Erdoğan, bu ay içinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 94. yıl dönümünü kutladıklarını belirterek, bu yıl dönümünün ülke, millet, cumhuriyet ve demokrasi açısından büyük önem arz ettiğine vurgu yaptı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, milli iradenin tecelli ettiği yegane merkez olarak kabul edildiğine vurgu yapan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ankara'dan yayılan heyecan, sadece Misak-ı Milli sınırlarının içinde kalmadı. Hindistan'daki, Pakistan'daki, Afganistan'daki, Balkanlar'daki, Ortadoğu'daki, kardeşlerimiz bu sevince ortak oldu. Dünyanın dört bir yanından dualar edildi. Dünyanın dört bir yanından insanlar, kardeşlerimiz parmaklarındaki yüzükleri, kollarındaki bilezikleri çıkarıp, Meclis için Kurtuluş Savaşımız için gönderdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisi, geniş medeniyet havzamızdaki mazlumların hepsi için bir umut ışığı oldu. Bu topraklar üzerinde yaşayan farklı renkler, farklı etnik gruplar, farklı mezhepler, yüreklerini, varını yoğunu ortaya koyarak, Meclis'in iradesi altında, Kurtuluş Savaşımız için ortak ideallerimiz için mücadeleye başladı. O kurucu Meclis'te yalnızca ve yalnızca millet egemenliği vardı. Hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç kimsenin horlanmadığı, hiç kimsenin aşağılanmadığı, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir atmosfer vardı. İşte o birliktelik, o kenetlenme hali, o kardeşlik ruhu, o dayanışma iklimi, bizi bugünlere getirdi."
"23 Nisan 1920 ruhu, üzerinde hiçbir vesayet kabul etmeyecektir"
TBMM'nin çok büyük acılar neticesinde kurulduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu Meclis, şehitlerimizin, gazilerimizin, aziz milletimizin fedakarlıkları, cansiperane gayretleriyle kurulmuştur. Bu Meclis, bize Cumhuriyetimizi armağan etmiştir. 23 Nisan 1920 ruhu, üzerinde hiçbir vesayet, hiçbir gölge kabul etmemiştir, etmeyecektir. Zaman zaman, demokrasimizin kesintiye uğratıldığı, Meclis'in varlığının hiçe sayıldığı, milli iradenin yok sayıldığı dönemlerden geçtik. Demokrasinin, hukukun, milli iradenin hiçe saydığı o karanlık dönemlerde de Türkiye büyük acılar yaşadı. Ancak, aziz milletimiz, kendisini Meclis'in, milli iradenin üzerinde gören her gücü, her oluşumu, günü geldiğinde bertaraf etti."
"Şurası bir gerçek ki; Türkiye, aziz milletimiz, her meselesini Meclis yoluyla, demokrasi yoluyla çözmeye kararlıdır" diyen Erdoğan, Meclis'e el uzatan, Meclis'i sindirmeye çalışan hiçbir gücün, milletin vicdanında karşılık bulamadığını ve bulamayacağının altını çizdi.
"Türkiye düşmanları, Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünü durduramayacak"
"Türkiye, demokratikleştikçe, Türkiye üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne doğru uzanan yolculukta mesafe kat ettikçe, daha da büyüyor, daha da gelişiyor, hedeflerine, hayallerine doğru daha bir kararlılıkla koşuyor" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Türkiye düşmanları, Türkiye'nin medeniyet yürüyüşünü durduramadı ve de durduramayacak da… Siz bize destek oldukça, biz, sizin hayallerinizi, sizin ideallerinizi, sizin hedeflerinizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Yatırımlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz, açılışlarımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, seçim sürecinde, gittiği her şehirde toplu açılışlar gerçekleştirdiklerini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçim sonrasında da bu açılış törenlerimize ara vermedik. 12 Nisan'da, İstanbul ve Marmara Denizi'nin temizliği için son derece önemli bir yatırımı, Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi'ni hizmete aldık. Bu arıtma tesisiyle birlikte, yıllık 54 bin 750 ton çamurun, 146 milyon metreküp atıksuyun Marmara Denizi'ne karışmasını engellemiş oluyoruz. Arıtılan suların bir kısmı çevre sulama ve sanayide kullanılabilir hale getirilecek. 5 yıllık işletme bedeli ile beraber 122 milyon 500 bin avroya mal olan bu tesis, enerjisini de kendisi üretecek. Ben, bu çevre yatırımının bir kez daha İstanbulumuza, Marmara Bölgemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu vesileyle de İstanbul Büyükşehir Belediyemize teşekkür ediyorum."
"Sadece Amerika'da, Malezya'da, Fransa'da olan tünelden Türkiye'de de olmuş olacak"
Erdoğan, bir başka büyük yatırım olan Avrasya Tüneli'nin inşasında önemli bir aşamanın startını verdiklerini anımsatarak, "Bu proje bütünüyle tamamlandığında, inşallah, tıpkı Marmaray'da olduğu gibi, Kazlıçeşme-Göztepe arasında, denizin altından gidiş gelişli iki tüp yerleştirecek, lastikli araçların dakikalar içinde iki kıta arasında seyahat etmesini mümkün hale getireceğiz. Bu sayede, denizin altından lastikli araçların geçmesine imkan tanıyan ve sadece Amerika'da, Malezya'da, Fransa'da olan karayolu tünelinden Türkiye'de de olmuş olacak" dedi.
Toplam maliyeti 1 milyar 245 milyon dolar olan bu büyük projenin, 14,6 kilometrelik bir yoldan oluştuğunu anlatan Erdoğan, bunun, 5,4 kilometresinin, Boğaz'ın altından geçtiğini, geriye kalan 9,2 kilometrelik kısımda da yollar, geçiş tünelleri, köprüler, üst geçitler inşa edileceğini belirtti.
Kazlıçeşme ile Göztepe arasının 100 dakikada katedilebildiğini, Avrasya Tüneli tamamlandığında, bu mesafenin 15 dakikaya düşeceğini dile getiren Erdoğan, "Tünel ve yollar inşa edilip tamamlandığında, hem kendisini amorti edecek hem de yakıttan sağladığı tasarrufla ülkemize önemli getirisi olacak. İnşallah, Allah ömür verirse, yapının tamamlandığını da görecek, açılışını yine milletimizle birlikte gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
Bu ay içinde ayrıca, Konya, Karaman ve Kayseri'de de açılışlar yaptıklarını ifade eden Erdoğan, 26 Nisan'da Konya ve ilçelerinde, 34 farklı yatırımdan oluşan toplam 169 trilyon liralık hizmet ve tesisin açılışını gerçekleştirdiklerini, aynı gün, Karaman'da, yapımı tamamlanan 268 trilyon liralık eser ve yatırımı hizmete aldıklarını aktardı. Bir gün sonra da, 27 Nisan'da, Kayseri ve ilçelerinde tamamlanan yatırımların resmi açılışını yaptıklarını kaydeden Erdoğan, bu sayede, bir gün içinde, kamu ve özel sektör yatırımlarından oluşan toplamda 72 farklı projeyi, 598 trilyon lira tutarındaki yatırımı Kayseri'ye kazandırmış olduklarına işaret ederek, "Tüm bu yatırımların, hizmet ve eserlerin hayırlı olmasını diliyor, Bakanlıklarımıza, Bakan arkadaşlarımıza, belediyelerimize, özel sektörümüze milletim adına teşekkür ediyorum" dedi.
"Dünyanın dört bir yanından gelen devlet adamlarını ülkemizde ağırladık"
Başbakan Erdoğan, bu yoğun gündem içinde, Nisan ayı boyunca, yurt dışı temaslarını da sürdürdüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:
"Kardeş ülke Azerbaycan'la her seçim sonrası ilk ziyaretlerimizi yapmak artık ülkelerimiz arasında bir gelenek oldu. 30 Mart seçimleri sonrası, Azerbaycan'ı ziyaret ettik ve orada ülkelerimizin geleceği adına önemli görüşmelerde bulunduk. Bu yurt dışı ziyaretimize ilave olarak, dış politikamız açısından çok önemli olan kabulleri de gerçekleştirdik, dünyanın dört bir yanından gelen devlet adamlarını ülkemizde ağırladık. Bu kapsamda, Letonya Cumhurbaşkanı Andris Berzins ile, Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta ile, Malezya Başbakanı Necib Tun Abdurrezzak ile, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ile, Hırvatistan Parlamentosu Başkanı Yosip Leko ile, Kırım Tatar Lideri Sayın Kırımoğlu ve Kırım Tatar Türk Meclisi Başkanı Çubarov ile, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ile görüşmeler gerçekleştirdik. Tüm bu temasların da ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum."
Erdoğan, bugün itibariyle, Hicri 1435 yılının mübarek üç aylarına erişmiş bulunduklarını da belirterek, Müslümanlar ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini diledi. Erdoğan, "Rabbime, hepimizi Mübarek ramazana da eriştirmesi için dua ediyorum. Üç ayların ilk cuma akşamında, yani yarın, mübarek Regaip Kandili'ni de idrak edeceğiz. Regaip Kandili'nizi de şimdiden tebrik ediyorum" dedi.
"1 Mayıs'ın olumsuz imajından kurtulması en büyük arzumuz"
Başbakan Erdoğan, konuşmasında, çalışanlar için büyük önemi olan yarın gerçekleşecek 1 Mayıs kutlamalarına da yer verdi. 1 Mayıs'ı, "Emek ve Dayanışma Günü" olarak, 2008 yılında Hükümet olarak kendilerinin tatil ilan ettiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"1 Mayıs'ın, şiddetten, vandalizmden, çatışmadan uzak şekilde, bir emek, demokrasi ve dayanışma şöleni olarak kutlanması en büyük arzumuz. Millet olarak, geçmişte yaşanan acı ve kötü manzaraların yaşanmasını hiç arzu etmiyoruz. 1 Mayıs'ın artık coşku içinde kutlanması, olumsuz imajından kurtulması en büyük arzumuz. İşçilerimizin, emekçilerimizin, tüm çalışanlarımızın, tahriklere boyun eğmeden, kendi günlerini bayram havasında kutlayacaklarına inanıyor; ben de tüm çalışanların Emek ve Dayanışma Günü'nü tebrik ediyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son veriyor, ailelerinizle, sevdiklerinizle, sıhhat ve afiyet içinde yaşamanızı temenni ediyor, yeniden kavuşmak, yeniden buluşmak üzere, hepinize hayırlı akşamlar diliyorum."