu da aslında bir klişe. Yani şu aslında İsmet Paşa'nın kafasındaki, 2. Dünya Savaşı bitmiş, Birleşmiş Milletler kuruluyor, Batı dünyası, Kafkaslarda Sovyetlerle başımız sıkıntıda… Toprak talebi, Boğazlar talebi, o dostluk anlaşması var. Yalnız kalmak istemiyor dünyada ve ben diyor sistemime eski Serbest Fırka'da yaptığım gibi bir şey yaparsam Batı'nın gözüne daha çok girerim ve Batılı kampta yer alırım veya Sovyetlerle başım sıkıntıya girerse de Amerika ve Batı dünyasının desteğini alırım gibi bir düşünce var. Yani biz 1945'de planlı, programlı çok partili hayata geçtik gibi bir düşünce bence yanlış okuma. Bizim burada yaptığımız İsmet Paşa Serbest Fırka denemesini yeniden yürütmek istiyor. Yine "güvendiğimiz arkadaşlar "la. O geçiş dönemi 1946-50 arasında partiden çok tepki var. Özellikle Recep Peker "Ya paşam diyor İsmet Paşa'ya partiyi kapatalım yoksa iktidara gelecek bunlar diyor" İsmet Paşa da "Yok yolunda gidiyor her şey" diyerek devam ettiriyor bunu. Atatürk fazla sabredemedi Serbest Fırka'yı kapattırdı. İsmet Paşa bu sabrı fazla gösteriyor ve sonuçta ne oluyor meclis seçimlerde beklenmedik bir şekilde iktidar değişiyor. Biz şimdi 1950'de çok partili sisteme geçme niyetiyle hazırlanmayan bir parti olunca Demokrat Parti iktidar oluyor.