Soma'daki maden faciası, Türk basınında kimin ne peşinde olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. SABAH, ilk günden itibaren, şehit madencilerin acılarını paylaştı, Doğan grubu ve muhalif bazı yayın organları ise acıdan siyasi rant elde etme peşine düştü. Madenin sahibi Alp Gürkan'ın basın toplantısından bir gün önce, SABAH, "Hani yaşam odaları vardı?" başlığı attı. Gürkan da toplantıda yaşam odaları olmadığını itiraf etti. İş güvenliği ve maden kazalarında tek sorumlu olarak şirketin genel müdürü Ramazan Doğru'yu atayan, ancak sahte imzayla alındığı iddia edilen kararla ilgili haberi de SABAH duyurdu. Doğru'nun belgenin sahte olduğunu iddia etmesi üzerine, denetimli serbest kalan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan da tutuklandı.
HÜRRİYET HEDEF SAPTIRDI
Aydın Doğan medyası ve diğer muhalif basın, tıpkı Gezi olaylarında ve 17 Aralık'ta olduğu gibi, provokasyon ve siyasi rant peşine düştü. İşçi yakınlarını hükümet aleyhine kışkırtmak ve olayları Türkiye geneline yaymak için saldırı başlattı. Onlara göre facianın tek sorumlusu hükümet ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dı. Facianın ertesi günü Doğan grubunun amiral gemisi Hürriyet'in sayfalarında Alp Gürkan, "Başarılı bir işadamı. Maden ocağı Türkiye'nin bir numarası" ifadeleriyle kollandı. Başbakan'ın Soma ziyareti sırasında yaşanan küçük bir gerginliği, Doğan grubu yayın organları, "Başbakan kalabalıktan kaçıp markete sığındı" yalanıyla haberleştirdi. Taner Kurucan adlı provokatörün "Başbakan bana yumruk attı" beyanatını kamuoyuna sundu. Kurucan, kamera görüntüleri yalanını ortaya çıkarınca ifadesini, "Asıl Başbakan beni korudu, ondan özür dilerim" diye değiştirdi. Başta Hürriyet, Doğan grubu yayın organları, üç beş kişilik grupların provokatif eylemlerini, "Türkiye yangın yerine döndü" edasıyla dünyaya servis etti. SABAH ise facianın ilk anından itibaren gazetecilik refleksiyle hareket edip hep gerçeğin peşinde oldu, bundan sonra da hep öyle olacak.
